1. [98:7] | inne-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti ülâike hüm ḫayru-lberiyyeh. | إن الذين آمنوا وعملوا الصالحات أولئك هم خير البرية إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أُوْلَئِكَ هُمْ خَيْرُ الْبَرِيَّةِ |
---|
Elmalılı | İnanan ve güzel amel işleyenler de insanların en hayırlılarıdır. |
Y. Ali | Those who have faith and do righteous deeds,- they are the best of creatures.
|
Words | | |
2. [103:3] | ille-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti vetevâṣav bilḥaḳḳi vetevâṣav biṣṣabr. | إلا الذين آمنوا وعملوا الصالحات وتواصوا بالحق وتواصوا بالصبر إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ |
---|
Elmalılı | Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır |
Y. Ali | Except such as have Faith, and do righteous deeds, and (join together) in the mutual teaching of Truth, and of Patience and Constancy.
|
Words | | |
3. [106:4] | elleẕî aṭ`amehüm min cû`iv veâmenehüm min ḫavf. | الذي أطعمهم من جوع وآمنهم من خوف الَّذِي أَطْعَمَهُم مِّن جُوعٍ وَآمَنَهُم مِّنْ خَوْفٍ |
---|
Elmalılı | O, kendilerini açlıktan kurtararak beslemiştir ve her tehlikeye karşı onlara emniyet vermiştir. |
Y. Ali | Who provides them with food against hunger, and with security against fear (of danger).
|
Words | | |