1. [7:14] | ḳâle enżirnî ilâ yevmi yüb`aŝûn. | قال أنظرني إلى يوم يبعثون قَالَ أَنظِرْنِي إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ |
---|
Elmalılı | (İblis) dedi: (Bari) bana (insanların) tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver." |
Y. Ali | He said: "Give me respite till the day they are raised up."
|
Words | | |
2. [15:36] | ḳâle rabbi feenżirnî ilâ yevmi yüb`aŝûn. | قال رب فأنظرني إلى يوم يبعثون قَالَ رَبِّ فَأَنظِرْنِي إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ |
---|
Elmalılı | İblis: "Rabbim! Öyle ise insanların kabirlerinden kaldırılacakları güne (kıyamete) kadar bana mühlet ver" dedi. |
Y. Ali | (Iblis) said: "O my Lord! give me then respite till the Day the (dead) are raised."
|
Words | | |
3. [16:21] | emvâtün gayru aḥyâ'. vemâ yeş`urûne eyyâne yüb`aŝûn. | أموات غير أحياء وما يشعرون أيان يبعثون أَمْواتٌ غَيْرُ أَحْيَاءٍ وَمَا يَشْعُرُونَ أَيَّانَ يُبْعَثُونَ |
---|
Elmalılı | O putlar, hep ölüdürler, diri değildirler ve insanların öldükten sonra ne zaman dirileceklerini de bilmezler. |
Y. Ali | (They are things) dead, lifeless: nor do they know when they will be raised up.
|
Words | | |
4. [23:100] | le`allî a`melü ṣâliḥan fîmâ teraktü kellâ. innehâ kelimetün hüve ḳâilühâ. vemiv verâihim berzeḫun ilâ yevmi yüb`aŝûn. | لعلي أعمل صالحا فيما تركت كلا إنها كلمة هو قائلها ومن ورائهم برزخ إلى يوم يبعثون لَعَلِّي أَعْمَلُ صَالِحًا فِيمَا تَرَكْتُ كَلَّا إِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَائِلُهَا وَمِن وَرَائِهِم بَرْزَخٌ إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ |
---|
Elmalılı | "Ta ki, boşa geçirdiğim dünyada iyi iş (ve hareketler) yapayım." Hayır! Onun söylediği bu söz (boş) laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır. |
Y. Ali | "In order that I may work righteousness in the things I neglected." - "By no means! It is but a word he says."- Before them is a Partition till the Day they are raised up.
|
Words | | |
5. [26:87] | velâ tuḫzinî yevme yüb`aŝûn. | ولا تخزني يوم يبعثون وَلَا تُخْزِنِي يَوْمَ يُبْعَثُونَ |
---|
Elmalılı | "(İnsanların) diriltilecekleri gün, beni mahcub etme." |
Y. Ali | "And let me not be in disgrace on the Day when (men) will be raised up;-
|
Words | | |
6. [27:65] | ḳul lâ ya`lemü men fi-ssemâvâti vel'arḍi-lgaybe ille-llâh. vemâ yeş`urûne eyyâne yüb`aŝûn. | قل لا يعلم من في السماوات والأرض الغيب إلا الله وما يشعرون أيان يبعثون قُل لَّا يَعْلَمُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ الْغَيْبَ إِلَّا اللَّهُ وَمَا يَشْعُرُونَ أَيَّانَ يُبْعَثُونَ |
---|
Elmalılı | De ki: Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. |
Y. Ali | Say: None in the heavens or on earth, except Allah, knows what is hidden: nor can they perceive when they shall be raised up (for Judgment).
|
Words | | |
7. [37:144] | lelebiŝe fî baṭnih ilâ yevmi yüb`aŝûn. | للبث في بطنه إلى يوم يبعثون لَلَبِثَ فِي بَطْنِهِ إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ |
---|
Elmalılı | Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı, yeniden dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı. |
Y. Ali | He would certainly have remained inside the Fish till the Day of Resurrection.
|
Words | | |
8. [38:79] | ḳâle rabbi feenżirnî ilâ yevmi yüb`aŝûn. | قال رب فأنظرني إلى يوم يبعثون قَالَ رَبِّ فَأَنظِرْنِي إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ |
---|
Elmalılı | İblis: "Ya Rab! O halde insanların diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver." dedi. |
Y. Ali | (Iblis) said: "O my Lord! Give me then respite till the Day the (dead) are raised."
|
Words | | |