1. [71:27] | inneke in teẕerhüm yüḍillû `ibâdeke velâ yelidû illâ fâciran keffârâ. | إنك إن تذرهم يضلوا عبادك ولا يلدوا إلا فاجرا كفارا إِنَّكَ إِن تَذَرْهُمْ يُضِلُّوا عِبَادَكَ وَلَا يَلِدُوا إِلَّا فَاجِرًا كَفَّارًا |
---|
Elmalılı | "Zira sen onları bırakırsan kullarını yoldan çıkarırlar ve sadece ahlâksız ve kâfir çocuklar doğururlar." |
Y. Ali | "For, if Thou dost leave (any of) them, they will but mislead Thy devotees, and they will breed none but wicked ungrateful ones.
|
Words | | |
2. [72:19] | veennehû lemmâ ḳâme `abdü-llâhi yed`ûhü kâdû yekûnûne `aleyhi libedâ. | وأنه لما قام عبد الله يدعوه كادوا يكونون عليه لبدا وَأَنَّهُ لَمَّا قَامَ عَبْدُ اللَّهِ يَدْعُوهُ كَادُوا يَكُونُونَ عَلَيْهِ لِبَدًا |
---|
Elmalılı | Allah'ın kulu (Hz. Peygamber) kalkmış O'na dua ederken, neredeyse (cinler) onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi. |
Y. Ali | "Yet when the Devotee of Allah stands forth to invoke Him, they just make round him a dense crowd."
|
Words | | |
3. [76:6] | `ayney yeşrabü bihâ `ibâdü-llâhi yüfeccirûnehâ tefcîrâ. | عينا يشرب بها عباد الله يفجرونها تفجيرا عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ اللَّهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْجِيرًا |
---|
Elmalılı | Bir kaynak ki ondan Allah'ın kulları içerler, güzel yollar açarak akıtırlar onu. |
Y. Ali | A Fountain where the Devotees of Allah do drink, making it flow in unstinted abundance.
|
Words | | |
4. [89:29] | fedḫulî fî `ibâdî. | فادخلي في عبادي فَادْخُلِي فِي عِبَادِي |
---|
Elmalılı | Kullarımın arasına gir. |
Y. Ali | "Enter thou, then, among My devotees!
|
Words | | |
5. [96:10] | `abden iẕâ ṣallâ. | عبدا إذا صلى عَبْدًا إِذَا صَلَّى |
---|
Elmalılı | Namaz kıldığı zaman, bir kulu engelleyeni gördün mü? |
Y. Ali | A votary when he (turns) to pray?
|
Words | | |
6. [98:5] | vemâ ümirû illâ liya`büdü-llâhe muḫliṣîne lehü-ddîne ḥunefâe veyüḳîmu-ṣṣalâte veyü'tü-zzekâte veẕâlike dînü-lḳayyimeh. | وما أمروا إلا ليعبدوا الله مخلصين له الدين حنفاء ويقيموا الصلاة ويؤتوا الزكاة وذلك دين القيمة وَمَا أُمِرُوا إِلَّا لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاءَ وَيُقِيمُوا الصَّلَاةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ وَذَلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِ |
---|
Elmalılı | Halbuki onlar, dini sadece Allah'a tahsis ederek, Allah'ı birleyerek, ancak Allah'a ibadet etmekle, namazı kılmakla ve zekatı vermekle emrolunmuşlardır. İşte dosdoğru din budur. |
Y. Ali | And they have been commanded no more than this: To worship Allah, offering Him sincere devotion, being true (in faith); to establish regular prayer; and to practise regular charity; and that is the Religion Right and Straight.
|
Words | | |
7. [106:3] | felya`büdû rabbe hâẕe-lbeyt. | فليعبدوا رب هذا البيت فَلْيَعْبُدُوا رَبَّ هَذَا الْبَيْتِ |
---|
Elmalılı | Bu Beyt (Kâbe)nin Rabbine kulluk etsinler. |
Y. Ali | Let them adore the Lord of this House,
|
Words | | |
8. [109:2] | lâ a`büdü mâ ta`büdûn. | لا أعبد ما تعبدون لَا أَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَ |
---|
Elmalılı | Sizin taptıklarınıza ben tapmam. |
Y. Ali | I worship not that which ye worship,
|
Words | | |
9. [109:3] | velâ entüm `âbidûne mâ a`büd. | ولا أنتم عابدون ما أعبد وَلَا أَنتُمْ عَابِدُونَ مَا أَعْبُدُ |
---|
Elmalılı | Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz. |
Y. Ali | Nor will ye worship that which I worship.
|
Words | | |
10. [109:4] | velâ ene `âbidüm mâ `abettüm. | ولا أنا عابد ما عبدتم وَلَا أَنَا عَابِدٌ مَّا عَبَدتُّمْ |
---|
Elmalılı | Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim. |
Y. Ali | And I will not worship that which ye have been wont to worship,
|
Words | | |
11. [109:5] | velâ entüm `âbidûne mâ a`büd. | ولا أنتم عابدون ما أعبد وَلَا أَنتُمْ عَابِدُونَ مَا أَعْبُدُ |
---|
Elmalılı | Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz. |
Y. Ali | Nor will ye worship that which I worship.
|
Words | | |