1. [53:1] | vennecmi iẕâ hevâ. | والنجم إذا هوى وَالنَّجْمِ إِذَا هَوَى |
---|
Elmalılı | İnmekte olan yıldıza andolsun ki, |
Y. Ali | By the Star when it goes down,-
|
Words | | |
2. [53:3] | vemâ yenṭiḳu `ani-lhevâ. | وما ينطق عن الهوى وَمَا يَنطِقُ عَنِ الْهَوَى |
---|
Elmalılı | O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz. |
Y. Ali | Nor does he say (aught) of (his own) Desire.
|
Words | | |
3. [53:23] | in hiye illâ esmâün semmeytümûhâ entüm veâbâüküm mâ enzele-llâhü bihâ min sülṭân. iy yettebi`ûne ille-żżanne vemâ tehve-l'enfüs. veleḳad câehüm mir rabbihimü-lhüdâ. | إن هي إلا أسماء سميتموها أنتم وآباؤكم ما أنزل الله بها من سلطان إن يتبعون إلا الظن وما تهوى الأنفس ولقد جاءهم من ربهم الهدى إِنْ هِيَ إِلَّا أَسْمَاءٌ سَمَّيْتُمُوهَا أَنتُمْ وَآبَاؤُكُم مَّا أَنزَلَ اللَّهُ بِهَا مِن سُلْطَانٍ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ وَمَا تَهْوَى الْأَنفُسُ وَلَقَدْ جَاءَهُم مِّن رَّبِّهِمُ الْهُدَى |
---|
Elmalılı | Onlar hiçbir şey değil, sırf sizin ve babalarınızın taktığınız (boş) isimlerdir. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmedi. Onlar yalnız zanna ve nefislerin sevdasına uyuyorlar. Halbuki onlara Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir. |
Y. Ali | These are nothing but names which ye have devised,- ye and your fathers,- for which Allah has sent down no authority (whatever). They follow nothing but conjecture and what their own souls desire!- Even though there has already come to them Guidance from their Lord!
|
Words | | |
4. [53:53] | velmü'tefikete ehvâ. | والمؤتفكة أهوى وَالْمُؤْتَفِكَةَ أَهْوَى |
---|
Elmalılı | Altı üstüne getirilmiş şehirleri devirip yıktı. |
Y. Ali | And He destroyed the Overthrown Cities (of Sodom and Gomorrah).
|
Words | | |
5. [54:3] | vekeẕẕebû vettebe`û ehvâehüm veküllü emrim müsteḳirr. | وكذبوا واتبعوا أهواءهم وكل أمر مستقر وَكَذَّبُوا وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءَهُمْ وَكُلُّ أَمْرٍ مُّسْتَقِرٌّ |
---|
Elmalılı | Yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Halbuki her iş yerini bulacaktır. |
Y. Ali | They reject (the warning) and follow their (own) lusts but every matter has its appointed time.
|
Words | | |
6. [79:40] | veemmâ men ḫâfe meḳâme rabbihî venehe-nnefse `ani-lhevâ. | وأما من خاف مقام ربه ونهى النفس عن الهوى وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوَى |
---|
Elmalılı | Kim de Rabbinin divanında durmaktan korkmuş, nefsini boş heveslerden menetmiş ise, |
Y. Ali | And for such as had entertained the fear of standing before their Lord's (tribunal) and had restrained (their) soul from lower desires,
|
Words | | |
7. [101:9] | feümmühû hâviyeh. | فأمه هاوية فَأُمُّهُ هَاوِيَةٌ |
---|
Elmalılı | Kimin tartıları hafif gelirse, onun anası da (varacağı yer, sığınacağı durağı) hâviye (uçurum)dır. |
Y. Ali | Will have his home in a (bottomless) Pit.
|
Words | | |