1. [71:9] | ŝümme innî a`lentü lehüm veesrartü lehüm isrârâ. | ثم إني أعلنت لهم وأسررت لهم إسرارا ثُمَّ إِنِّي أَعْلَنتُ لَهُمْ وَأَسْرَرْتُ لَهُمْ إِسْرَارًا |
---|
Elmalılı | "Sonra hem ilan ederek söyledim onlara, hem gizli gizli. " |
Y. Ali | "Further I have spoken to them in public and secretly in private,
|
Words | | |
2. [71:18] | ŝümme yü`îdüküm fîhâ veyuḫricüküm iḫrâcâ. | ثم يعيدكم فيها ويخرجكم إخراجا ثُمَّ يُعِيدُكُمْ فِيهَا وَيُخْرِجُكُمْ إِخْرَاجًا |
---|
Elmalılı | Sonra sizi tekrar oraya geri çevirecek ve tekrar çıkaracaktır. |
Y. Ali | "'And in the End He will return you into the (earth), and raise you forth (again at the Resurrection)?
|
Words | | |
3. [74:15] | ŝümme yaṭme`u en ezîd. | ثم يطمع أن أزيد ثُمَّ يَطْمَعُ أَنْ أَزِيدَ |
---|
Elmalılı | Sonra da şiddetle arzu eder ki daha da artırayım. |
Y. Ali | Yet is he greedy-that I should add (yet more);-
|
Words | | |
4. [74:20] | ŝümme ḳutile keyfe ḳaddera. | ثم قتل كيف قدر ثُمَّ قُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ |
---|
Elmalılı | Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti. |
Y. Ali | Yea, Woe to him; How he plotted!-
|
Words | | |
5. [74:21] | ŝümme neżara. | ثم نظر ثُمَّ نَظَرَ |
---|
Elmalılı | Sonra baktı. |
Y. Ali | Then he looked round;
|
Words | | |
6. [74:22] | ŝümme `abese vebesera. | ثم عبس وبسر ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ |
---|
Elmalılı | Sonra kaşını çattı, surat astı. |
Y. Ali | Then he frowned and he scowled;
|
Words | | |
7. [74:23] | ŝümme edbera vestekbera. | ثم أدبر واستكبر ثُمَّ أَدْبَرَ وَاسْتَكْبَرَ |
---|
Elmalılı | Sonra arkasını döndü ve büyüklük tasladı. |
Y. Ali | Then he turned back and was haughty;
|
Words | | |
8. [75:19] | ŝümme inne `aleynâ beyâneh. | ثم إن علينا بيانه ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُ |
---|
Elmalılı | Sonra onu açıklamak da bize aittir. |
Y. Ali | Nay more, it is for Us to explain it (and make it clear):
|
Words | | |
9. [75:33] | ŝümme ẕehebe ilâ ehlihî yetemeṭṭâ. | ثم ذهب إلى أهله يتمطى ثُمَّ ذَهَبَ إِلَى أَهْلِهِ يَتَمَطَّى |
---|
Elmalılı | Sonra da çalım sata sata ailesine gitti. |
Y. Ali | Then did he stalk to his family in full conceit!
|
Words | | |
10. [75:35] | ŝümme evlâ leke feevlâ. | ثم أولى لك فأولى ثُمَّ أَوْلَى لَكَ فَأَوْلَى |
---|
Elmalılı | Evet, gerektir o bela sana gerek. |
Y. Ali | Again, Woe to thee, (O men!), yea, woe!
|
Words | | |
11. [75:38] | ŝümme kâne `aleḳaten feḫaleḳa fesevvâ. | ثم كان علقة فخلق فسوى ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوَّى |
---|
Elmalılı | Sonra bir aleka (embriyon) oldu da Rabbi onu biçime koydu, sonra şekil verdi. |
Y. Ali | Then did he become a leech-like clot; then did (Allah) make and fashion (him) in due proportion.
|
Words | | |
12. [76:20] | veiẕâ raeyte ŝemme raeyte ne`îmev vemülken kebîrâ. | وإذا رأيت ثم رأيت نعيما وملكا كبيرا وَإِذَا رَأَيْتَ ثَمَّ رَأَيْتَ نَعِيمًا وَمُلْكًا كَبِيرًا |
---|
Elmalılı | Orada nereye baksan bir nimet ve pek büyük bir mülk görürsün. |
Y. Ali | And when thou lookest, it is there thou wilt see a Bliss and a Realm Magnificent.
|
Words | | |
13. [77:17] | ŝümme nütbi`uhümü-l'âḫirîn. | ثم نتبعهم الآخرين ثُمَّ نُتْبِعُهُمُ الْآخِرِينَ |
---|
Elmalılı | Sonra geridekileri de onlara katarız. |
Y. Ali | So shall We make later (generations) follow them.
|
Words | | |
14. [78:5] | ŝümme kellâ seya`lemûn. | ثم كلا سيعلمون ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ |
---|
Elmalılı | Hayır hayır, ilerde bilecekler. |
Y. Ali | Verily, verily they shall soon (come to) know!
|
Words | | |
15. [79:22] | ŝümme edbera yes`â. | ثم أدبر يسعى ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَى |
