Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 121 151 181 211 241 271 301 331 361 391 421 451 481 511 541 571 601 631 661 691 721 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 541 ... 570 | 728 - Kök: علم
1.
[34:21]
vemâ kâne lehû `aleyhim min sülṭânin illâ lina`leme mey yü'minü bil'âḫirati mimmen hüve minhâ fî şekkin. verabbüke `alâ külli şey'in ḥafîż.وما كان له عليهم من سلطان إلا لنعلم من يؤمن بالآخرة ممن هو منها في شك وربك على كل شيء حفيظ
وَمَا كَانَ لَهُ عَلَيْهِم مِّن سُلْطَانٍ إِلَّا لِنَعْلَمَ مَن يُؤْمِنُ بِالْآخِرَةِ مِمَّنْ هُوَ مِنْهَا فِي شَكٍّ وَرَبُّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ حَفِيظٌ
Elmalılı Halbuki İblis'in onlar üzerinde hiçbir saltanat kudreti yoktu. Fakat biz ahirete imanı olanı belli edecek, ondan şüphe içinde bulunandan ayırt edecektik. Öyle ya Rabb'in her şeyi gözetleyendir.
Y. AliBut he had no authority over them,- except that We might test the man who believes in the Hereafter from him who is in doubt concerning it: and thy Lord doth watch over all things.
 Words|
2.
[34:26]
ḳul yecme`u beynenâ rabbünâ ŝümme yefteḥu beynenâ bilḥaḳḳ. vehüve-lfettâḥu-l`alîm.قل يجمع بيننا ربنا ثم يفتح بيننا بالحق وهو الفتاح العليم
قُلْ يَجْمَعُ بَيْنَنَا رَبُّنَا ثُمَّ يَفْتَحُ بَيْنَنَا بِالْحَقِّ وَهُوَ الْفَتَّاحُ الْعَلِيمُ
Elmalılı De ki: "Rabbimiz hepimizi bir araya toplayacak, sonra da hak hükmü ile aramızı ayıracaktır. Asıl hüküm veren ve her şeyi bilen O'dur."
Y. AliSay: "Our Lord will gather us together and will in the end decide the matter between us (and you) in truth and justice: and He is the one to decide, the One Who knows all."
 Words|
3.
[34:28]
vemâ erselnâke illâ kâffetel linnâsi beşîrav veneẕîrav velâkinne ekŝera-nnâsi lâ ya`lemûn.وما أرسلناك إلا كافة للناس بشيرا ونذيرا ولكن أكثر الناس لا يعلمون
وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا كَافَّةً لِّلنَّاسِ بَشِيرًا وَنَذِيرًا وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
Elmalılı Biz seni ancak bütün insanlara bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Y. AliWe have not sent thee but as a universal (Messenger) to men, giving them glad tidings, and warning them (against sin), but most men understand not.
 Words|
4.
[34:36]
ḳul inne rabbî yebsüṭu-rrizḳa limey yeşâü veyaḳdiru velâkinne ekŝera-nnâsi lâ ya`lemûn.قل إن ربي يبسط الرزق لمن يشاء ويقدر ولكن أكثر الناس لا يعلمون
قُلْ إِنَّ رَبِّي يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَن يَشَاءُ وَيَقْدِرُ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
Elmalılı De ki: "Rabbim rızkı dilediğine genişletir, dilediğine sıkar. Fakat insanların çoğu bilmezler."
Y. AliSay: "Verily my Lord enlarges and restricts the Provision to whom He pleases, but most men understand not."
 Words|
5.
[34:48]
ḳul inne rabbî yaḳẕifü bilḥaḳḳ. `allâmü-lguyûb.قل إن ربي يقذف بالحق علام الغيوب
قُلْ إِنَّ رَبِّي يَقْذِفُ بِالْحَقِّ عَلَّامُ الْغُيُوبِ
Elmalılı De ki: "Gerçekten Rabbim, hakkı yerli yerine koyar. O, gaybları hakkıyla bilendir."
Y. AliSay: "Verily my Lord doth cast the (mantle of) Truth (over His servants),- He that has full knowledge of (all) that is hidden."
 Words|
6.
