Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 121 151 181 211 241 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 91 ... 120 | 251 - Kök: عبد
1.
[18:102]
efeḥasibe-lleẕîne keferû ey yetteḫiẕû `ibâdî min dûnî evliyâ'. innâ a`tednâ cehenneme lilkâfirîne nüzülâ.أفحسب الذين كفروا أن يتخذوا عبادي من دوني أولياء إنا أعتدنا جهنم للكافرين نزلا
أَفَحَسِبَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَن يَتَّخِذُوا عِبَادِي مِن دُونِي أَوْلِيَاءَ إِنَّا أَعْتَدْنَا جَهَنَّمَ لِلْكَافِرِينَ نُزُلاً
Elmalılı O kâfirler, beni bırakıp da kullarımı dostlar edineceklerini mi sandılar? Doğrusu biz cehennemi o kâfirlere bir konukluk olarak hazırladık.
Y. AliDo the Unbelievers think that they can take My servants as protectors besides Me? Verily We have prepared Hell for the Unbelievers for (their) entertainment.
 Words|
2.
[18:110]
ḳul innemâ ene beşerum miŝlüküm yûḥâ ileyye ennemâ ilâhüküm ilâhüv vâḥid. femen kâne yercû liḳâe rabbihî felya`mel `amelen ṣâliḥav velâ yüşrik bi`ibâdeti rabbihî eḥadâ.قل إنما أنا بشر مثلكم يوحى إلي أنما إلهكم إله واحد فمن كان يرجو لقاء ربه فليعمل عملا صالحا ولا يشرك بعبادة ربه أحدا
قُلْ إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ يُوحَى إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَمَن كَانَ يَرْجُو لِقَاءَ رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلاً صَالِحًا وَلاَ يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ أَحَدًا
Elmalılı De ki: "Ben de sizin gibi ancak bir beşerim. Ne var ki, bana ilâhınızın ancak bir ilâh olduğu vahyolunuyor. Onun için her kim Rabbine kavuşmayı arzu ederse iyi amel işlesin ve Rabbine yaptığı ibadete hiç kimseyi ortak etmesin."
Y. AliSay: "I am but a man like yourselves, (but) the inspiration has come to me, that your Allah is one Allah: whoever expects to meet his Lord, let him work righteousness, and, in the worship of his Lord, admit no one as partner.
 Words|
3.
[19:2]
ẕikru raḥmeti rabbike `abdehû zekeriyyâ.ذكر رحمت ربك عبده زكريا
ذِكْرُ رَحْمَتِ رَبِّكَ عَبْدَهُ زَكَرِيَّا
Elmalılı Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya olan rahmetini anmadır.
Y. Ali(This is) a recital of the Mercy of thy Lord to His servant Zakariya.
 Words|
4.
[19:30]
ḳâle innî `abdü-llâh. âtâniye-lkitâbe vece`alenî nebiyyâ.قال إني عبد الله آتاني الكتاب وجعلني نبيا
قَالَ إِنِّي عَبْدُ اللَّهِ آتَانِيَ الْكِتَابَ وَجَعَلَنِي نَبِيًّا
Elmalılı (Allah'ın bir mucizesi olarak İsa şöyle) dedi: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. O bana kitab verdi ve beni bir peygamber yaptı."
Y. AliHe said: "I am indeed a servant of Allah: He hath given me revelation and made me a prophet;
 Words|
5.
[19:36]
veinne-llâhe rabbî verabbüküm fa`büdûh. hâẕâ ṣirâṭum müsteḳîm.وإن الله ربي وربكم فاعبدوه هذا صراط مستقيم
وَإِنَّ اللَّهَ رَبِّي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ هَذَا صِرَاطٌ مُّسْتَقِيمٌ
Elmalılı "Şüphesiz benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz Allah'tır. O halde ona ibadet edin, işte dosdoğru yol budur."
Y. AliVerily Allah is my Lord and your Lord: Him therefore serve ye: this is a Way that is straight.
 Words|
6.
