1. [7:194] | inne-lleẕîne ted`ûne min dûni-llâhi `ibâdün emŝâlüküm fed`ûhüm felyestecîbû leküm in küntüm ṣâdiḳîn. | إن الذين تدعون من دون الله عباد أمثالكم فادعوهم فليستجيبوا لكم إن كنتم صادقين إِنَّ الَّذِينَ تَدْعُونَ مِن دُونِ اللّهِ عِبَادٌ أَمْثَالُكُمْ فَادْعُوهُمْ فَلْيَسْتَجِيبُواْ لَكُمْ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ |
---|
Elmalılı | Allah'ı bırakıp taptıklarınız da tıpkı sizin gibi kullardır. Eğer iddianızda doğru iseniz haydi onları çağırın da size cevap versinler. |
Y. Ali | Verily those whom ye call upon besides Allah are servants like unto you: Call upon them, and let them listen to your prayer, if ye are (indeed) truthful!
|
Words | | |
2. [21:26] | veḳâlü-tteḫaẕe-rraḥmânü veleden sübḥâneh. bel `ibâdüm mükramûn. | وقالوا اتخذ الرحمن ولدا سبحانه بل عباد مكرمون وَقَالُوا اتَّخَذَ الرَّحْمَنُ وَلَدًا سُبْحَانَهُ بَلْ عِبَادٌ مُّكْرَمُونَ |
---|
Elmalılı | Böyle iken dediler ki: "Rahmân çocuk edindi." Allah bundan münezzehtir. Doğrusu melekler (Allah'ın çocukları değil.) ikram olunmuş kullardır. |
Y. Ali | And they say: "(Allah) Most Gracious has begotten offspring." Glory to Him! they are (but) servants raised to honour.
|
Words | | |
3. [37:40] | illâ `ibâde-llâhi-lmuḫleṣîn. | إلا عباد الله المخلصين إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ |
---|
Elmalılı | Sadece Allah'ın ihlaslı kulları müstesnadır. |
Y. Ali | But the sincere (and devoted) Servants of Allah,-
|
Words | | |
4. [37:74] | illâ `ibâde-llâhi-lmuḫleṣîn. | إلا عباد الله المخلصين إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ |
---|
Elmalılı | Ancak Allah'ın ihlas ile seçilen kulları başka. |
Y. Ali | Except the sincere (and devoted) Servants of Allah.
|
Words | | |
5. [37:128] | illâ `ibâde-llâhi-lmuḫleṣîn. | إلا عباد الله المخلصين إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ |
---|
Elmalılı | Ancak Allah'ın ihlaslı kulları müstesna. |
Y. Ali | Except the sincere and devoted Servants of Allah (among them).
|
Words | | |
6. [37:160] | illâ `ibâde-llâhi-lmuḫleṣîn. | إلا عباد الله المخلصين إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ |
---|
Elmalılı | Fakat Allah'ın ihlas ile seçilen kulları başka (onlar, Allah'ı böyle şirk ile vasıflamazlar). |
Y. Ali | Not (so do) the Servants of Allah, sincere and devoted.
|
Words | | |
7. [37:169] | lekünnâ `ibâde-llâhi-lmuḫleṣîn. | لكنا عباد الله المخلصين لَكُنَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ |
---|
Elmalılı | (Müşrikler) şöyle diyorlardı: "Eğer yanımızda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah'ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk." |
Y. Ali | "We should certainly have been Servants of Allah, sincere (and devoted)!"
|
Words | | |
8. [39:10] | ḳul yâ `ibâdi-lleẕîne âmenü-tteḳû rabbeküm. lilleẕîne aḥsenû fî hâẕihi-ddünyâ ḥaseneh. vearḍu-llâhi vâsi`ah. innemâ yüveffe-ṣṣâbirûne ecrahüm bigayri ḥisâb. | قل يا عباد الذين آمنوا اتقوا ربكم للذين أحسنوا في هذه الدنيا حسنة وأرض الله واسعة إنما يوفى الصابرون أجرهم بغير حساب قُلْ يَا عِبَادِ الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا رَبَّكُمْ لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا فِي هَذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةٌ وَأَرْضُ اللَّهِ وَاسِعَةٌ إِنَّمَا يُوَفَّى الصَّابِرُونَ أَجْرَهُم بِغَيْرِ حِسَابٍ |
---|
Elmalılı | Ey Muhammed! Tarafımdan söyle: "Ey iman eden kullarım! Rabbinizden korkun. Bu dünyada güzellik yapanlara bir güzellik vardır. Allah'ın yeryüzü geniştir. Ancak sabredenlere mükafatları hesapsız ödenecektir." |
Y. Ali | Say: "O ye my servants who believe! Fear your Lord, good is (the reward) for those who do good in this world. Spacious is Allah's earth! those who patiently persevere will truly receive a reward without measure!"