[35:8]
efemen züyyine lehû sûü `amelihî feraâhü ḥasenâ. feinne-llâhe yüḍillü mey yeşâü veyehdî mey yeşâ'. felâ teẕheb nefsüke `aleyhim ḥaserât. inne-llâhe `alîmüm bimâ yaṣne`ûn.أفمن زين له سوء عمله فرآه حسنا فإن الله يضل من يشاء ويهدي من يشاء فلا تذهب نفسك عليهم حسرات إن الله عليم بما يصنعون
أَفَمَن زُيِّنَ لَهُ سُوءُ عَمَلِهِ فَرَآهُ حَسَنًا فَإِنَّ اللَّهَ يُضِلُّ مَن يَشَاءُ وَيَهْدِي مَن يَشَاءُ فَلَا تَذْهَبْ نَفْسُكَ عَلَيْهِمْ حَسَرَاتٍ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ بِمَا يَصْنَعُونَ
Elmalılı Ya kötü ameli kendisine allanmış pullanmış da onu güzel görmüş olan kimse de mi (iman edip salih amel işleyenler gibi olacak)? Şüphe yok ki Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de doğru yola çıkarır. O halde canın onlara karşı hasretlerle (üzüntülerle) sıkılıp gitmesin. Çünkü Allah, onların bütün yaptıklarını bilir.
Y. AliIs he, then, to whom the evil of his conduct is made alluring, so that he looks upon it as good, (equal to one who is rightly guided)? For Allah leaves to stray whom He wills, and guides whom He wills. So let not thy soul go out in (vainly) sighing after them: for Allah knows well all that they do!
 Words|
7.
[35:11]
vellâhü ḫaleḳaküm min türâbin ŝümme min nuṭfetin ŝümme ce`aleküm ezvâcâ. vemâ taḥmilü min ünŝâ velâ teḍa`u illâ bi`ilmih. vemâ yü`ammeru mim mü`ammeriv velâ yünḳaṣu min `umürihî illâ fî kitâb. inne ẕâlike `ale-llâhi yesîr.والله خلقكم من تراب ثم من نطفة ثم جعلكم أزواجا وما تحمل من أنثى ولا تضع إلا بعلمه وما يعمر من معمر ولا ينقص من عمره إلا في كتاب إن ذلك على الله يسير
وَاللَّهُ خَلَقَكُم مِّن تُرَابٍ ثُمَّ مِن نُّطْفَةٍ ثُمَّ جَعَلَكُمْ أَزْوَاجًا وَمَا تَحْمِلُ مِنْ أُنثَى وَلَا تَضَعُ إِلَّا بِعِلْمِهِ وَمَا يُعَمَّرُ مِن مُّعَمَّرٍ وَلَا يُنقَصُ مِنْ عُمُرِهِ إِلَّا فِي كِتَابٍ إِنَّ ذَلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ
Elmalılı Hem Allah sizi bir topraktan, sonra bir damla sudan yarattı. Sonra sizi çiftler kıldı. O'nun bilgisi olmadan ne bir dişi hamile olur, ne doğurur. Kendisine ömür verilenin de ömrünün uzatılması da, ömründen kısaltılması da mutlaka bir kitapta yazılıdır. Şüphe yok ki bu, Allah'a göre kolaydır.
Y. AliAnd Allah did create you from dust; then from a sperm-drop; then He made you in pairs. And no female conceives, or lays down (her load), but with His knowledge. Nor is a man long-lived granted length of days, nor is a part cut off from his life, but is in a Decree (ordained). All this is easy to Allah.
 Words|
8.
[35:28]
vemine-nnâsi veddevâbbi vel'en`âmi muḫtelifün elvânühû keẕâlik. innemâ yaḫşe-llâhe min `ibâdihi-l`ulemâ'. inne-llâhe `azîzün gafûr.ومن الناس والدواب والأنعام مختلف ألوانه كذلك إنما يخشى الله من عباده العلماء إن الله عزيز غفور
وَمِنَ النَّاسِ وَالدَّوَابِّ وَالْأَنْعَامِ مُخْتَلِفٌ أَلْوَانُهُ كَذَلِكَ إِنَّمَا يَخْشَى اللَّهَ مِنْ عِبَادِهِ الْعُلَمَاءُ إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ غَفُورٌ
Elmalılı Yine insanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da türlü renklileri vardır. Kulları içinde Allah'tan ancak âlimler korkar. Şüphe yok ki Allah çok güçlüdür. Hüküm ve hikmet sahibidir.
Y. AliAnd so amongst men and crawling creatures and cattle, are they of various colours. Those truly fear Allah, among His Servants, who have knowledge: for Allah is Exalted in Might, Oft-Forgiving.
 Words|
9.
