Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 121 151 181 211 241 271 301 331 361 391 421 451 481 511 541 571 601 631 661 691 721 751 781 811 841 871 901 931 961 991 1021 1051 1081 1111 1141 1171 1201 1231 1261 1291 1321 1351 1381 1411 1441 1471 1501 1531 1561 1591 1621 1651 1681 1711 1741 1771 1801 1831 1861 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 1441 ... 1470 | 1879 - Kök: أله
1.
[35:43]
istikbâran fi-l'arḍi vemekra-sseyyi'. velâ yeḥîḳu-lmekru-sseyyiü illâ biehlih. fehel yenżurûne illâ sünnete-l'evvelîn. felen tecide lisünneti-llâhi tebdîlâ. velen tecide lisünneti-llâhi taḥvîlâ.استكبارا في الأرض ومكر السيئ ولا يحيق المكر السيئ إلا بأهله فهل ينظرون إلا سنت الأولين فلن تجد لسنت الله تبديلا ولن تجد لسنت الله تحويلا
اسْتِكْبَارًا فِي الْأَرْضِ وَمَكْرَ السَّيِّئِ وَلَا يَحِيقُ الْمَكْرُ السَّيِّئُ إِلَّا بِأَهْلِهِ فَهَلْ يَنظُرُونَ إِلَّا سُنَّتَ الْأَوَّلِينَ فَلَن تَجِدَ لِسُنَّتِ اللَّهِ تَبْدِيلًا وَلَن تَجِدَ لِسُنَّتِ اللَّهِ تَحْوِيلًا
Elmalılı (Bu da) yeryüzünde bir kibirlenme ve bir suikast düzenidir. Halbuki fena düzen ancak sahibinin başına geçer. O halde öncekilerin kanunundan başka ne gözetiyorlar? Sen Allah'ın sünnetinde asla bir değişme bulamazsın. Sen Allah'ın sünnetinde asla bir başkalaşma da bulamazsın.
Y. AliOn account of their arrogance in the land and their plotting of Evil, but the plotting of Evil will hem in only the authors thereof. Now are they but looking for the way the ancients were dealt with? But no change wilt thou find in Allah's way (of dealing): no turning off wilt thou find in Allah's way (of dealing).
 Words|
2.
[35:44]
evelem yesîrû fi-l'arḍi feyenżurû keyfe kâne `âḳibetü-lleẕîne min ḳablihim vekânû eşedde minhüm ḳuvveh. vemâ kâne-llâhü liyü`cizehû min şey'in fi-ssemâvâti velâ fi-l'arḍ. innehû kâne `alîmen ḳadîrâ.أولم يسيروا في الأرض فينظروا كيف كان عاقبة الذين من قبلهم وكانوا أشد منهم قوة وما كان الله ليعجزه من شيء في السماوات ولا في الأرض إنه كان عليما قديرا
أَوَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَيَنظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَكَانُوا أَشَدَّ مِنْهُمْ قُوَّةً وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُعْجِزَهُ مِن شَيْءٍ فِي السَّمَاوَاتِ وَلَا فِي الْأَرْضِ إِنَّهُ كَانَ عَلِيمًا قَدِيرًا
Elmalılı Yeryüzünde gezip bir bakmadılar mı, kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuş? Halbuki onlar, bunlardan daha kuvvetliydiler. Ne göklerde ve ne de yerde hiçbir şey Allah'ı aciz bırakamaz. Çünkü o her şeyi bilendir, her şeye kâdir olandır.
Y. AliDo they not travel through the earth, and see what was the End of those before them,- though they were superior to them in strength? Nor is Allah to be frustrated by anything whatever in the heavens or on earth: for He is All-Knowing. All-Powerful.
 Words|
3.
