Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 121 151 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 151 ... 178 | 178 - Kök: خير
1.
[44:32]
veleḳadi-ḫternâhüm `alâ `ilmin `ale-l`âlemîn.ولقد اخترناهم على علم على العالمين
وَلَقَدِ اخْتَرْنَاهُمْ عَلَى عِلْمٍ عَلَى الْعَالَمِينَ
Elmalılı Andolsun ki biz onları bilerek o zamanki alemlere üstün kıldık.
Y. AliAnd We chose them aforetime above the nations, knowingly,
 Words|
2.
[44:37]
ehüm ḫayrun em ḳavmü tübbe`iv velleẕîne min ḳablihim. ehleknâhüm. innehüm kânû mücrimîn.أهم خير أم قوم تبع والذين من قبلهم أهلكناهم إنهم كانوا مجرمين
أَهُمْ خَيْرٌ أَمْ قَوْمُ تُبَّعٍ وَالَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ أَهْلَكْنَاهُمْ إِنَّهُمْ كَانُوا مُجْرِمِينَ
Elmalılı Onlar mı daha hayırlıdır, yoksa Tükba kavmi ile onlardan öncekiler mi? Biz onların hepsini de helak ettik. Çünkü onlar suçluydular.
Y. AliWhat! Are they better than the people of Tubba and those who were before them? We destroyed them because they were guilty of sin.
 Words|
3.
[46:11]
veḳâle-lleẕîne keferû lilleẕîne âmenû lev kâne ḫayram mâ sebeḳûnâ ileyh. veiẕ lem yehtedû bihî feseyeḳûlûne hâẕâ ifkün ḳadîm.وقال الذين كفروا للذين آمنوا لو كان خيرا ما سبقونا إليه وإذ لم يهتدوا به فسيقولون هذا إفك قديم
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا لَوْ كَانَ خَيْرًا مَّا سَبَقُونَا إِلَيْهِ وَإِذْ لَمْ يَهْتَدُوا بِهِ فَسَيَقُولُونَ هَذَا إِفْكٌ قَدِيْمٌ
Elmalılı İnkâr edenler, iman ednler için: "Eğer İslâm'da bir hayır olsaydı onlar, onu kabulde bizi geçemezlerdi." derler. Bununla muvaffak olamayınca da: "Bu eski bir yalandır." diyeceklerdir.
Y. AliThe Unbelievers say of those who believe: "If (this Message) were a good thing, (such men) would not have gone to it first, before us!" And seeing that they guide not themselves thereby, they will say, "this is an (old,) falsehood!"
 Words|
4.
[47:21]
ṭâ`atüv veḳavlüm ma`rûfün. feiẕâ `azeme-l'emr. felev ṣadeḳu-llâhe lekâne ḫayral lehüm.طاعة وقول معروف فإذا عزم الأمر فلو صدقوا الله لكان خيرا لهم
طَاعَةٌ وَقَوْلٌ مَّعْرُوفٌ فَإِذَا عَزَمَ الْأَمْرُ فَلَوْ صَدَقُوا اللَّهَ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُمْ
Elmalılı Onların vazifesi itaat ve güzel söz söylemekti. Sonra iş kesinleşince Allah'ın emrine sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu.
Y. AliWere it to obey and say what is just, and when a matter is resolved on, it were best for them if they were true to Allah.
 Words|
5.
[49:5]
velev ennehüm ṣaberû ḥattâ taḫruce ileyhim lekâne ḫayral lehüm. vellâhü gafûrur raḥîm.ولو أنهم صبروا حتى تخرج إليهم لكان خيرا لهم والله غفور رحيم
وَلَوْ أَنَّهُمْ صَبَرُوا حَتَّى تَخْرُجَ إِلَيْهِمْ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُمْ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Elmalılı Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Bununla beraber Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Y. AliIf only they had patience until thou couldst come out to them, it would be best for them: but Allah is Oft-Forgiving, Most Merciful.
 Words|
6.