[35:38]
inne-llâhe `âlimü gaybi-ssemâvâti vel'arḍ. innehû `alîmüm biẕâti-ṣṣudûr.إن الله عالم غيب السماوات والأرض إنه عليم بذات الصدور
إِنَّ اللَّهَ عَالِمُ غَيْبِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
Elmalılı Şüphe yok ki Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Elbette o, sinelerin içinde olanları da bilir.
Y. AliVerily Allah knows (all) the hidden things of the heavens and the earth: verily He has full knowledge of all that is in (men's) hearts.
 Words|
10.
[35:44]
evelem yesîrû fi-l'arḍi feyenżurû keyfe kâne `âḳibetü-lleẕîne min ḳablihim vekânû eşedde minhüm ḳuvveh. vemâ kâne-llâhü liyü`cizehû min şey'in fi-ssemâvâti velâ fi-l'arḍ. innehû kâne `alîmen ḳadîrâ.أولم يسيروا في الأرض فينظروا كيف كان عاقبة الذين من قبلهم وكانوا أشد منهم قوة وما كان الله ليعجزه من شيء في السماوات ولا في الأرض إنه كان عليما قديرا
أَوَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَيَنظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَكَانُوا أَشَدَّ مِنْهُمْ قُوَّةً وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُعْجِزَهُ مِن شَيْءٍ فِي السَّمَاوَاتِ وَلَا فِي الْأَرْضِ إِنَّهُ كَانَ عَلِيمًا قَدِيرًا
Elmalılı Yeryüzünde gezip bir bakmadılar mı, kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuş? Halbuki onlar, bunlardan daha kuvvetliydiler. Ne göklerde ve ne de yerde hiçbir şey Allah'ı aciz bırakamaz. Çünkü o her şeyi bilendir, her şeye kâdir olandır.
Y. AliDo they not travel through the earth, and see what was the End of those before them,- though they were superior to them in strength? Nor is Allah to be frustrated by anything whatever in the heavens or on earth: for He is All-Knowing. All-Powerful.
 Words|
11.
[36:16]
ḳâlû rabbünâ ya`lemü innâ ileyküm lemürselûn.قالوا ربنا يعلم إنا إليكم لمرسلون
قَالُوا رَبُّنَا يَعْلَمُ إِنَّا إِلَيْكُمْ لَمُرْسَلُونَ
Elmalılı Peygamberler dediler ki: "Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz."
Y. AliThey said: "Our Lord doth know that we have been sent on a mission to you:
 Words|
12.
[36:26]
ḳîle-dḫuli-lcenneh. ḳâle yâ leyte ḳavmî ya`lemûn.قيل ادخل الجنة قال يا ليت قومي يعلمون
قِيلَ ادْخُلِ الْجَنَّةَ قَالَ يَا لَيْتَ قَوْمِي يَعْلَمُونَ
Elmalılı (Sonra ona) "haydi gir cennete!" denildi. O da dedi ki: "Ne olurdu kavmim bilseydi!"
Y. AliIt was said: "Enter thou the Garden." He said: "Ah me! Would that my People knew (what I know)!-
 Words|
13.
[36:36]
sübḥâne-lleẕî ḫaleḳa-l'ezvâce küllehâ mimmâ tümbitü-l'arḍu vemin enfüsihim vemimmâ lâ ya`lemûn.سبحان الذي خلق الأزواج كلها مما تنبت الأرض ومن أنفسهم ومما لا يعلمون
سُبْحَانَ الَّذِي خَلَقَ الْأَزْوَاجَ كُلَّهَا مِمَّا تُنبِتُ الْأَرْضُ وَمِنْ أَنفُسِهِمْ وَمِمَّا لَا يَعْلَمُونَ
Elmalılı Yerin bitkilerinden, kendi nefislerinden ve daha bilemeyecekleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah'ın şanı ne yücedir.
Y. AliGlory to Allah, Who created in pairs all things that the earth produces, as well as their own (human) kind and (other) things of which they have no knowledge.
 Words|
14.
[36:38]
veşşemsü tecrî limüsteḳarril lehâ. ẕâlike taḳdîru-l`azîzi-l`alîm.والشمس تجري لمستقر لها ذلك تقدير العزيز العليم
وَالشَّمْسُ تَجْرِي لِمُسْتَقَرٍّ لَّهَا ذَلِكَ تَقْدِيرُ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ
Elmalılı Güneş de bir delildir ki kendi yolunda akıp gidiyor. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.
Y. AliAnd the sun runs his course for a period determined for him: that is the decree of (Him), the Exalted in Might, the All-Knowing.
