Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 61 ... 72 | 72 - Kök: غني
1.
[64:6]
ẕâlike biennehû kânet te'tîhim rusülühüm bilbeyyinâti feḳâlû ebeşeruy yehdûnenâ. fekeferû vetevellev vestagne-llâh. vellâhü ganiyyün ḥamîd.ذلك بأنه كانت تأتيهم رسلهم بالبينات فقالوا أبشر يهدوننا فكفروا وتولوا واستغنى الله والله غني حميد
ذَلِكَ بِأَنَّهُ كَانَت تَّأْتِيهِمْ رُسُلُهُم بِالْبَيِّنَاتِ فَقَالُوا أَبَشَرٌ يَهْدُونَنَا فَكَفَرُوا وَتَوَلَّوا وَّاسْتَغْنَى اللَّهُ وَاللَّهُ غَنِيٌّ حَمِيدٌ
Elmalılı Böyledir, çünkü onlara peygamberleri, açık deliller getirirlerdi, fakat onlar: "Bir insan mı bize yol gösterecek?" dediler ve yüz çevirdiler. Allah da muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, övülmeye lâyıktır.
Y. AliThat was because there came to them messengers with Clear Signs, but they said: "Shall (mere) human beings direct us?" So they rejected (the Message) and turned away. But Allah can do without (them): and Allah is free of all needs, worthy of all praise.
 Words|
2.
[66:10]
ḍarabe-llâhü meŝelel lilleẕîne keferü-mraete nûḥiv vemraete lûṭ. kânetâ taḥte `abdeyni min `ibâdinâ ṣâliḥayni feḫânetâhümâ felem yugniyâ `anhümâ mine-llâhi şey'ev veḳîle-dḫule-nnâra me`a-ddâḫilîn.ضرب الله مثلا للذين كفروا امرأت نوح وامرأت لوط كانتا تحت عبدين من عبادنا صالحين فخانتاهما فلم يغنيا عنهما من الله شيئا وقيل ادخلا النار مع الداخلين
ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا لِّلَّذِينَ كَفَرُوا امْرَأَتَ نُوحٍ وَامْرَأَتَ لُوطٍ كَانَتَا تَحْتَ عَبْدَيْنِ مِنْ عِبَادِنَا صَالِحَيْنِ فَخَانَتَاهُمَا فَلَمْ يُغْنِيَا عَنْهُمَا مِنَ اللَّهِ شَيْئًا وَقِيلَ ادْخُلَا النَّارَ مَعَ الدَّاخِلِينَ
Elmalılı Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kulun (nikahı) altında idiler, onlara hıyanet ettiler. (Kocaları,) Allah'tan hiçbir şeyi onlardan savamadı. (Onlara): "Haydi girenlerle birlikte siz de ateşe girin!" denildi.
Y. AliAllah sets forth, for an example to the Unbelievers, the wife of Noah and the wife of Lut: they were (respectively) under two of our righteous servants, but they were false to their (husbands), and they profited nothing before Allah on their account, but were told: "Enter ye the Fire along with (others) that enter!"
 Words|
3.
[69:28]
mâ agnâ `annî mâliyeh.ما أغنى عني ماليه
مَا أَغْنَى عَنِّي مَالِيَهْ
Elmalılı Malım bana hiç fayda vermedi.
Y. Ali"Of no profit to me has been my wealth!
 Words|
4.
[77:31]
lâ żalîliv velâ yugnî mine-lleheb.لا ظليل ولا يغني من اللهب
لاَّ ظَلِيلٍ وَلَا يُغْنِي مِنَ اللَّهَبِ
Elmalılı O, ne gölgelendirir, ne alevden korur.
Y. Ali"(Which yields) no shade of coolness, and is of no use against the fierce Blaze.
 Words|
5.
[80:5]
emmâ meni-stagnâ.أما من استغنى
أَمَّا مَنِ اسْتَغْنَى
Elmalılı Ama buna ihtiyaç hissetmeyene gelince,
Y. AliAs to one who regards Himself as self-sufficient,
 Words|
6.
[80:37]
likülli-mriim minhüm yevmeiẕin şe'nüy yugnîh.لكل امرئ منهم يومئذ شأن يغنيه
لِكُلِّ امْرِئٍ مِّنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْنِيهِ
Elmalılı Onlardan her birinin o gün başından aşan işi vardır.
Y. AliEach one of them, that Day, will have enough concern (of his own) to make him indifferent to the others.
 Words|
7.
[88:7]
lâ yüsminü velâ yugnî min cû`.لا يسمن ولا يغني من جوع
لاَّ يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِي مِن جُوعٍ
Elmalılı O da ne besler, ne de açlığı giderir.
Y. AliWhich will neither nourish nor satisfy hunger.
 Words|
8.
[92:8]
veemmâ mem beḫile vestagnâ.وأما من بخل واستغنى
وَأَمَّا مَن بَخِلَ وَاسْتَغْنَى
Elmalılı Kim de cimrilik eder ve kendini hiçbir şeye ihtiyacı kalmamış görür.
Y. AliBut he who is a greedy miser and thinks himself self-sufficient,
 Words|
9.
[92:11]
vemâ yugnî `anhü mâlühû iẕâ teraddâ.وما يغني عنه ماله إذا تردى
وَمَا يُغْنِي عَنْهُ مَالُهُ إِذَا تَرَدَّى
Elmalılı Çukura yuvarlandığı zaman malı onu kurtaramayacak.
Y. AliNor will his wealth profit him when he falls headlong (into the Pit).
 Words|
10.
[93:8]
vevecedeke `âilen feagnâ.ووجدك عائلا فأغنى
وَوَجَدَكَ عَائِلًا فَأَغْنَى
Elmalılı Seni yoksul bulup zengin etmedi mi?
Y. AliAnd He found thee in need, and made thee independent.
 Words|
11.
[96:7]
er raâhü-stagnâ.أن رآه استغنى
أَن رَّآهُ اسْتَغْنَى
Elmalılı Kendisinin muhtaç olmadığını zannettiği için.
Y. AliIn that he looketh upon himself as self-sufficient.
 Words|
12.
[111:2]
mâ agnâ `anhü mâlühû vemâ keseb.ما أغنى عنه ماله وما كسب
مَا أَغْنَى عَنْهُ مَالُهُ وَمَا كَسَبَ
Elmalılı Ne malı ne de kazandığı onu kurtaramadı.
Y. AliNo profit to him from all his wealth, and all his gains!
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17