[35:45]
velev yüâḫiẕü-llâhü-nnâse bimâ kesebû mâ terake `alâ żahrihâ min dâbbetiv velâkiy yü'eḫḫiruhüm ilâ ecelim müsemmâ. feiẕâ câe ecelühüm feinne-llâhe kâne bi`ibâdihî beṣîrâ.ولو يؤاخذ الله الناس بما كسبوا ما ترك على ظهرها من دابة ولكن يؤخرهم إلى أجل مسمى فإذا جاء أجلهم فإن الله كان بعباده بصيرا
وَلَوْ يُؤَاخِذُ اللَّهُ النَّاسَ بِمَا كَسَبُوا مَا تَرَكَ عَلَى ظَهْرِهَا مِن دَابَّةٍ وَلَكِن يُؤَخِّرُهُمْ إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى فَإِذَا جَاءَ أَجَلُهُمْ فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ بِعِبَادِهِ بَصِيرًا
Elmalılı Bununla beraber Allah, insanları kazandıkları (günahlar) yüzünden hemen yakalayıverseydi, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belli bir süreye kadar erteliyor. Nihayet ecelleri gelince gereğini yapar. Şüphe yok ki Allah, kullarını görmektedir.
Y. AliIf Allah were to punish men according to what they deserve. He would not leave on the back of the (earth) a single living creature: but He gives them respite for a stated Term: when their Term expires, verily Allah has in His sight all His Servants.
 Words|
4.
[36:23]
eetteḫiẕü min dûnihî âliheten iy yüridni-rraḥmânü biḍurril lâ tugni `annî şefâ`atühüm şey'ev velâ yünḳiẕûn.أأتخذ من دونه آلهة إن يردن الرحمن بضر لا تغن عني شفاعتهم شيئا ولا ينقذون
أَأَتَّخِذُ مِن دُونِهِ آلِهَةً إِن يُرِدْنِ الرَّحْمَن بِضُرٍّ لاَّ تُغْنِ عَنِّي شَفَاعَتُهُمْ شَيْئًا وَلاَ يُنقِذُونِ
Elmalılı "Hiç ben O'ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer O Rahman, bana bir zarar dileyecek olsa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar."
Y. Ali"Shall I take (other) gods besides Him? If (Allah) Most Gracious should intend some adversity for me, of no use whatever will be their intercession for me, nor can they deliver me.
 Words|
5.
[36:47]
veiẕâ ḳîle lehüm enfiḳû mimmâ razeḳakümü-llâhü ḳâle-lleẕîne keferû lilleẕîne âmenû enuṭ`imü mel lev yeşâü-llâhü aṭ`ameh. in entüm illâ fî ḍalâlim mübîn.وإذا قيل لهم أنفقوا مما رزقكم الله قال الذين كفروا للذين آمنوا أنطعم من لو يشاء الله أطعمه إن أنتم إلا في ضلال مبين
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ أَنفِقُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللَّهُ قَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا أَنُطْعِمُ مَن لَّوْ يَشَاءُ اللَّهُ أَطْعَمَهُ إِنْ أَنتُمْ إِلَّا فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ
Elmalılı Onlara: "Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın" dendiği zaman, o kâfirler, müminler için: "Allah'ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?" dediler.
Y. AliAnd when they are told, "Spend ye of (the bounties) with which Allah has provided you," the Unbelievers say to those who believe: "Shall we then feed those whom, if Allah had so willed, He would have fed, (Himself)?- Ye are in nothing but manifest error."
 Words|
6.
[36:74]
vetteḫaẕû min dûni-llâhi âlihetel le`allehüm yünṣarûn.واتخذوا من دون الله آلهة لعلهم ينصرون
وَاتَّخَذُوا مِن دُونِ اللَّهِ آلِهَةً لَعَلَّهُمْ يُنصَرُونَ
Elmalılı Onlar, Allah'tan başka birtakım ilâhlar edindiler. Güya yardım olunacaklar.
Y. AliYet they take (for worship) gods other than Allah, (hoping) that they might be helped!
 Words|
7.
[37:4]
inne ilâheküm levâḥid.إن إلهكم لواحد
إِنَّ إِلَهَكُمْ لَوَاحِدٌ
Elmalılı Ki sizin ilâhınız birdir.
Y. AliVerily, verily, your Allah is one!-
 Words|
8.
[37:23]
min dûni-llâhi fehdûhüm ilâ ṣirâṭi-lceḥîm.من دون الله فاهدوهم إلى صراط الجحيم
مِن دُونِ اللَّهِ فَاهْدُوهُمْ إِلَى صِرَاطِ الْجَحِيمِ
Elmalılı Toplayın mahşere o zulmedenleri, eşlerini ve Allah'tan başka taptıkları şeyleri. Toplayın da götürün onları sırata (cehennem köprüsüne) doğru.