 Words|
15.
[36:69]
vemâ `allemnâhü-şşi`ra vemâ yembegî leh. in hüve illâ ẕikruv veḳur'ânüm mübîn.وما علمناه الشعر وما ينبغي له إن هو إلا ذكر وقرآن مبين
وَمَا عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ وَمَا يَنبَغِي لَهُ إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ وَقُرْآنٌ مُّبِينٌ
Elmalılı Biz ona şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da... O sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur'ân'dır.
Y. AliWe have not instructed the (Prophet) in Poetry, nor is it meet for him: this is no less than a Message and a Qur'an making things clear:
 Words|
16.
[36:76]
felâ yaḥzünke ḳavlühüm. innâ na`lemü mâ yüsirrûne vemâ yü`linûn.فلا يحزنك قولهم إنا نعلم ما يسرون وما يعلنون
فَلَا يَحْزُنكَ قَوْلُهُمْ إِنَّا نَعْلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعْلِنُونَ
Elmalılı O halde onların sözleri seni üzmesin. Biz onların içlerini de biliriz, dışlarını da.
Y. AliLet not their speech, then, grieve thee. Verily We know what they hide as well as what they disclose.
 Words|
17.
[36:79]
ḳul yuḥyîhe-lleẕî enşeehâ evvele merrah. vehüve bikülli ḫalḳin `alîm.قل يحييها الذي أنشأها أول مرة وهو بكل خلق عليم
قُلْ يُحْيِيهَا الَّذِي أَنشَأَهَا أَوَّلَ مَرَّةٍ وَهُوَ بِكُلِّ خَلْقٍ عَلِيمٌ
Elmalılı De ki: "Onları ilk defa yaratan diriltecek ve o her yaratmayı bilir."
Y. AliSay, "He will give them life Who created them for the first time! for He is Well-versed in every kind of creation!-
 Words|
18.
[36:81]
eveleyse-lleẕî ḫaleḳa-ssemâvâti vel'arḍa biḳâdirin `alâ ey yaḫlüḳa miŝlehüm. belâ vehüve-lḫallâḳu-l`alîm.أوليس الذي خلق السماوات والأرض بقادر على أن يخلق مثلهم بلى وهو الخلاق العليم
أَوَلَيْسَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِقَادِرٍ عَلَى أَنْ يَخْلُقَ مِثْلَهُم بَلَى وَهُوَ الْخَلَّاقُ الْعَلِيمُ
Elmalılı Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kâdir değil midir? Elbette kâdirdir. Çünkü o her şeyi yaratandır, her şeyi bilendir.
Y. Ali"Is not He Who created the heavens and the earth able to create the like thereof?" - Yea, indeed! for He is the Creator Supreme, of skill and knowledge (infinite)!
 Words|
19.
[37:41]
ülâike lehüm rizḳum ma`lûm.أولئك لهم رزق معلوم
أُوْلَئِكَ لَهُمْ رِزْقٌ مَّعْلُومٌ
Elmalılı İşte onlar için belli bir rızık vardır.
Y. AliFor them is a Sustenance determined,
 Words|
20.
[37:79]
selâmün `alâ nûḥin fi-l`âlemîn.سلام على نوح في العالمين
سَلَامٌ عَلَى نُوحٍ فِي الْعَالَمِينَ
Elmalılı Bütün âlemler içinde Nuh'a selam olsun.
Y. Ali"Peace and salutation to Noah among the nations!"
 Words|
21.
[37:87]
femâ żannüküm birabbi-l`âlemîn.فما ظنكم برب العالمين
فَمَا ظَنُّكُم بِرَبِّ الْعَالَمِينَ
Elmalılı "Siz âlemlerin Rabbini ne zannediyorsunuz?"
Y. Ali"Then what is your idea about the Lord of the worlds?"
 Words|
22.
[37:158]
vece`alû beynehû vebeyne-lcinneti nesebâ. veleḳad `alimeti-lcinnetü innehüm lemuḥḍarûn.وجعلوا بينه وبين الجنة نسبا ولقد علمت الجنة إنهم لمحضرون
وَجَعَلُوا بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْجِنَّةِ نَسَبًا وَلَقَدْ عَلِمَتِ الْجِنَّةُ إِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ
Elmalılı Onlar, Allah ile cinler arasında bir neseb (hısımlık bağı) uydurdular. Oysa andolsun cinler bilirler ki, o yalancılar mutlaka cehenneme götürüleceklerdir.