[19:42]
iẕ ḳâle liebîhi yâ ebeti lime ta`büdü mâ lâ yesme`u velâ yübṣiru velâ yugnî `anke şey'â.إذ قال لأبيه يا أبت لم تعبد ما لا يسمع ولا يبصر ولا يغني عنك شيئا
إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ يَا أَبَتِ لِمَ تَعْبُدُ مَا لاَ يَسْمَعُ وَلاَ يُبْصِرُ وَلاَ يُغْنِي عَنكَ شَيْئًا
Elmalılı O, bir zaman babasına şöyle demişti: "Babacığım! İşitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?"
Y. AliBehold, he said to his father: "O my father! why worship that which heareth not and seeth not, and can profit thee nothing?
 Words|
7.
[19:44]
yâ ebeti lâ ta`büdi-şşeyṭân. inne-şşeyṭâne kâne lirraḥmâni `aṣiyyâ.يا أبت لا تعبد الشيطان إن الشيطان كان للرحمن عصيا
يَا أَبَتِ لاَ تَعْبُدِ الشَّيْطَانَ إِنَّ الشَّيْطَانَ كَانَ لِلرَّحْمَنِ عَصِيًّا
Elmalılı "Babacığım! Şeytana tapma, çünkü şeytan Rahmân (olan Allah)a âsî oldu."
Y. Ali"O my father! serve not Satan: for Satan is a rebel against (Allah) Most Gracious.
 Words|
8.
[19:49]
felemme-`tezelehüm vemâ ya`büdûne min dûni-llâhi vehebnâ lehû isḥâḳa veya`ḳûb. veküllen ce`alnâ nebiyyâ.فلما اعتزلهم وما يعبدون من دون الله وهبنا له إسحاق ويعقوب وكلا جعلنا نبيا
فَلَمَّا اعْتَزَلَهُمْ وَمَا يَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ وَهَبْنَا لَهُ إِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَكُلاًّ جَعَلْنَا نَبِيًّا
Elmalılı İbrahim, kavminden ve onların Allah'tan başka ibadet ettikleri şeylerden uzaklaşınca, biz ona İshak'ı ve (İshak'ın oğlu) Yakub'u ihsan ettik. Ve hepsini de peygamber yaptık.
Y. AliWhen he had turned away from them and from those whom they worshipped besides Allah, We bestowed on him Isaac and Jacob, and each one of them We made a prophet.
 Words|
9.
[19:61]
cennâti `adnini-lletî ve`ade-rraḥmânü `ibâdehû bilgayb. innehû kâne va`dühû me'tiyyâ.جنات عدن التي وعد الرحمن عباده بالغيب إنه كان وعده مأتيا
جَنَّاتِ عَدْنٍ الَّتِي وَعَدَ الرَّحْمَنُ عِبَادَهُ بِالْغَيْبِ إِنَّهُ كَانَ وَعْدُهُ مَأْتِيًّا
Elmalılı O cennet, Rahmân (olan Allah)ın kullarına görmedikleri halde vadettiği "Adn" cennetleridir. Şüphesiz O'nun vaadi mutlaka yerini bulacaktır.
Y. AliGardens of Eternity, those which (Allah) Most Gracious has promised to His servants in the Unseen: for His promise must (necessarily) come to pass.
 Words|
10.
[19:63]
tilke-lcennetü-lletî nûriŝü min `ibâdinâ men kâne teḳiyyâ.تلك الجنة التي نورث من عبادنا من كان تقيا
تِلْكَ الْجَنَّةُ الَّتِي نُورِثُ مِنْ عِبَادِنَا مَن كَانَ تَقِيًّا
Elmalılı İşte kullarımızdan takva sahibi olanlara vereceğimiz cennet budur.
Y. AliSuch is the Garden which We give as an inheritance to those of Our servants who guard against Evil.
 Words|
11.
