Kelime

Kelime<not selected>
Kökحيق
Konum[:]
NoTkrKelime
1 7 وحاق
2 2 فحاق
3 1 يحيق
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 1 ... 10 | 10 - Kök: حيق
1.
[6:10]
veleḳadi-stühzie birusülim min ḳablike feḥâḳa billeẕîne seḫirû minhüm mâ kânû bihî yestehziûn.ولقد استهزئ برسل من قبلك فحاق بالذين سخروا منهم ما كانوا به يستهزئون
وَلَقَدِ اسْتُهْزِئَ بِرُسُلٍ مِّن قَبْلِكَ فَحَاقَ بِالَّذِينَ سَخِرُواْ مِنْهُم مَّا كَانُواْ بِهِ يَسْتَهْزِؤُونَ
Elmalılı Senden önce de peygamberlerle alay edilmişti. Fakat onlardan alay edenleri, alay ettikleri şey kuşatıverdi.
Y. AliMocked were (many) messengers before thee; but their scoffers were hemmed in by the thing that they mocked.
 Words|
2.
[11:8]
velein eḫḫarnâ `anhümü-l`aẕâbe ilâ ümmetim ma`dûdetil leyeḳûlünne mâ yaḥbisüh. elâ yevme ye'tîhim leyse maṣrûfen `anhüm veḥâḳa bihim mâ kânû bihî yestehziûn.ولئن أخرنا عنهم العذاب إلى أمة معدودة ليقولن ما يحبسه ألا يوم يأتيهم ليس مصروفا عنهم وحاق بهم ما كانوا به يستهزئون
وَلَئِنْ أَخَّرْنَا عَنْهُمُ الْعَذَابَ إِلَى أُمَّةٍ مَّعْدُودَةٍ لَّيَقُولُنَّ مَا يَحْبِسُهُ أَلاَ يَوْمَ يَأْتِيهِمْ لَيْسَ مَصْرُوفًا عَنْهُمْ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِ يَسْتَهْزِؤُونَ
Elmalılı Ve eğer bunlardan bir kısmının göreceği azabı belli bir süreye kadar erteleyecek olursak, o zaman da "onu engelleyen nedir ki?" diyecekler. İyi bilin ki, o azap onlara geldiği gün kendilerinden geri çevrilecek değildir. Ve o alay ettikleri şey kendilerini kuşatmış olacaktır.
Y. AliIf We delay the penalty for them for a definite term, they are sure to say, "What keeps it back?" Ah! On the day it (actually) reaches them, nothing will turn it away from them, and they will be completely encircled by that which they used to mock at!
 Words|
3.
[16:34]
feeṣâbehüm seyyietü mâ `amilû veḥâḳa bihim mâ kânû bihî yestehziûn.فأصابهم سيئات ما عملوا وحاق بهم ما كانوا به يستهزئون
فَأَصَابَهُمْ سَيِّئَاتُ مَا عَمِلُواْ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِ يَسْتَهْزِؤُونَ
Elmalılı Bunun için, sonunda yaptıklarının cezası başlarına felaket oldu ve alay edip durdukları o azap, kendilerini kuşattı.
Y. AliBut the evil results of their deeds overtook them, and that very (Wrath) at which they had scoffed hemmed them in.
 Words|
4.
[21:41]
veleḳadi-stühzie birusülim min ḳablike feḥâḳa billeẕîne seḫirû minhüm mâ kânû bihî yestehziûn.ولقد استهزئ برسل من قبلك فحاق بالذين سخروا منهم ما كانوا به يستهزئون
وَلَقَدِ اسْتُهْزِئَ بِرُسُلٍ مِّن قَبْلِكَ فَحَاقَ بِالَّذِينَ سَخِرُوا مِنْهُم مَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِؤُونَ
Elmalılı Yemin olsun ki, senden önce birçok peygamberle alay edildi de içlerinden alay edenleri, o alay ettikleri şey (azap) kuşatıverdi.
Y. AliMocked were (many) messenger before thee; But their scoffers were hemmed in by the thing that they mocked.
 Words|
5.
[35:43]
istikbâran fi-l'arḍi vemekra-sseyyi'. velâ yeḥîḳu-lmekru-sseyyiü illâ biehlih. fehel yenżurûne illâ sünnete-l'evvelîn. felen tecide lisünneti-llâhi tebdîlâ. velen tecide lisünneti-llâhi taḥvîlâ.استكبارا في الأرض ومكر السيئ ولا يحيق المكر السيئ إلا بأهله فهل ينظرون إلا سنت الأولين فلن تجد لسنت الله تبديلا ولن تجد لسنت الله تحويلا
اسْتِكْبَارًا فِي الْأَرْضِ وَمَكْرَ السَّيِّئِ وَلَا يَحِيقُ الْمَكْرُ السَّيِّئُ إِلَّا بِأَهْلِهِ فَهَلْ يَنظُرُونَ إِلَّا سُنَّتَ الْأَوَّلِينَ فَلَن تَجِدَ لِسُنَّتِ اللَّهِ تَبْدِيلًا وَلَن تَجِدَ لِسُنَّتِ اللَّهِ تَحْوِيلًا
Elmalılı (Bu da) yeryüzünde bir kibirlenme ve bir suikast düzenidir. Halbuki fena düzen ancak sahibinin başına geçer. O halde öncekilerin kanunundan başka ne gözetiyorlar? Sen Allah'ın sünnetinde asla bir değişme bulamazsın. Sen Allah'ın sünnetinde asla bir başkalaşma da bulamazsın.