Y. Ali"Besides Allah, and lead them to the Way to the (Fierce) Fire!
 Words|
9.
[37:35]
innehüm kânû iẕâ ḳîle lehüm lâ ilâhe ille-llâhü yestekbirûn.إنهم كانوا إذا قيل لهم لا إله إلا الله يستكبرون
إِنَّهُمْ كَانُوا إِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ يَسْتَكْبِرُونَ
Elmalılı Çünkü onlar, kendilerine: "Allah'tan başka ilâh yoktur" denildiği zaman kafa tutuyorlardı.
Y. AliFor they, when they were told that there is no god except Allah, would puff themselves up with Pride,
 Words|
10.
[37:36]
veyeḳûlûne einnâ letârikû âlihetinâ lişâ`irim mecnûn.ويقولون أئنا لتاركو آلهتنا لشاعر مجنون
وَيَقُولُونَ أَئِنَّا لَتَارِكُوا آلِهَتِنَا لِشَاعِرٍ مَّجْنُونٍ
Elmalılı Ve: "Biz, hiçbir mecnun (deli) şair için ilâhlarımızı bırakır mıyız?" diyorlardı.
Y. AliAnd say: "What! shall we give up our gods for the sake of a Poet possessed?"
 Words|
11.
[37:40]
illâ `ibâde-llâhi-lmuḫleṣîn.إلا عباد الله المخلصين
إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ
Elmalılı Sadece Allah'ın ihlaslı kulları müstesnadır.
Y. AliBut the sincere (and devoted) Servants of Allah,-
 Words|
12.
[37:56]
ḳâle tellâhi in kitte letürdîn.قال تالله إن كدت لتردين
قَالَ تَاللَّهِ إِنْ كِدتَّ لَتُرْدِينِ
Elmalılı Ona şöyle der: "Allah'a yemin ederim ki, doğrusu sen az daha beni helak edecektin."
Y. AliHe said: "By Allah! thou wast little short of bringing me to perdition!
 Words|
13.
[37:74]
illâ `ibâde-llâhi-lmuḫleṣîn.إلا عباد الله المخلصين
إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ
Elmalılı Ancak Allah'ın ihlas ile seçilen kulları başka.
Y. AliExcept the sincere (and devoted) Servants of Allah.
 Words|
14.
[37:86]
eifken âliheten dûne-llâhi türîdûn.أئفكا آلهة دون الله تريدون
أَئِفْكًا آلِهَةً دُونَ اللَّهِ تُرِيدُونَ
Elmalılı "Yalancılık etmek için mi Allah'tan başka ilâhlar istiyorsunuz?"
Y. Ali"Is it a falsehood- gods other than Allah- that ye desire?
 Words|
15.
[37:91]
ferâga ilâ âlihetihim feḳâle elâ te'külûn.فراغ إلى آلهتهم فقال ألا تأكلون
فَرَاغَ إِلَى آلِهَتِهِمْ فَقَالَ أَلَا تَأْكُلُونَ
Elmalılı Derken bir kurnazlıkla onların ilâhlarına vardı da, "Buyursanıza, yemez misiniz?" dedi.
Y. AliThen did he turn to their gods and said, "will ye not eat (of the offerings before you)?...
 Words|
16.
[37:96]
vellâhü ḫaleḳaküm vemâ ta`melûn.والله خلقكم وما تعملون
وَاللَّهُ خَلَقَكُمْ وَمَا تَعْمَلُونَ
Elmalılı "Halbuki sizi de yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır."
Y. Ali"But Allah has created you and your handwork!"
 Words|
17.
[37:102]
felemmâ belega me`ahü-ssa`ye ḳâle yâ büneyye innî erâ fi-lmenâmi ennî eẕbeḥuke fenżur mâẕâ terâ. ḳâle yâ ebeti-f`al mâ tü'mer. setecidünî in şâe-llâhü mine-ṣṣâbirîn.فلما بلغ معه السعي قال يا بني إني أرى في المنام أني أذبحك فانظر ماذا ترى قال يا أبت افعل ما تؤمر ستجدني إن شاء الله من الصابرين
فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَا بُنَيَّ إِنِّي أَرَى فِي الْمَنَامِ أَنِّي أَذْبَحُكَ فَانظُرْ مَاذَا تَرَى قَالَ يَا أَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ سَتَجِدُنِي إِن شَاءَ اللَّهُ مِنَ الصَّابِرِينَ
Elmalılı Oğlu, yanında koşacak çağa gelince: "Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak, ne düşünürsün?" dedi. Çocuk da: "Babacığım sana ne emrediliyorsa yap, inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi.