---|
Elmalılı | Sonra koşarak dönüp gitti. |
Y. Ali | Further, he turned his back, striving hard (against Allah).
|
Words | | |
16. [80:20] | ŝümme-ssebîle yesserah. | ثم السبيل يسره ثُمَّ السَّبِيلَ يَسَّرَهُ |
---|
Elmalılı | Sonra ona yolunu kolaylaştırdı. |
Y. Ali | Then doth He make His path smooth for him;
|
Words | | |
17. [80:21] | ŝümme emâtehû feaḳberah. | ثم أماته فأقبره ثُمَّ أَمَاتَهُ فَأَقْبَرَهُ |
---|
Elmalılı | Sonra onu öldürdü de kabre koydurdu. |
Y. Ali | Then He causeth him to die, and putteth him in his grave;
|
Words | | |
18. [80:22] | ŝümme iẕâ şâe enşerah. | ثم إذا شاء أنشره ثُمَّ إِذَا شَاءَ أَنشَرَهُ |
---|
Elmalılı | Sonra dilediği vakit onu tekrar diriltir. |
Y. Ali | Then, when it is His Will, He will raise him up (again).
|
Words | | |
19. [80:26] | ŝümme şaḳaḳne-l'arḍa şeḳḳâ. | ثم شققنا الأرض شقا ثُمَّ شَقَقْنَا الْأَرْضَ شَقًّا |
---|
Elmalılı | Sonra toprağı nasıl da yardık. |
Y. Ali | And We split the earth in fragments,
|
Words | | |
20. [81:21] | müṭâ`in ŝemme emîn. | مطاع ثم أمين مُّطَاعٍ ثَمَّ أَمِينٍ |
---|
Elmalılı | Orada ona itaat edilir, güvenilir. |
Y. Ali | With authority there, (and) faithful to his trust.
|
Words | | |
21. [82:18] | ŝümme mâ edrâke mâ yevmü-ddîn. | ثم ما أدراك ما يوم الدين ثُمَّ مَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ |
---|
Elmalılı | Evet, bilir misin nedir acaba o ceza günü? |
Y. Ali | Again, what will explain to thee what the Day of Judgment is?
|
Words | | |
22. [83:16] | ŝümme innehüm leṣâlü-lceḥîm. | ثم إنهم لصالو الجحيم ثُمَّ إِنَّهُمْ لَصَالُوا الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | Sonra onlar muhakkak cehenneme girecekler. |
Y. Ali | Further, they will enter the Fire of Hell.
|
Words | | |
23. [83:17] | ŝümme yüḳâlü hâẕe-lleẕî küntüm bihî tükeẕẕibûn. | ثم يقال هذا الذي كنتم به تكذبون ثُمَّ يُقَالُ هَذَا الَّذِي كُنتُم بِهِ تُكَذِّبُونَ |
---|
Elmalılı | Sonra da onlara: "İşte bu, yalanlayıp durduğunuz şeydir" denilecek. |
Y. Ali | Further, it will be said to them: "This is the (reality) which ye rejected as false!
|
Words | | |
24. [85:10] | inne-lleẕîne fetenü-lmü'minîne velmü'minâti ŝümme lem yetûbû felehüm `aẕâbü cehenneme velehüm `aẕâbü-lḥarîḳ. | إن الذين فتنوا المؤمنين والمؤمنات ثم لم يتوبوا فلهم عذاب جهنم ولهم عذاب الحريق إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيقِ |
---|
Elmalılı | İnanan erkek ve kadınlara işkence yapıp sonra da tevbe etmeyenlere cehennem azabı ve yangın azabı vardır. |
Y. Ali | Those who persecute (or draw into temptation) the Believers, men and women, and do not turn in repentance, will have the Penalty of Hell: They will have the Penalty of the Burning Fire.
|
Words | | |
25. [87:13] | ŝümme lâ yemûtü fîhâ velâ yaḥyâ. | ثم لا يموت فيها ولا يحيى ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَى |
---|
Elmalılı | Sonra ne ölecek onda, ne de hayat bulacaktır. |
Y. Ali | In which they will then neither die nor live.
|
Words | | |
26. [88:26] | ŝümme inne `aleynâ ḥisâbehüm. | ثم إن علينا حسابهم ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ |
---|
Elmalılı | Sonra da bize hesap verecekler. |
Y. Ali | Then it will be for Us to call them to account.
|
Words | | |
27. [90:17] | ŝümme kâne mine-lleẕîne âmenû vetevâṣav biṣṣabri vetevâṣav bilmerḥameh. | ثم كان من الذين آمنوا وتواصوا بالصبر وتواصوا بالمرحمة ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِ |
---|
Elmalılı | Sonra da iman edip de sabrı tavsiye eden ve merhamet tavsiye edenlerden olmaktır. |
Y. Ali | Then will he be of those who believe, and enjoin patience, (constancy, and self-restraint), and enjoin deeds of kindness and compassion.
|
Words | | |
28. [95:5] | ŝümme radednâhü esfele sâfilîn. | ثم رددناه أسفل سافلين ثُمَّ رَدَدْنَاهُ أَسْفَلَ سَافِلِينَ |
---|
Elmalılı | Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına attık. |
Y. Ali | Then do We abase him (to be) the lowest of the low,-
|
Words | | |
29. [102:4] | ŝümme kellâ sevfe ta`lemûn. | ثم كلا سوف تعلمون ثُمَّ كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَ |
---|
Elmalılı | Yine hayır! Yakında bileceksiniz (hatanızı). |
Y. Ali | Again, ye soon shall know!
|
Words | | |
30. [102:7] | ŝümme leteravunnehâ `ayne-lyeḳîn. | ثم لترونها عين اليقين ثُمَّ لَتَرَوُنَّهَا عَيْنَ الْيَقِينِ |
---|
Elmalılı | Sonra, yemin olsun ki, cehennemi yakin gözüyle göreceksiniz. |
Y. Ali | Again, ye shall see it with certainty of sight!
|
Words | | |