|
Words | | |
9. [39:16] | lehüm min fevḳihim żulelüm mine-nnâri vemin taḥtihim żulelün. ẕâlike yüḫavvifü-llâhü bihî `ibâdeh. yâ `ibâdi fetteḳûn. | لهم من فوقهم ظلل من النار ومن تحتهم ظلل ذلك يخوف الله به عباده يا عباد فاتقون لَهُم مِّن فَوْقِهِمْ ظُلَلٌ مِّنَ النَّارِ وَمِن تَحْتِهِمْ ظُلَلٌ ذَلِكَ يُخَوِّفُ اللَّهُ بِهِ عِبَادَهُ يَا عِبَادِ فَاتَّقُونِ |
---|
Elmalılı | Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında yine ateşten tabakalar vardır. İşte Allah, kullarını bundan korkutuyor, "Ey kullarım! benden korkun." (diyor). |
Y. Ali | They shall have Layers of Fire above them, and Layers (of Fire) below them: with this doth Allah warn off his servants: "O My Servants! then fear ye Me!"
|
Words | | |
10. [39:17] | velleẕîne-ctenebu-ṭṭâgûte ey ya`büdûhâ veenâbû ile-llâhi lehümü-lbüşrâ. febeşşir `ibâd. | والذين اجتنبوا الطاغوت أن يعبدوها وأنابوا إلى الله لهم البشرى فبشر عباد وَالَّذِينَ اجْتَنَبُوا الطَّاغُوتَ أَن يَعْبُدُوهَا وَأَنَابُوا إِلَى اللَّهِ لَهُمُ الْبُشْرَى فَبَشِّرْ عِبَادِ |
---|
Elmalılı | Tağuttan, ona kulluk etmekten kaçınıp da tam gönülle Allah'a yönelenlere gelince, müjde onlaradır. Haydi müjdele kullarımı. |
Y. Ali | Those who eschew Evil,- and fall not into its worship,- and turn to Allah (in repentance),- for them is Good News: so announce the Good News to My Servants,-
|
Words | | |
11. [43:19] | vece`alü-lmelâikete-lleẕîne hüm `ibâdü-rraḥmâni inâŝâ. eşehidû ḫalḳahüm. setüktebü şehâdetühüm veyüs'elûn. | وجعلوا الملائكة الذين هم عباد الرحمن إناثا أشهدوا خلقهم ستكتب شهادتهم ويسألون وَجَعَلُوا الْمَلَائِكَةَ الَّذِينَ هُمْ عِبَادُ الرَّحْمَنِ إِنَاثًا أَشَهِدُوا خَلْقَهُمْ سَتُكْتَبُ شَهَادَتُهُمْ وَيُسْأَلُونَ |
---|
Elmalılı | Onlar Rahman olan Allah'ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Onlar meleklerin yaratılışını gördüler mi? Onların şahitlikleri yazılacak ve onlar sorguya çekileceklerdir. |
Y. Ali | And they make into females angels who themselves serve Allah. Did they witness their creation? Their evidence will be recorded, and they will be called to account!
|
Words | | |
12. [43:68] | yâ `ibâdi lâ ḫavfün `aleykümü-lyevme velâ entüm taḥzenûn. | يا عباد لا خوف عليكم اليوم ولا أنتم تحزنون يَا عِبَادِ لَا خَوْفٌ عَلَيْكُمُ الْيَوْمَ وَلَا أَنتُمْ تَحْزَنُونَ |
---|
Elmalılı | Allah, takva sahiplerine şöyle nida eder: "Ey âyetlerimize imân edip müslüman olan kullarım! Bugün size hiçbir korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz. |
Y. Ali | My devotees! no fear shall be on you that Day, nor shall ye grieve,-
|
Words | | |
13. [44:18] | en eddû ileyye `ibâde-llâh. innî leküm rasûlün emîn. | أن أدوا إلي عباد الله إني لكم رسول أمين أَنْ أَدُّوا إِلَيَّ عِبَادَ اللَّهِ إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ |
---|
Elmalılı | O peygamber onlara şöyle demişti: "Esaretiniz altındaki Allah'ın kullarını bana teslim edin. Çünkü ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim. |
Y. Ali | Saying: "Restore to me the Servants of Allah: I am to you an messenger worthy of all trust;
|
Words | | |
14. [76:6] | `ayney yeşrabü bihâ `ibâdü-llâhi yüfeccirûnehâ tefcîrâ. | عينا يشرب بها عباد الله يفجرونها تفجيرا عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ اللَّهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْجِيرًا |
---|
Elmalılı | Bir kaynak ki ondan Allah'ın kulları içerler, güzel yollar açarak akıtırlar onu. |
Y. Ali | A Fountain where the Devotees of Allah do drink, making it flow in unstinted abundance.
|
Words | | |