Y. AliThen, when (the son) reached (the age of) (serious) work with him, he said: "O my son! I see in vision that I offer thee in sacrifice: Now see what is thy view!" (The son) said: "O my father! Do as thou art commanded: thou will find me, if Allah so wills one practising Patience and Constancy!"
 Words|
18.
[37:126]
allâhe rabbeküm verabbe âbâikümü-l'evvelîn.الله ربكم ورب آبائكم الأولين
اللَّهَ رَبَّكُمْ وَرَبَّ آبَائِكُمُ الْأَوَّلِينَ
Elmalılı Hani o kavmine: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız? Yaratanların en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da "Ba'l'e" (Ba'l ismindeki puta) mi yalvarıyorsunuz?" dedi.
Y. Ali"Allah, your Lord and Cherisher and the Lord and Cherisher of your fathers of old?"
 Words|
19.
[37:128]
illâ `ibâde-llâhi-lmuḫleṣîn.إلا عباد الله المخلصين
إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ
Elmalılı Ancak Allah'ın ihlaslı kulları müstesna.
Y. AliExcept the sincere and devoted Servants of Allah (among them).
 Words|
20.
[37:152]
velede-llâhü veinnehüm lekâẕibûn.ولد الله وإنهم لكاذبون
وَلَدَ اللَّهُ وَإِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ
Elmalılı Ha!.. Onlar, şüphesiz uydurdukları iftiralarından dolayı: "Allah doğurdu" derler. Hiç şüphesiz onlar, yalancıdırlar.
Y. Ali"Allah has begotten children"? but they are liars!
 Words|
21.
[37:159]
sübḥâne-llâhi `ammâ yeṣifûn.سبحان الله عما يصفون
سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يَصِفُونَ
Elmalılı Allah, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir.
Y. AliGlory to Allah! (He is free) from the things they ascribe (to Him)!
 Words|
22.
[37:160]
illâ `ibâde-llâhi-lmuḫleṣîn.إلا عباد الله المخلصين
إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ
Elmalılı Fakat Allah'ın ihlas ile seçilen kulları başka (onlar, Allah'ı böyle şirk ile vasıflamazlar).
Y. AliNot (so do) the Servants of Allah, sincere and devoted.
 Words|
23.
[37:169]
lekünnâ `ibâde-llâhi-lmuḫleṣîn.لكنا عباد الله المخلصين
لَكُنَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ
Elmalılı (Müşrikler) şöyle diyorlardı: "Eğer yanımızda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah'ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk."
Y. Ali"We should certainly have been Servants of Allah, sincere (and devoted)!"
 Words|
24.
[37:182]
velḥamdü lillâhi rabbi-l`âlemîn.والحمد لله رب العالمين
وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Elmalılı Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
Y. AliAnd Praise to Allah, the Lord and Cherisher of the Worlds.
 Words|
25.
[38:5]
ece`ale-l'âlihete ilâhev vâḥidâ. inne hâẕâ leşey'ün `ucâb.أجعل الآلهة إلها واحدا إن هذا لشيء عجاب
أَجَعَلَ الْآلِهَةَ إِلَهًا وَاحِدًا إِنَّ هَذَا لَشَيْءٌ عُجَابٌ
Elmalılı "İlâhları, bir tek ilâh mı kılmış? Bu gerçekten şaşılacak bir şey, çok tuhaf!"
Y. Ali"Has he made the gods (all) into one Allah? Truly this is a wonderful thing!"
 Words|
26.
