1. [7:68] | übelliguküm risâlâti rabbî veenâ leküm nâṣiḥun emîn. | أبلغكم رسالات ربي وأنا لكم ناصح أمين أُبَلِّغُكُمْ رِسَالاَتِ رَبِّي وَأَنَا لَكُمْ نَاصِحٌ أَمِينٌ |
---|
Elmalılı | "Size Rabbimin gönderdiği gerçekleri tebliğ ediyorum ve ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm." |
Y. Ali | "I but fulfil towards you the duties of my Lord's mission: I am to you a sincere and trustworthy adviser.
|
Words | | |
2. [12:54] | veḳâle-lmelikü-'tûnî bihî estaḫliṣhü linefsî. felemmâ kellemehû ḳâle inneke-lyevme ledeynâ mekînün emîn. | وقال الملك ائتوني به أستخلصه لنفسي فلما كلمه قال إنك اليوم لدينا مكين أمين وَقَالَ الْمَلِكُ ائْتُونِي بِهِ أَسْتَخْلِصْهُ لِنَفْسِي فَلَمَّا كَلَّمَهُ قَالَ إِنَّكَ الْيَوْمَ لَدَيْنَا مَكِينٌ أَمِينٌ |
---|
Elmalılı | Hükümdar dedi ki: "Onu bana getirin, kendime tahsis edeyim." Sonra onunla konuşunca da: "Sen bugün yanımızda gerçekten büyük bir mevki sahibisin, güvenilir birisin" dedi. |
Y. Ali | So the king said: "Bring him unto me; I will take him specially to serve about my own person." Therefore when he had spoken to him, he said: "Be assured this day, thou art, before our own presence, with rank firmly established, and fidelity fully proved!
|
Words | | |
3. [26:107] | innî leküm rasûlün emîn. | إني لكم رسول أمين إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ |
---|
Elmalılı | "Haberiniz olsun ki ben, size gönderilmiş güvenilir bir Peygamberim. |
Y. Ali | "I am to you a messenger worthy of all trust:
|
Words | | |
4. [26:125] | innî leküm rasûlün emîn. | إني لكم رسول أمين إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ |
---|
Elmalılı | "Haberiniz olsun ki ben, size gönderilmiş, güvenilir bir Peygamberim." |
Y. Ali | "I am to you a messenger worthy of all trust:
|
Words | | |
5. [26:143] | innî leküm rasûlün emîn. | إني لكم رسول أمين إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ |
---|
Elmalılı | "Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim." |
Y. Ali | "I am to you a messenger worthy of all trust.
|
Words | | |
6. [26:162] | innî leküm rasûlün emîn. | إني لكم رسول أمين إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ |
---|
Elmalılı | "Haberiniz olsun ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim." |
Y. Ali | "I am to you a messenger worthy of all trust.
|
Words | | |
7. [26:178] | innî leküm rasûlün emîn. | إني لكم رسول أمين إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ |
---|
Elmalılı | "Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim." |
Y. Ali | "I am to you a messenger worthy of all trust.
|
Words | | |
8. [27:39] | ḳâle `ifrîtüm mine-lcinni ene âtîke bihî ḳable en teḳûme mim meḳâmik. veinnî `aleyhi leḳaviyyün emîn. | قال عفريت من الجن أنا آتيك به قبل أن تقوم من مقامك وإني عليه لقوي أمين قَالَ عِفْرِيتٌ مِّنَ الْجِنِّ أَنَا آتِيكَ بِهِ قَبْلَ أَن تَقُومَ مِن مَّقَامِكَ وَإِنِّي عَلَيْهِ لَقَوِيٌّ أَمِينٌ |
---|
Elmalılı | Cinlerden bir ifrit, "Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm ve güvenim var." dedi. |
Y. Ali | Said an 'Ifrit, of the Jinns: "I will bring it to thee before thou rise from thy council: indeed I have full strength for the purpose, and may be trusted."
|
Words | | |
9. [44:18] | en eddû ileyye `ibâde-llâh. innî leküm rasûlün emîn. | أن أدوا إلي عباد الله إني لكم رسول أمين أَنْ أَدُّوا إِلَيَّ عِبَادَ اللَّهِ إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ |
---|
Elmalılı | O peygamber onlara şöyle demişti: "Esaretiniz altındaki Allah'ın kullarını bana teslim edin. Çünkü ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim. |
Y. Ali | Saying: "Restore to me the Servants of Allah: I am to you an messenger worthy of all trust;
|
Words | | |
10. [44:51] | inne-lmütteḳîne fî meḳâmin emîn. | إن المتقين في مقام أمين إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي مَقَامٍ أَمِينٍ |
---|
Elmalılı | Şüphesiz ki kötülükten sakınanlar güvenli bir makamdadırlar. |
Y. Ali | As to the Righteous (they will be) in a position of Security,
|
Words | | |
11. [81:21] | müṭâ`in ŝemme emîn. | مطاع ثم أمين مُّطَاعٍ ثَمَّ أَمِينٍ |
---|
Elmalılı | Orada ona itaat edilir, güvenilir. |
Y. Ali | With authority there, (and) faithful to his trust.
|
Words | | |