[49:11]
yâ eyyühe-lleẕîne âmenû lâ yesḫar ḳavmüm min ḳavmin `asâ ey yekûnû ḫayram minhüm velâ nisâüm min nisâin `asâ ey yekünne ḫayram minhünn. velâ telmizû enfüseküm velâ tenâbezû bil'elḳâb. bi'se-lismü-lfüsûḳu ba`de-l'îmân. vemel lem yetüb feülâike hümu-żżâlimûn.يا أيها الذين آمنوا لا يسخر قوم من قوم عسى أن يكونوا خيرا منهم ولا نساء من نساء عسى أن يكن خيرا منهن ولا تلمزوا أنفسكم ولا تنابزوا بالألقاب بئس الاسم الفسوق بعد الإيمان ومن لم يتب فأولئك هم الظالمون
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا يَسْخَرْ قَومٌ مِّن قَوْمٍ عَسَى أَن يَكُونُوا خَيْرًا مِّنْهُمْ وَلَا نِسَاءٌ مِّن نِّسَاءٍ عَسَى أَن يَكُنَّ خَيْرًا مِّنْهُنَّ وَلَا تَلْمِزُوا أَنفُسَكُمْ وَلَا تَنَابَزُوا بِالْأَلْقَابِ بِئْسَ الاِسْمُ الْفُسُوقُ بَعْدَ الْإِيْمَانِ وَمَن لَّمْ يَتُبْ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
Elmalılı Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sora fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte bu kimseler zalimlerdir.
Y. AliO ye who believe! Let not some men among you laugh at others: It may be that the (latter) are better than the (former): Nor let some women laugh at others: It may be that the (latter are better than the (former): Nor defame nor be sarcastic to each other, nor call each other by (offensive) nicknames: Ill-seeming is a name connoting wickedness, (to be used of one) after he has believed: And those who do not desist are (indeed) doing wrong.
 Words|
7.
[50:25]
mennâ`il lilḫayri mü`tedim mürîbün.مناع للخير معتد مريب
مَّنَّاعٍ لِّلْخَيْرِ مُعْتَدٍ مُّرِيبٍ
Elmalılı İyiliklere (sürekli) engel olan, saldırgan, şüpheciyi.
Y. Ali"Who forbade what was good, transgressed all bounds, cast doubts and suspicions;
 Words|
8.
[54:43]
eküffâruküm ḫayrum min ülâiküm em leküm berâetün fi-zzübür.أكفاركم خير من أولئكم أم لكم براءة في الزبر
أَكُفَّارُكُمْ خَيْرٌ مِّنْ أُوْلَئِكُمْ أَمْ لَكُم بَرَاءَةٌ فِي الزُّبُرِ
Elmalılı Şimdi sizin kâfirleriniz, onlardan hayırlı mı? Yoksa kitaplarda sizin için bir beraet mi var?
Y. AliAre your Unbelievers, (O Quraish), better than they? Or have ye an immunity in the Sacred Books?
 Words|
9.
[55:70]
fîhinne ḫayrâtün ḥisân.فيهن خيرات حسان
فِيهِنَّ خَيْرَاتٌ حِسَانٌ
Elmalılı İçlerinde güzel huylu, güzel yüzlü kadınlar vardır.
Y. AliIn them will be fair (Companions), good, beautiful;-
 Words|
10.
[56:20]
vefâkihetim mimmâ yeteḫayyerûn.وفاكهة مما يتخيرون
وَفَاكِهَةٍ مِّمَّا يَتَخَيَّرُونَ
Elmalılı Beğendikleri meyvalar,
Y. AliAnd with fruits, any that they may select:
 Words|
11.
[58:12]
yâ eyyühe-lleẕîne âmenû iẕâ nâceytümü-rrasûle feḳaddimû beyne yedey necvâküm ṣadeḳaten. ẕâlike ḫayrul leküm veaṭher. feil lem tecidû feinne-llâhe gafûrur raḥîm.يا أيها الذين آمنوا إذا ناجيتم الرسول فقدموا بين يدي نجواكم صدقة ذلك خير لكم وأطهر فإن لم تجدوا فإن الله غفور رحيم
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نَاجَيْتُمُ الرَّسُولَ فَقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيْ نَجْوَاكُمْ صَدَقَةً ذَلِكَ خَيْرٌ لَّكُمْ وَأَطْهَرُ فَإِن لَّمْ تَجِدُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Elmalılı Ey iman edenler! Peygamber ile gizli bir şey konuşacağınız zaman bu konuşmanızdan önce bir sadaka veriniz. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet bir şey bulamazsanız, artık Allah bağışlayan ve merhamet edendir..