Y. AliOn account of their arrogance in the land and their plotting of Evil, but the plotting of Evil will hem in only the authors thereof. Now are they but looking for the way the ancients were dealt with? But no change wilt thou find in Allah's way (of dealing): no turning off wilt thou find in Allah's way (of dealing).
 Words|
6.
[39:48]
vebedâ lehüm seyyietü mâ kesebû veḥâḳa bihim mâ kânû bihî yestehziûn.وبدا لهم سيئات ما كسبوا وحاق بهم ما كانوا به يستهزئون
وَبَدَا لَهُمْ سَيِّئَاتُ مَا كَسَبُوا وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِءُوْن
Elmalılı Öyle ki, yaptıkları amellerin kötülükleri karşılarına çıkmış ve alay edip durdukları şeyler, kendilerini sarmıştır.
Y. AliFor the evils of their Deeds will confront them, and they will be (completely) encircled by that which they used to mock at!
 Words|
7.
[40:45]
feveḳâhü-llâhü seyyiâti mâ mekerû veḥâḳa biâli fir`avne sûü-l`aẕâb.فوقاه الله سيئات ما مكروا وحاق بآل فرعون سوء العذاب
فَوَقَاهُ اللَّهُ سَيِّئَاتِ مَا مَكَرُوا وَحَاقَ بِآلِ فِرْعَوْنَ سُوءُ الْعَذَابِ
Elmalılı Allah o mümini, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu. Firavun'un adamlarını ise, o kötü azab kuşattı.
Y. AliThen Allah saved him from (every) ill that they plotted (against him), but the burnt of the Penalty encompassed on all sides the People of Pharaoh.
 Words|
8.
[40:83]
felemmâ câethüm rusülühüm bilbeyyinâti feriḥû bimâ `indehüm mine-l`ilmi veḥâḳa bihim mâ kânû bihî yestehziûn.فلما جاءتهم رسلهم بالبينات فرحوا بما عندهم من العلم وحاق بهم ما كانوا به يستهزئون
فَلَمَّا جَاءَتْهُمْ رُسُلُهُم بِالْبَيِّنَاتِ فَرِحُوا بِمَا عِندَهُم مِّنَ الْعِلْمِ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِؤُون
Elmalılı Çünkü onlara peygamberleri, delillerle geldikleri zaman, kendilerinde bulunan ilme güvendiler de o alay ettikleri şey onları kuşatıverdi.
Y. AliFor when their messengers came to them with Clear Signs, they exulted in such knowledge (and skill) as they had; but that very (Wrath) at which they were wont to scoff hemmed them in.
 Words|
9.
[45:33]
vebedâ lehüm seyyietü mâ `amilû veḥâḳa bihim mâ kânû bihî yestehziûn.وبدا لهم سيئات ما عملوا وحاق بهم ما كانوا به يستهزئون
وَبَدَا لَهُمْ سَيِّئَاتُ مَا عَمِلُوا وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِؤُون
Elmalılı Derken yaptıkları amellerin kötülüğü gözlerinin önüne serildi, alay edip durdukları şey onları kuşatıverdi.
Y. AliThen will appear to them the evil (fruits) of what they did, and they will be completely encircled by that which they used to mock at!
 Words|
10.
[46:26]
veleḳad mekkennâhüm fîmâ im mekkennâküm fîhi vece`alnâ lehüm sem`av veebṣârav veef'ideh. femâ agnâ `anhüm sem`uhüm velâ ebṣâruhüm velâ ef'idetühüm min şey'in iẕ kânû yecḥadûne biâyâti-llâhi veḥâḳa bihim mâ kânû bihî yestehziûn.ولقد مكناهم فيما إن مكناكم فيه وجعلنا لهم سمعا وأبصارا وأفئدة فما أغنى عنهم سمعهم ولا أبصارهم ولا أفئدتهم من شيء إذ كانوا يجحدون بآيات الله وحاق بهم ما كانوا به يستهزئون
وَلَقَدْ مَكَّنَّاهُمْ فِيمَا إِن مَّكَّنَّاكُمْ فِيهِ وَجَعَلْنَا لَهُمْ سَمْعًا وَأَبْصَارًا وَأَفْئِدَةً فَمَا أَغْنَى عَنْهُمْ سَمْعُهُمْ وَلَا أَبْصَارُهُمْ وَلَا أَفْئِدَتُهُم مِّن شَيْءٍ إِذْ كَانُوا يَجْحَدُونَ بِآيَاتِ اللَّهِ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِؤُون
Elmalılı And olsun ki, biz onlara size vermediğimiz imkanlar vermiştik. Onlara kulaklar, gözler ve kalpler vermiştik. Fakat kulakları, gözleri ve kalpleri onlara hiçbir fayda sağlamadı. Çünkü onlar Allah'ın âyetlerini bile bile inkâr ediyorlardı. Alay etmekte oldukları şey de onları sarıp kuşattı.
Y. AliAnd We had firmly established them in a (prosperity and) power which We have not given to you (ye Quraish!) and We had endowed them with (faculties of) hearing, seeing, heart and intellect: but of no profit to them were their (faculties of) hearing, sight, and heart and intellect, when they went on rejecting the Signs of Allah; and they were (completely) encircled by that which they used to mock at!
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17