[19:65]
rabbü-ssemâvâti vel'arḍi vemâ beynehümâ fa`büdhü vaṣṭabir li`ibâdetih. hel ta`lemü lehû semiyyâ.رب السماوات والأرض وما بينهما فاعبده واصطبر لعبادته هل تعلم له سميا
رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا فَاعْبُدْهُ وَاصْطَبِرْ لِعِبَادَتِهِ هَلْ تَعْلَمُ لَهُ سَمِيًّا
Elmalılı O, göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir. O halde, O'na ibadet et ve O'na ibadet etmekte sabırlı ol. Hiç sen Allah'ın ismini taşıyan başka birini bilir misin?
Y. Ali"Lord of the heavens and of the earth, and of all that is between them; so worship Him, and be constant and patient in His worship: knowest thou of any who is worthy of the same Name as He?"
 Words|
12.
[19:82]
kellâ. seyekfürûne bi`ibâdetihim veyekûnûne `aleyhim ḍiddâ.كلا سيكفرون بعبادتهم ويكونون عليهم ضدا
كَلاَّ سَيَكْفُرُونَ بِعِبَادَتِهِمْ وَيَكُونُونَ عَلَيْهِمْ ضِدًّا
Elmalılı Hayır, (zannettikleri gibi değil) tapındıkları ilâhlar onların ibadetlerini inkâr edecekler ve aleyhlerine dönüp düşman olacaklardır.
Y. AliInstead, they shall reject their worship, and become adversaries against them.
 Words|
13.
[19:93]
in küllü men fi-ssemâvâti vel'arḍi illâ âti-rraḥmâni `abdâ.إن كل من في السماوات والأرض إلا آتي الرحمن عبدا
إِن كُلُّ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ إِلاَّ آتِي الرَّحْمَنِ عَبْدًا
Elmalılı Göklerde ve yerde bulunan hiçbir kimse yoktur ki (kıyamet günü) Rahmân'ın huzuruna kul olarak çıkmasın.
Y. AliNot one of the beings in the heavens and the earth but must come to (Allah) Most Gracious as a servant.
 Words|
14.
[20:14]
innenî ene-llâhü lâ ilâhe illâ ene fa`büdnî veeḳimi-ṣṣalâte liẕikrî.إنني أنا الله لا إله إلا أنا فاعبدني وأقم الصلاة لذكري
إِنَّنِي أَنَا اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمِ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي
Elmalılı Şüphesiz ben Allah'ım, benden başka hiçbir ilâh yoktur. Onun için bana kulluk et ve beni anmak için namaz kıl.
Y. Ali"Verily, I am Allah: There is no god but I: So serve thou Me (only), and establish regular prayer for celebrating My praise.
 Words|
15.
[20:77]
veleḳad evḥaynâ ilâ mûsâ en esri bi`ibâdî faḍrib lehüm ṭarîḳan fi-lbaḥri yebesâ. lâ teḫâfü derakev velâ taḫşâ.ولقد أوحينا إلى موسى أن أسر بعبادي فاضرب لهم طريقا في البحر يبسا لا تخاف دركا ولا تخشى
وَلَقَدْ أَوْحَيْنَا إِلَى مُوسَى أَنْ أَسْرِ بِعِبَادِي فَاضْرِبْ لَهُمْ طَرِيقًا فِي الْبَحْرِ يَبَسًا لَّا تَخَافُ دَرَكًا وَلَا تَخْشَى
Elmalılı Gerçekten Musa'ya şöyle vahyettik: "Kullarımla geceleyin yürü (Mısır'dan çık) de (asânı vurarak) onlara denizde kuru bir yol aç; (artık firavun tarafından) yetişilmekten korkmazsın ve (boğulmaktan) endişe de etmezsin."
Y. AliWe sent an inspiration to Moses: "Travel by night with My servants, and strike a dry path for them through the sea, without fear of being overtaken (by Pharaoh) and without (any other) fear."
 Words|
16.