Y. AliO ye who believe! When ye consult the Messenger in private, spend something in charity before your private consultation. That will be best for you, and most conducive to purity (of conduct). But if ye find not (the wherewithal), Allah is Oft-Forgiving, Most Merciful.
 Words|
12.
[61:11]
tü'minûne billâhi verasûlihî vetücâhidûne fî sebîli-llâhi biemvâliküm veenfüsiküm. ẕâliküm ḫayrul leküm in küntüm ta`lemûn.تؤمنون بالله ورسوله وتجاهدون في سبيل الله بأموالكم وأنفسكم ذلكم خير لكم إن كنتم تعلمون
تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَتُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ بِأَمْوَالِكُمْ وَأَنفُسِكُمْ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
Elmalılı Allah'a ve Resulüne inanırsınız, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda savaşırsınız. Eğer bilirseniz sizin için en iyisi budur.
Y. AliThat ye believe in Allah and His Messenger, and that ye strive (your utmost) in the Cause of Allah, with your property and your persons: That will be best for you, if ye but knew!
 Words|
13.
[62:9]
yâ eyyühe-lleẕîne âmenû iẕâ nûdiye liṣṣalâti miy yevmi-lcümü`ati fes`av ilâ ẕikri-llâhi veẕerü-lbey`. ẕâliküm ḫayrul leküm in küntüm ta`lemûn.يا أيها الذين آمنوا إذا نودي للصلاة من يوم الجمعة فاسعوا إلى ذكر الله وذروا البيع ذلكم خير لكم إن كنتم تعلمون
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِيَ لِلصَّلَاةِ مِن يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
Elmalılı Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrıldığı(nız) zaman, Allah'ı anmaya koşun, alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.
Y. AliO ye who believe! When the call is proclaimed to prayer on Friday (the Day of Assembly), hasten earnestly to the Remembrance of Allah, and leave off business (and traffic): That is best for you if ye but knew!
 Words|
14.
[62:11]
veiẕâ raev ticâraten ev lehven-nfeḍḍû ileyhâ veterakûke ḳâimâ. ḳul mâ `inde-llâhi ḫayrum mine-llehvi vemine-tticârah. vellâhü ḫayru-rrâziḳîn.وإذا رأوا تجارة أو لهوا انفضوا إليها وتركوك قائما قل ما عند الله خير من اللهو ومن التجارة والله خير الرازقين
وَإِذَا رَأَوْا تِجَارَةً أَوْ لَهْوًا انفَضُّوا إِلَيْهَا وَتَرَكُوكَ قَائِمًا قُلْ مَا عِندَ اللَّهِ خَيْرٌ مِّنَ اللَّهْوِ وَمِنَ التِّجَارَةِ وَاللَّهُ خَيْرُ الرَّازِقِينَ
Elmalılı Bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona gittiler ve seni ayakta bıraktılar. De ki: "Allah'ın yanında bulunan, eğlenceden ve ticaretten de hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır."
Y. AliBut when they see some bargain or some amusement, they disperse headlong to it, and leave thee standing. Say: "The (blessing) from the Presence of Allah is better than any amusement or bargain! and Allah is the Best to provide (for all needs)."
 Words|
15.
[64:16]
fetteḳu-llâhe me-steṭa`tüm vesme`û veeṭî`û veenfiḳû ḫayral lienfüsiküm. vemey yûḳa şüḥḥa nefsihî feülâike hümü-lmüfliḥûn.فاتقوا الله ما استطعتم واسمعوا وأطيعوا وأنفقوا خيرا لأنفسكم ومن يوق شح نفسه فأولئك هم المفلحون
فَاتَّقُوا اللَّهَ مَا اسْتَطَعْتُمْ وَاسْمَعُوا وَأَطِيعُوا وَأَنفِقُوا خَيْرًا لِّأَنفُسِكُمْ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Elmalılı O halde gücünüzün yettiği kadar Allah'tan korkun, dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Y. AliSo fear Allah as much as ye can; listen and obey and spend in charity for the benefit of your own soul and those saved from the covetousness of their own souls,- they are the ones that achieve prosperity.
 Words|
16.
