1. [14:43] | mühti`îne muḳni`î ruûsihim lâ yerteddü ileyhim ṭarfühüm. veef'idetühüm hevâ'. | مهطعين مقنعي رءوسهم لا يرتد إليهم طرفهم وأفئدتهم هواء مُهْطِعِينَ مُقْنِعِي رُءُوسِهِمْ لاَ يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاءٌ |
---|
Elmalılı | O gün, başlarını dikerek koşacaklar, gözleri kendilerine bile dönmeyecek ve gönülleri bomboş kalacaktır. |
Y. Ali | They running forward with necks outstretched, their heads uplifted, their gaze returning not towards them, and their hearts a (gaping) void!
|
Words | | |
2. [54:8] | mühti`îne ile-ddâ`. yeḳûlü-lkâfirûne hâẕâ yevmün `asir. | مهطعين إلى الداع يقول الكافرون هذا يوم عسر مُّهْطِعِينَ إِلَى الدَّاعِ يَقُولُ الْكَافِرُونَ هَذَا يَوْمٌ عَسِرٌ |
---|
Elmalılı | O çağırana koşarak, kâfirler: "Bu çetin bir gündür." derler. |
Y. Ali | Hastening, with eyes transfixed, towards the Caller!- "Hard is this Day!", the Unbelievers will say.
|
Words | | |
3. [70:36] | femâ lilleẕîne keferû ḳibeleke mühti`în. | فمال الذين كفروا قبلك مهطعين فَمَالِ الَّذِينَ كَفَرُوا قِبَلَكَ مُهْطِعِينَ |
---|
Elmalılı | Şimdi ne oluyor o inkâr edenlere ki, sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar: |
Y. Ali | Now what is the matter with the Unbelievers that they rush madly before thee-
|
Words | | |