[38:6]
venṭaleḳa-lmeleü minhüm eni-mşû vaṣbirû `alâ âlihetiküm. inne hâẕâ leşey'üy yürâd.وانطلق الملأ منهم أن امشوا واصبروا على آلهتكم إن هذا لشيء يراد
وَانْطَلَقَ الْمَلَأُ مِنْهُمْ أَنِ امْشُوا وَاصْبِرُوا عَلَى آلِهَتِكُمْ إِنَّ هَذَا لَشَيْءٌ يُرَادُ
Elmalılı İçlerinden ileri gelenler fırladılar ve dediler ki: "İlâhlarınız üzerinde sabır ve sebat edin. Bu, gerçekten arzu edilen bir murad!"
Y. AliAnd the leader among them go away (impatiently), (saying), "Walk ye away, and remain constant to your gods! For this is truly a thing designed (against you)!
 Words|
27.
[38:26]
yâ dâvûdü innâ ce`alnâke ḫalîfeten fi-l'arḍi faḥküm beyne-nnâsi bilḥaḳḳi velâ tettebi`i-lhevâ feyüḍilleke `an sebîli-llâh. inne-lleẕîne yeḍillûne `an sebîli-llâhi lehüm `aẕâbün şedîdüm bimâ nesû yevme-lḥisâb.يا داوود إنا جعلناك خليفة في الأرض فاحكم بين الناس بالحق ولا تتبع الهوى فيضلك عن سبيل الله إن الذين يضلون عن سبيل الله لهم عذاب شديد بما نسوا يوم الحساب
يَا دَاوُودُ إِنَّا جَعَلْنَاكَ خَلِيفَةً فِي الْأَرْضِ فَاحْكُم بَيْنَ النَّاسِ بِالْحَقِّ وَلَا تَتَّبِعِ الْهَوَى فَيُضِلَّكَ عَن سَبِيلِ اللَّهِ إِنَّ الَّذِينَ يَضِلُّونَ عَن سَبِيلِ اللَّهِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ بِمَا نَسُوا يَوْمَ الْحِسَابِ
Elmalılı Ey Davud! Gerçekten biz seni yeryüzünde bir halife yaptık. Artık insanlar arasında hak ile hüküm ver. Keyfe, arzuya uyma ki, seni Allah yolundan saptırmasın. Çünkü Allah yolundan sapanlar, hesap gününü unuttukları için kendilerine çok şiddetli bir azab vardır.
Y. AliO David! We did indeed make thee a vicegerent on earth: so judge thou between men in truth (and justice): Nor follow thou the lusts (of thy heart), for they will mislead thee from the Path of Allah: for those who wander astray from the Path of Allah, is a Penalty Grievous, for that they forget the Day of Account.
 Words|
28.
[38:65]
ḳul innemâ ene münẕir. vemâ min ilâhin ille-llâhü-lvâḥidü-lḳahhâr.قل إنما أنا منذر وما من إله إلا الله الواحد القهار
قُلْ إِنَّمَا أَنَا مُنذِرٌ وَمَا مِنْ إِلَهٍ إِلَّا اللَّهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ
Elmalılı De ki: "Ben ancak korkuyu haber veren bir peygamberim. O tek ve kahredici olan Allah'tan başka tanrı da yoktur."
Y. AliSay: "Truly am I a Warner: no god is there but the one Allah, Supreme and Irresistible,-
 Words|
29.
[39:1]
tenzîlü-lkitâbi mine-llâhi-l`azîzi-lḥakîm.تنزيل الكتاب من الله العزيز الحكيم
تَنْزِيلُ الْكِتَابِ مِنَ اللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ
Elmalılı Bu kitabın indirilişi, Azîz ve Hakîm olan Allah tarafındandır.
Y. AliThe revelation of this Book is from Allah, the Exalted in Power, full of Wisdom.
 Words|
30.
[39:2]
innâ enzelnâ ileyke-lkitâbe bilḥaḳḳi fa`büdi-llâhe muḫliṣal lehü-ddîn.إنا أنزلنا إليك الكتاب بالحق فاعبد الله مخلصا له الدين
إِنَّا أَنزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ فَاعْبُدِ اللَّهَ مُخْلِصًا لَّهُ الدِّينَ
Elmalılı Emin ol, biz sana kitabı hakkıyla indirdik. Onun için dini yalnız kendisine halis kılarak Allah'a ibadet ve kulluk et.
Y. AliVerily it is We Who have revealed the Book to thee in Truth: so serve Allah, offering Him sincere devotion.
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17