[66:5]
`asâ rabbühû in ṭalleḳakünne ey yübdilehû ezvâcen ḫayram minkünne müslimâtim mü'minâtin ḳânitâtin tâibâtin `âbidâtin sâiḥâtin ŝeyyibâtiv veebkârâ.عسى ربه إن طلقكن أن يبدله أزواجا خيرا منكن مسلمات مؤمنات قانتات تائبات عابدات سائحات ثيبات وأبكارا
عَسَى رَبُّهُ إِن طَلَّقَكُنَّ أَن يُبْدِلَهُ أَزْوَاجًا خَيْرًا مِّنكُنَّ مُسْلِمَاتٍ مُّؤْمِنَاتٍ قَانِتَاتٍ تَائِبَاتٍ عَابِدَاتٍ سَائِحَاتٍ ثَيِّبَاتٍ وَأَبْكَارًا
Elmalılı Eğer o sizi boşarsa belki de Rabbi ona, sizden daha hayırlı, kendisini Allah'a teslim eden, inanan, gönülden itaat eden, tevbe eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir.
Y. AliIt may be, if he divorced you (all), that Allah will give him in exchange consorts better than you,- who submit (their wills), who believe, who are devout, who turn to Allah in repentance, who worship (in humility), who travel (for Faith) and fast,- previously married or virgins.
 Words|
17.
[68:12]
mennâ`il lilḫayri mü`tedin eŝîm.مناع للخير معتد أثيم
مَنَّاعٍ لِّلْخَيْرِ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ
Elmalılı Hayra engel olan, saldırgan, günahkâr,
Y. Ali(Habitually) hindering (all) good, transgressing beyond bounds, deep in sin,
 Words|
18.
[68:32]
`asâ rabbünâ ey yübdilenâ ḫayram minhâ innâ ilâ rabbinâ râgibûn.عسى ربنا أن يبدلنا خيرا منها إنا إلى ربنا راغبون
عَسَى رَبُّنَا أَن يُبْدِلَنَا خَيْرًا مِّنْهَا إِنَّا إِلَى رَبِّنَا رَاغِبُونَ
Elmalılı Ola ki Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir. Biz Rabbimize yönelir, ondan umarız.
Y. Ali"It may be that our Lord will give us in exchange a better (garden) than this: for we do turn to Him (in repentance)!"
 Words|
19.
[68:38]
inne leküm fîhi lemâ teḫayyerûn.إن لكم فيه لما تخيرون
إِنَّ لَكُمْ فِيهِ لَمَا تَخَيَّرُونَ
Elmalılı O kitapta, "beğendiğiniz her şey sizindir" diye mi yazılı?
Y. AliThat ye shall have, through it whatever ye choose?
 Words|
20.
[70:21]
veiẕâ messehü-lḫayru menû`â.وإذا مسه الخير منوعا
وَإِذَا مَسَّهُ الْخَيْرُ مَنُوعًا
Elmalılı Kendisine hayır dokundu mu cimrilik eder.
Y. AliAnd niggardly when good reaches him;-
 Words|
21.
[70:41]
`alâ en nübeddile ḫayram minhüm vemâ naḥnü bimesbûḳîn.على أن نبدل خيرا منهم وما نحن بمسبوقين
عَلَى أَن نُّبَدِّلَ خَيْرًا مِّنْهُمْ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ
Elmalılı Onları kendilerinden daha hayırlı olanlarla değiştirebiliriz ve bizim önümüze geçilmez.
Y. AliSubstitute for them better (men) than they; And We are not to be defeated (in Our Plan).
 Words|
22.
