1. [3:96] | inne evvele beytiv vuḍi`a linnâsi lelleẕî bibekkete mübârakev vehüdel lil`âlemîn. | إن أول بيت وضع للناس للذي ببكة مباركا وهدى للعالمين إِنَّ أَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذِي بِبَكَّةَ مُبَارَكًا وَهُدًى لِّلْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | Şüphesiz insanlar için kurulan ilk mabed, Mekke'deki çok mübarek ve bütün âlemlere hidayet kaynağı olan Beyt (Kabe)dir. |
Y. Ali | The first House (of worship) appointed for men was that at Bakka: Full of blessing and of guidance for all kinds of beings:
|
Words | | |
2. [3:108] | tilke âyâtü-llâhi netlûhâ `aleyke bilḥaḳḳ. veme-llâhü yürîdü żulmel lil`âlemîn. | تلك آيات الله نتلوها عليك بالحق وما الله يريد ظلما للعالمين تِلْكَ آيَاتُ اللّهِ نَتْلُوهَا عَلَيْكَ بِالْحَقِّ وَمَا اللّهُ يُرِيدُ ظُلْمًا لِّلْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | Bunlar Allah'ın, sana gerçek olarak okuyageldiğimiz, âyetleridir. Allah âlemlere hiçbir haksızlık etmek istemez. |
Y. Ali | These are the Signs of Allah: We rehearse them to thee in Truth: And Allah means no injustice to any of His creatures.
|
Words | | |
3. [6:90] | ülâike-lleẕîne hede-llâhü febihüdâhümu-ḳtedih. ḳul lâ es'elüküm `aleyhi ecrâ. in hüve illâ ẕikrâ lil`âlemîn. | أولئك الذين هدى الله فبهداهم اقتده قل لا أسألكم عليه أجرا إن هو إلا ذكرى للعالمين أُوْلَـئِكَ الَّذِينَ هَدَى اللّهُ فَبِهُدَاهُمُ اقْتَدِهْ قُل لاَّ أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ أَجْرًا إِنْ هُوَ إِلاَّ ذِكْرَى لِلْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | Bunlar, Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların hidayetine uy. De ki: "Ben ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O, sadece bütün âlemlere bir öğüttür. |
Y. Ali | Those were the (prophets) who received Allah's guidance: Copy the guidance they received; Say: "No reward for this do I ask of you: This is no less than a message for the nations."
|
Words | | |
4. [12:104] | vemâ tes'elühüm `aleyhi min ecr. in hüve illâ ẕikrul lil`âlemîn. | وما تسألهم عليه من أجر إن هو إلا ذكر للعالمين وَمَا تَسْأَلُهُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ إِنْ هُوَ إِلاَّ ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | Buna karşılık onlardan herhangi bir ücret de istemiyorsun. O Kur'ân, âlemlere ancak bir öğüttür. |
Y. Ali | And no reward dost thou ask of them for this: it is no less than a message for all creatures.
|
Words | | |
5. [21:71] | venecceynâhü velûṭan ile-l'arḍi-lletî bâraknâ fîhâ lil`âlemîn. | ونجيناه ولوطا إلى الأرض التي باركنا فيها للعالمين وَنَجَّيْنَاهُ وَلُوطًا إِلَى الْأَرْضِ الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا لِلْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | Onu da, Lût'u da, âlemler için bereketli ve kutsal kıldığımız yere ulaştırıp kurtardık. |
Y. Ali | But We delivered him and (his nephew) Lut (and directed them) to the land which We have blessed for the nations.
|
Words | | |
6. [21:91] | velletî aḥṣanet fercehâ fenefaḫnâ fîhâ mir rûḥinâ vece`alnâhâ vebnehâ âyetel lil`âlemîn. | والتي أحصنت فرجها فنفخنا فيها من روحنا وجعلناها وابنها آية للعالمين وَالَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهَا مِن رُّوحِنَا وَجَعَلْنَاهَا وَابْنَهَا آيَةً لِّلْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | Irzını koruyan Meryem'e ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu, âlemler için bir mucize kılmıştık. |
Y. Ali | And (remember) her who guarded her chastity: We breathed into her of Our spirit, and We made her and her son a sign for all peoples.
|
Words | | |
7. [21:107] | vemâ erselnâke illâ raḥmetel lil`âlemîn. | وما أرسلناك إلا رحمة للعالمين وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | (Ey Muhammed!) biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik. |
Y. Ali | We sent thee not, but as a Mercy for all creatures.
|
Words | | |
8. [25:1] | tebârake-lleẕî nezzele-lfürḳâne `alâ `abdihî liyekûne lil`âlemîne neẕîrâ. | تبارك الذي نزل الفرقان على عبده ليكون للعالمين نذيرا تَبَارَكَ الَّذِي نَزَّلَ الْفُرْقَانَ عَلَى عَبْدِهِ لِيَكُونَ لِلْعَالَمِينَ نَذِيرًا |
---|
Elmalılı | "Tebareke" ne yüce feyyazdır o ki, dünyaları uyarmak üzere kulu Muhammed'e, hakkı batıldan ayırdeden Kur'ân'ı indirdi. |
Y. Ali | Blessed is He who sent down the criterion to His servant, that it may be an admonition to all creatures;-
|
Words | | |
9. [29:15] | feenceynâhü veaṣḥâbe-ssefîneti vece`alnâhâ âyetel lil`âlemîn. | فأنجيناه وأصحاب السفينة وجعلناها آية للعالمين فَأَنْجَيْنَاهُ وَأَصْحَابَ السَّفِينَةِ وَجَعَلْنَاهَا آيَةً لِّلْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık. |
Y. Ali | But We saved him and the companions of the Ark, and We made the (Ark) a Sign for all peoples!
|
Words | | |
10. [30:22] | vemin âyâtihî ḫalḳu-ssemâvâti vel'arḍi vaḫtilâfü elsinetiküm veelvâniküm. inne fî ẕâlike leâyâtil lil'`âlimîn. | ومن آياته خلق السماوات والأرض واختلاف ألسنتكم وألوانكم إن في ذلك لآيات للعالمين وَمِنْ آيَاتِهِ خَلْقُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاخْتِلَافُ أَلْسِنَتِكُمْ وَأَلْوَانِكُمْ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّلْعَالِمِينَ |
---|
Elmalılı | Yine göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu da O'nun âyetlerindendir. Şüphesiz ki bunda bilenler için nice ibretler vardır. |
Y. Ali | And among His Signs is the creation of the heavens and the earth, and the variations in your languages and your colours: verily in that are Signs for those who know.
|
Words | | |
11. [38:87] | in hüve illâ ẕikrul lil`âlemîn. | إن هو إلا ذكر للعالمين إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | "O Kur'ân, bütün âlemler için bir zikir, bir öğüttür. " |
Y. Ali | "This is no less than a Message to (all) the Worlds.
|
Words | | |
12. [68:52] | vemâ hüve illâ ẕikrul lil`âlemîn. | وما هو إلا ذكر للعالمين وَمَا هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | Halbuki o âlemler için bir öğüttür. |
Y. Ali | But it is nothing less than a Message to all the worlds.
|
Words | | |
13. [81:27] | in hüve illâ ẕikrul lil`âlemîn. | إن هو إلا ذكر للعالمين إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | O, âlemler için öğütten başka bir şey değildir, |
Y. Ali | Verily this is no less than a Message to (all) the Worlds:
|
Words | | |