Y. AliAnd they have invented a blood-relationship between Him and the Jinns: but the Jinns know (quite well) that they have indeed to appear (before his Judgment-Seat)!
 Words|
23.
[37:164]
vemâ minnâ illâ lehû meḳâmüm ma`lûm.وما منا إلا له مقام معلوم
وَمَا مِنَّا إِلَّا لَهُ مَقَامٌ مَّعْلُومٌ
Elmalılı (Melekler): "Bizden her birimizin belli bir makamı vardır. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!" derler.
Y. Ali(Those ranged in ranks say): "Not one of us but has a place appointed;
 Words|
24.
[37:170]
fekeferû bih. fesevfe ya`lemûn.فكفروا به فسوف يعلمون
فَكَفَرُوا بِهِ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ
Elmalılı Fakat şimdi onu inkâr ettiler. Ama ilerde bileceklerdir.
Y. AliBut (now that the Qur'an has come), they reject it: But soon will they know!
 Words|
25.
[37:182]
velḥamdü lillâhi rabbi-l`âlemîn.والحمد لله رب العالمين
وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Elmalılı Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
Y. AliAnd Praise to Allah, the Lord and Cherisher of the Worlds.
 Words|
26.
[38:69]
mâ kâne liye min `ilmim bilmelei-l'a`lâ iẕ yaḫteṣimûn.ما كان لي من علم بالملإ الأعلى إذ يختصمون
مَا كَانَ لِيَ مِنْ عِلْمٍ بِالْمَلَإِ الْأَعْلَى إِذْ يَخْتَصِمُونَ
Elmalılı "Münakaşa ederlerken, benim melekler yüksek topluluğuna ait ne bilgim olabilirdi?"
Y. Ali"No knowledge have I of the Chiefs on high, when they discuss (matters) among themselves.
 Words|
27.
[38:81]
ilâ yevmi-lvaḳti-lma`lûm.إلى يوم الوقت المعلوم
إِلَى يَوْمِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ
Elmalılı Allah: "Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin" buyurdu.
Y. Ali"Till the Day of the Time Appointed."
 Words|
28.
[38:87]
in hüve illâ ẕikrul lil`âlemîn.إن هو إلا ذكر للعالمين
إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ
Elmalılı "O Kur'ân, bütün âlemler için bir zikir, bir öğüttür. "
Y. Ali"This is no less than a Message to (all) the Worlds.
 Words|
29.
[38:88]
veleta`lemünne nebeehû ba`de ḥîn.ولتعلمن نبأه بعد حين
وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُ بَعْدَ حِينٍ
Elmalılı "Herhalde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz."
Y. Ali"And ye shall certainly know the truth of it (all) after a while."
 Words|
30.
[39:7]
in tekfürû feinne-llâhe ganiyyün `anküm velâ yerḍâ li`ibâdihi-lküfr. vein teşkürû yerḍahü leküm. velâ teziru vâziratüv vizra uḫrâ. ŝümme ilâ rabbiküm merci`uküm feyünebbiüküm bimâ küntüm ta`melûn. innehû `alîmüm biẕâti-ṣṣudûr.إن تكفروا فإن الله غني عنكم ولا يرضى لعباده الكفر وإن تشكروا يرضه لكم ولا تزر وازرة وزر أخرى ثم إلى ربكم مرجعكم فينبئكم بما كنتم تعملون إنه عليم بذات الصدور
إِن تَكْفُرُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ عَنكُمْ وَلَا يَرْضَى لِعِبَادِهِ الْكُفْرَ وَإِن تَشْكُرُوا يَرْضَهُ لَكُمْ وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى ثُمَّ إِلَى رَبِّكُم مَّرْجِعُكُمْ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
Elmalılı Eğer inkâr ederseniz, şüphe yok ki Allah'ın size ihtiyacı yoktur. Bununla beraber kulları hesabına küfre razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizin hesabınıza ona razı olur. Hiçbir günahkar da diğerinin günahını çekecek değildir. Sonra dönüşünüz, Rabbinizedir. O vakit, O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir. Çünkü O, bütün kalplerin özünü bilir.
Y. AliIf ye reject (Allah), Truly Allah hath no need of you; but He liketh not ingratitude from His servants: if ye are grateful, He is pleased with you. No bearer of burdens can bear the burden of another. In the end, to your Lord is your Return, when He will tell you the truth of all that ye did (in this life). for He knoweth well all that is in (men's) hearts.
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17