[21:19]
velehû men fi-ssemâvâti vel'arḍ. vemen `indehû lâ yestekbirûne `an `ibâdetihî velâ yestaḥsirûn.وله من في السماوات والأرض ومن عنده لا يستكبرون عن عبادته ولا يستحسرون
وَلَهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَنْ عِندَهُ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِ وَلَا يَسْتَحْسِرُونَ
Elmalılı Göklerde ve yerde olan bütün varlıklar O'nundur. Katında olanlar O'na kulluk etmekten ne çekinirler, ne de yorulurlar.
Y. AliTo Him belong all (creatures) in the heavens and on earth: Even those who are in His (very) Presence are not too proud to serve Him, nor are they (ever) weary (of His service):
 Words|
17.
[21:25]
vemâ erselnâ min ḳablike mir rasûlin illâ nûḥî ileyhi ennehû lâ ilâhe illâ ene fa`büdûn.وما أرسلنا من قبلك من رسول إلا نوحي إليه أنه لا إله إلا أنا فاعبدون
وَمَا أَرْسَلْنَا مِن قَبْلِكَ مِن رَّسُولٍ إِلَّا نُوحِي إِلَيْهِ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدُونِ
Elmalılı Senden önce hiçbir peygamber göndermedik ki, ona şöyle vahyetmiş olmayalım: "Gerçek şu ki benden başka ilâh yoktur. Onun için bana ibadet edin."
Y. AliNot a messenger did We send before thee without this inspiration sent by Us to him: that there is no god but I; therefore worship and serve Me.
 Words|
18.
[21:26]
veḳâlü-tteḫaẕe-rraḥmânü veleden sübḥâneh. bel `ibâdüm mükramûn.وقالوا اتخذ الرحمن ولدا سبحانه بل عباد مكرمون
وَقَالُوا اتَّخَذَ الرَّحْمَنُ وَلَدًا سُبْحَانَهُ بَلْ عِبَادٌ مُّكْرَمُونَ
Elmalılı Böyle iken dediler ki: "Rahmân çocuk edindi." Allah bundan münezzehtir. Doğrusu melekler (Allah'ın çocukları değil.) ikram olunmuş kullardır.
Y. AliAnd they say: "(Allah) Most Gracious has begotten offspring." Glory to Him! they are (but) servants raised to honour.
 Words|
19.
[21:53]
ḳâlû vecednâ âbâenâ lehâ `âbidîn.قالوا وجدنا آباءنا لها عابدين
قَالُوا وَجَدْنَا آبَاءَنَا لَهَا عَابِدِينَ
Elmalılı Onlar: "Biz atalarımızı bunlara tapar bulduk" dediler.
Y. AliThey said, "We found our fathers worshipping them."
 Words|
20.
[21:66]
ḳâle efeta`büdûne min dûni-llâhi mâ lâ yenfe`uküm şey'ev velâ yeḍurruküm.قال أفتعبدون من دون الله ما لا ينفعكم شيئا ولا يضركم
قَالَ أَفَتَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ مَا لَا يَنفَعُكُمْ شَيْئًا وَلَا يَضُرُّكُمْ
Elmalılı (İbrahim) dedi: "O halde, Allah'ı bırakıp da size hiçbir fayda ve zarar veremeyecek olan putlara mı tapıyorsunuz?"
Y. Ali(Abraham) said, "Do ye then worship, besides Allah, things that can neither be of any good to you nor do you harm?
 Words|
21.
[21:67]
üffil leküm velimâ ta`büdûne min dûni-llâh. efelâ ta`ḳilûn.أف لكم ولما تعبدون من دون الله أفلا تعقلون
أُفٍّ لَّكُمْ وَلِمَا تَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ أَفَلَا تَعْقِلُونَ
Elmalılı "Size de, Allah'ı bırakıp taptıklarınıza da yazıklar olsun, siz hâlâ akıllanmayacak mısınız?"
Y. Ali"Fie upon you, and upon the things that ye worship besides Allah! Have ye no sense?"..
 Words|
22.
