1. [16:60] | lilleẕîne lâ yü'minûne bil'âḫirati meŝelü-ssev'. velillâhi-lmeŝelü-l'a`lâ. vehüve-l`azîzü-lḥakîm. | للذين لا يؤمنون بالآخرة مثل السوء ولله المثل الأعلى وهو العزيز الحكيم لِلَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ مَثَلُ السَّوْءِ وَلِلّهِ الْمَثَلُ الْأَعْلَىَ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ |
---|
Elmalılı | Ahirete iman etmeyenler için kötü sıfatlar var. En yüce sıfatlar ise, Allah'ındır. O çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Y. Ali | To those who believe not in the Hereafter, applies the similitude of evil: to Allah applies the highest similitude: for He is the Exalted in Power, full of Wisdom.
|
Words | | |
2. [20:68] | ḳulnâ lâ teḫaf inneke ente-l'a`lâ. | قلنا لا تخف إنك أنت الأعلى قُلْنَا لَا تَخَفْ إِنَّكَ أَنتَ الْأَعْلَى |
---|
Elmalılı | Biz dedik ki: "Korkma, çünkü sen muhakkak üstünsün (galib geleceksin) " |
Y. Ali | We said: "Fear not! for thou hast indeed the upper hand:
|
Words | | |
3. [30:27] | vehüve-lleẕî yebdeü-lḫalḳa ŝümme yü`îdühû vehüve ehvenü `aleyh. velehü-lmeŝelü-l'a`lâ fi-ssemâvâti vel'arḍ. vehüve-l`azîzü-lḥakîm. | وهو الذي يبدأ الخلق ثم يعيده وهو أهون عليه وله المثل الأعلى في السماوات والأرض وهو العزيز الحكيم وَهُوَ الَّذِي يَبْدَأُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ وَهُوَ أَهْوَنُ عَلَيْهِ وَلَهُ الْمَثَلُ الْأَعْلَى فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ |
---|
Elmalılı | Hem yaratmayı ilkin yapan O'dur. Sonra onu çevirip yeniden yapacak olan da O'dur ki, bu O'na çok kolaydır. Göklerde ve yerde en yüksek şan ve şeref O'nundur. O çokgüçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Y. Ali | It is He Who begins (the process of) creation; then repeats it; and for Him it is most easy. To Him belongs the loftiest similitude (we can think of) in the heavens and the earth: for He is Exalted in Might, full of wisdom.
|
Words | | |
4. [37:8] | lâ yessemme`ûne ile-lmelei-l'a`lâ veyuḳẕefûne min külli cânib. | لا يسمعون إلى الملإ الأعلى ويقذفون من كل جانب لَّا يَسَّمَّعُونَ إِلَى الْمَلَإِ الْأَعْلَى وَيُقْذَفُونَ مِن كُلِّ جَانِبٍ |
---|
Elmalılı | Onlar yüksek (melekler) topluluğunu dinleyemezler. Her taraftan kovulup atılırlar. |
Y. Ali | (So) they should not strain their ears in the direction of the Exalted Assembly but be cast away from every side,
|
Words | | |
5. [38:69] | mâ kâne liye min `ilmim bilmelei-l'a`lâ iẕ yaḫteṣimûn. | ما كان لي من علم بالملإ الأعلى إذ يختصمون مَا كَانَ لِيَ مِنْ عِلْمٍ بِالْمَلَإِ الْأَعْلَى إِذْ يَخْتَصِمُونَ |
---|
Elmalılı | "Münakaşa ederlerken, benim melekler yüksek topluluğuna ait ne bilgim olabilirdi?" |
Y. Ali | "No knowledge have I of the Chiefs on high, when they discuss (matters) among themselves.
|
Words | | |
6. [53:7] | vehüve bil'üfüḳi-l'a`lâ. | وهو بالأفق الأعلى وَهُوَ بِالْأُفُقِ الْأَعْلَى |
---|
Elmalılı | O, en yüksek ufukta idi. |
Y. Ali | While he was in the highest part of the horizon:
|
Words | | |
7. [79:24] | feḳâle ene rabbükümü-l'a`lâ. | فقال أنا ربكم الأعلى فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَى |
---|
Elmalılı | "Ben sizin en yüce Rabbinizim" dedi. |
Y. Ali | Saying, "I am your Lord, Most High".
|
Words | | |
8. [87:1] | sebbiḥi-sme rabbike-l'a`lâ. | سبح اسم ربك الأعلى سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْأَعْلَى |
---|
Elmalılı | Rabbinin yüce adını tesbih et. |
Y. Ali | Glorify the name of thy Guardian-Lord Most High,
|
Words | | |
9. [92:20] | ille-btigâe vechi rabbihi-l'a`lâ. | إلا ابتغاء وجه ربه الأعلى إِلَّا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِ الْأَعْلَى |
---|
Elmalılı | O ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için verir. |
Y. Ali | But only the desire to seek for the Countenance of their Lord Most High;
|
Words | | |