[73:20]
inne rabbeke ya`lemü enneke teḳûmü ednâ min ŝülüŝeyi-lleyli veniṣfehû veŝülüŝehû veṭâifetüm mine-lleẕîne me`ak. vellâhü yüḳaddiru-lleyle vennehâr. `alime el len tuḥṣûhü fetâbe `aleyküm faḳraû mâ teyessera mine-lḳur'ân. `alime en seyekûnü minküm merḍâ veâḫarûne yaḍribûne fi-l'arḍi yebtegûne min faḍli-llâhi veâḫarûne yüḳâtilûne fî sebîli-llâh. faḳraû mâ teyessera minhü veeḳîmu-ṣṣalâte veâtü-zzekâte veaḳriḍü-llâhe ḳarḍan ḥasenâ. vemâ tüḳaddimû lienfüsiküm min ḫayrin tecidûhü `inde-llâhi hüve ḫayrav vea`żame ecrâ. vestagfirü-llâh. inne-llâhe gafûrur raḥîm.إن ربك يعلم أنك تقوم أدنى من ثلثي الليل ونصفه وثلثه وطائفة من الذين معك والله يقدر الليل والنهار علم أن لن تحصوه فتاب عليكم فاقرءوا ما تيسر من القرآن علم أن سيكون منكم مرضى وآخرون يضربون في الأرض يبتغون من فضل الله وآخرون يقاتلون في سبيل الله فاقرءوا ما تيسر منه وأقيموا الصلاة وآتوا الزكاة وأقرضوا الله قرضا حسنا وما تقدموا لأنفسكم من خير تجدوه عند الله هو خيرا وأعظم أجرا واستغفروا الله إن الله غفور رحيم
إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَى مِن ثُلُثَيِ اللَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِّنَ الَّذِينَ مَعَكَ وَاللَّهُ يُقَدِّرُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ عَلِمَ أَن لَّن تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ فَاقْرَؤُوا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْآنِ عَلِمَ أَن سَيَكُونُ مِنكُم مَّرْضَى وَآخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِي الْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِن فَضْلِ اللَّهِ وَآخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَاقْرَؤُوا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَأَقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنفُسِكُم مِّنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِندَ اللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا وَاسْتَغْفِرُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Elmalılı Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını, seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Gece ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu sayamayacağınızı bildi de sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın lütfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar olacağını bilmiştir. Onun için Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayırlı işlere mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiğiniz her iyiliği, Allah katında daha hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan bağış dileyin. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Y. AliThy Lord doth know that thou standest forth (to prayer) nigh two-thirds of the night, or half the night, or a third of the night, and so doth a party of those with thee. But Allah doth appoint night and day in due measure He knoweth that ye are unable to keep count thereof. So He hath turned to you (in mercy): read ye, therefore, of the Qur'an as much as may be easy for you. He knoweth that there may be (some) among you in ill-health; others travelling through the land, seeking of Allah's bounty; yet others fighting in Allah's Cause, read ye, therefore, as much of the Qur'an as may be easy (for you); and establish regular Prayer and give regular Charity; and loan to Allah a Beautiful Loan. And whatever good ye send forth for your souls ye shall find it in Allah's Presence,- yea, better and greater, in Reward and seek ye the Grace of Allah: for Allah is Oft-Forgiving, Most Merciful.
 Words|
23.
[87:17]
vel'âḫiratü ḫayruv veebḳâ.والآخرة خير وأبقى
وَالْآخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَى
Elmalılı Oysa ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır.
Y. AliBut the Hereafter is better and more enduring.
 Words|
24.
[93:4]
velel'âḫiratü ḫayrul leke mine-l'ûlâ.وللآخرة خير لك من الأولى
وَلَلْآخِرَةُ خَيْرٌ لَّكَ مِنَ الْأُولَى
Elmalılı Ahiret senin için dünyadan iyi olacaktır.
Y. AliAnd verily the Hereafter will be better for thee than the present.
 Words|
25.
[97:3]
leyletü-lḳadri ḫayrum min elfi şehr.ليلة القدر خير من ألف شهر
لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ
Elmalılı Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.
Y. AliThe Night of Power is better than a thousand months.
 Words|
26.
[98:7]
inne-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti ülâike hüm ḫayru-lberiyyeh.إن الذين آمنوا وعملوا الصالحات أولئك هم خير البرية
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أُوْلَئِكَ هُمْ خَيْرُ الْبَرِيَّةِ
Elmalılı İnanan ve güzel amel işleyenler de insanların en hayırlılarıdır.
Y. AliThose who have faith and do righteous deeds,- they are the best of creatures.
 Words|
27.
[99:7]
femey ya`mel miŝḳâle ẕerratin ḫayray yerah.فمن يعمل مثقال ذرة خيرا يره
فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ
Elmalılı Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.
Y. AliThen shall anyone who has done an atom's weight of good, see it!
 Words|
28.
[100:8]
veinnehû liḥubbi-lḫayri leşedîd.وإنه لحب الخير لشديد
وَإِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَدِيدٌ
Elmalılı Gerçekten o dünya malını çok sevdiği için katıdır.
Y. AliAnd violent is he in his love of wealth.
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17