[21:73]
vece`alnâhüm eimmetey yehdûne biemrinâ veevḥaynâ ileyhim fi`le-lḫayrâti veiḳâme-ṣṣalâti veîtâe-zzekâh. vekânû lenâ `âbidîn.وجعلناهم أئمة يهدون بأمرنا وأوحينا إليهم فعل الخيرات وإقام الصلاة وإيتاء الزكاة وكانوا لنا عابدين
وَجَعَلْنَاهُمْ أَئِمَّةً يَهْدُونَ بِأَمْرِنَا وَأَوْحَيْنَا إِلَيْهِمْ فِعْلَ الْخَيْرَاتِ وَإِقَامَ الصَّلَاةِ وَإِيتَاءَ الزَّكَاةِ وَكَانُوا لَنَا عَابِدِينَ
Elmalılı Onları buyruğumuz altında (insanlara) doğru yolu gösterecek önderler kıldık. Kendilerine hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden kimselerdir.
Y. AliAnd We made them leaders, guiding (men) by Our Command, and We sent them inspiration to do good deeds, to establish regular prayers, and to practise regular charity; and they constantly served Us (and Us only).
 Words|
23.
[21:84]
festecebnâ lehû fekeşefnâ mâ bihî min ḍurriv veâteynâhü ehlehû vemiŝlehüm me`ahüm raḥmetem min `indinâ veẕikrâ lil`âbidîn.فاستجبنا له فكشفنا ما به من ضر وآتيناه أهله ومثلهم معهم رحمة من عندنا وذكرى للعابدين
فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَكَشَفْنَا مَا بِهِ مِن ضُرٍّ وَآتَيْنَاهُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُم مَّعَهُمْ رَحْمَةً مِّنْ عِندِنَا وَذِكْرَى لِلْعَابِدِينَ
Elmalılı Biz de onun duasını kabul ettik de başına gelenleri kaldırdık. Katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir hatıra olmak üzere, ona tekrar ailesini ve kaybettikleriyle bir mislini daha verdik.
Y. AliSo We listened to him: We removed the distress that was on him, and We restored his people to him, and doubled their number,- as a Grace from Ourselves, and a thing for commemoration, for all who serve Us.
 Words|
24.
[21:92]
inne hâẕihî ümmetüküm ümmetev vâḥideh. veenâ rabbüküm fa`büdûn.إن هذه أمتكم أمة واحدة وأنا ربكم فاعبدون
إِنَّ هَذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاعْبُدُونِ
Elmalılı Doğrusu bu sizin ümmetiniz (tevhid dini olan müslümanlık), bir tek ümmettir (bir tek din olarak sizin dininizdir). Ben de sizin Rabbinizim. O halde bana kulluk edin.
Y. AliVerily, this brotherhood of yours is a single brotherhood, and I am your Lord and Cherisher: therefore serve Me (and no other).
 Words|
25.
[21:98]
inneküm vemâ ta`büdûne min dûni-llâhi ḥaṣabü cehennem. entüm lehâ vâridûn.إنكم وما تعبدون من دون الله حصب جهنم أنتم لها واردون
إِنَّكُمْ وَمَا تَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ حَصَبُ جَهَنَّمَ أَنتُمْ لَهَا وَارِدُونَ
Elmalılı Siz ve Allah'dan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz.
Y. AliVerily ye, (unbelievers), and the (false) gods that ye worship besides Allah, are (but) fuel for Hell! to it will ye (surely) come!
 Words|
26.
[21:105]
veleḳad ketebnâ fi-zzebûri mim ba`di-ẕẕikri enne-l'arḍa yeriŝühâ `ibâdiye-ṣṣâliḥûn.ولقد كتبنا في الزبور من بعد الذكر أن الأرض يرثها عبادي الصالحون
وَلَقَدْ كَتَبْنَا فِي الزَّبُورِ مِن بَعْدِ الذِّكْرِ أَنَّ الْأَرْضَ يَرِثُهَا عِبَادِيَ الصَّالِحُونَ
Elmalılı And olsun ki, Tevrat'tan sonra Zebûr'da da yeryüzüne ancak iyi kullarımın mirasçı olduğunu yazmıştık.
Y. AliBefore this We wrote in the Psalms, after the Message (given to Moses): My servants the righteous, shall inherit the earth."
 Words|
27.
[21:106]
inne fî hâẕâ lebelâgal liḳavmin `âbidîn.إن في هذا لبلاغا لقوم عابدين
إِنَّ فِي هَذَا لَبَلَاغًا لِّقَوْمٍ عَابِدِينَ
Elmalılı Şüphesiz bu Kur'ân'da kulluk eden kimseler için kâfi bir öğüt vardır.
Y. AliVerily in this (Qur'an) is a Message for people who would (truly) worship Allah.
 Words|
28.
[22:10]
ẕâlike bimâ ḳaddemet yedâke veenne-llâhe leyse biżallâmil lil`abîd.ذلك بما قدمت يداك وأن الله ليس بظلام للعبيد
ذَلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ يَدَاكَ وَأَنَّ اللَّهَ لَيْسَ بِظَلَّامٍ لِّلْعَبِيدِ
Elmalılı Ona "Bunlar, senin ellerinle kazandığın günahlar sebebiyledir" denir. Şüphesiz Allah kullarına zulmeden değildir.
Y. Ali(It will be said): "This is because of the deeds which thy hands sent forth, for verily Allah is not unjust to His servants.
 Words|
29.
[22:11]
vemine-nnâsi mey ya`büdü-llâhe `alâ ḥarf. fein eṣâbehû ḫayrun-ṭmeenne bih. vein eṣâbethü fitnetün-nḳalebe `alâ vechih. ḫasira-ddünyâ vel'âḫirah. ẕâlike hüve-lḫusrânü-lmübîn.ومن الناس من يعبد الله على حرف فإن أصابه خير اطمأن به وإن أصابته فتنة انقلب على وجهه خسر الدنيا والآخرة ذلك هو الخسران المبين
وَمِنَ النَّاسِ مَن يَعْبُدُ اللَّهَ عَلَى حَرْفٍ فَإِنْ أَصَابَهُ خَيْرٌ اطْمَأَنَّ بِهِ وَإِنْ أَصَابَتْهُ فِتْنَةٌ انقَلَبَ عَلَى وَجْهِهِ خَسِرَ الدُّنْيَا وَالْآخِرَةَ ذَلِكَ هُوَ الْخُسْرَانُ الْمُبِينُ
Elmalılı İnsanlardan kimi de Allah'a bir yar kenarındaymış gibi ibadet eder, eğer kendisine bir iyilik gelirse ona gönlü yatışır ve eğer başına bir bela gelirse yüzüstü dönüverir. Dünyayı da ahireti de kaybeder. İşte apaçık kayıp budur.
Y. AliThere are among men some who serve Allah, as it were, on the verge: if good befalls them, they are, therewith, well content; but if a trial comes to them, they turn on their faces: they lose both this world and the Hereafter: that is loss for all to see!
 Words|
30.
[22:71]
veya`büdûne min dûni-llâhi mâ lem yünezzil bihî sülṭânev vemâ leyse lehüm bihî `ilm. vemâ liżżâlimîne min neṣîr.ويعبدون من دون الله ما لم ينزل به سلطانا وما ليس لهم به علم وما للظالمين من نصير
وَيَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ مَا لَمْ يُنَزِّلْ بِهِ سُلْطَانًا وَمَا لَيْسَ لَهُم بِهِ عِلْمٌ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِن نَّصِيرٍ
Elmalılı Onlar Allah'ı bırakıp da O'nun, haklarında hiçbir delil indirmediği ve kendilerinde de bir bilgi bulunmayan şeylere taparlar. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.
Y. AliYet they worship, besides Allah, things for which no authority has been sent down to them, and of which they have (really) no knowledge: for those that do wrong there is no helper.
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17