Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 61 ... 90 | 93 - Kök: أنس
1.
[55:14]
ḫaleḳa-l'insâne min ṣalṣâlin kelfeḫḫâr.خلق الإنسان من صلصال كالفخار
خَلَقَ الْإِنسَانَ مِن صَلْصَالٍ كَالْفَخَّارِ
Elmalılı Allah insanı, pişmiş bir çamura benzeyen bir balçıktan yarattı.
Y. AliHe created man from sounding clay like unto pottery,
 Words|
2.
[55:33]
yâ ma`şera-lcinni vel'insi ini-steṭa`tüm en tenfüẕû min aḳṭâri-ssemâvâti vel'arḍi fenfüẕû. lâ tenfüẕûne illâ bisülṭân.يا معشر الجن والإنس إن استطعتم أن تنفذوا من أقطار السماوات والأرض فانفذوا لا تنفذون إلا بسلطان
يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْإِنسِ إِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَن تَنفُذُوا مِنْ أَقْطَارِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ فَانفُذُوا لَا تَنفُذُونَ إِلَّا بِسُلْطَانٍ
Elmalılı Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevresinden geçmeye gücünüz yeterse geçin gidin. Allah'ın verdiği bir güç olmadan geçemezsiniz.
Y. AliO ye assembly of Jinns and men! If it be ye can pass beyond the zones of the heavens and the earth, pass ye! not without authority shall ye be able to pass!
 Words|
3.
[55:39]
feyevmeiẕil lâ yüs'elü `an ẕembihî insüv velâ cânn.فيومئذ لا يسأل عن ذنبه إنس ولا جان
فَيَوْمَئِذٍ لَّا يُسْأَلُ عَن ذَنبِهِ إِنسٌ وَلَا جَانٌّ
Elmalılı İşte o gün, ne insana ne de cinne günahından sorulmaz.
Y. AliOn that Day no question will be asked of man or Jinn as to his sin.
 Words|
4.
[55:56]
fîhinne ḳâṣirâtu-ṭṭarfi lem yaṭmiŝhünne insün ḳablehüm velâ cânn.فيهن قاصرات الطرف لم يطمثهن إنس قبلهم ولا جان
فِيهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ
Elmalılı Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş dilberler var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.
Y. AliIn them will be (Maidens), chaste, restraining their glances, whom no man or Jinn before them has touched;-
 Words|
5.
[55:74]
lem yaṭmiŝhünne insün ḳablehüm velâ cânn.لم يطمثهن إنس قبلهم ولا جان
لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ
Elmalılı Bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.
Y. AliWhom no man or Jinn before them has touched;-
 Words|
6.
[59:16]
kemeŝeli-şşeyṭâni iẕ ḳâle lil'insâni-kfür. felemmâ kefera ḳâle innî berîüm minke innî eḫâfü-llâhe rabbe-l`âlemîn.كمثل الشيطان إذ قال للإنسان اكفر فلما كفر قال إني بريء منك إني أخاف الله رب العالمين
كَمَثَلِ الشَّيْطَانِ إِذْ قَالَ لِلْإِنسَانِ اكْفُرْ فَلَمَّا كَفَرَ قَالَ إِنِّي بَرِيءٌ مِّنكَ إِنِّي أَخَافُ اللَّهَ رَبَّ الْعَالَمِينَ
Elmalılı (Yahudileri kandıran münafıkların durumu da) tıpkı şeytanın durumuna benzer ki insana "İnkâr et." dedi, (insan) inkar edince de: "Ben senden uzağım, ben âlemlerin Rabb'i Allah'tan korkarım!" dedi.
Y. Ali(Their allies deceived them), like the Evil One, when he says to man, "Deny Allah": but when (man) denies Allah, (the Evil One) says, "I am free of thee: I do fear Allah, the Lord of the Worlds!"
 Words|
7.
[70:19]
inne-l'insâne ḫuliḳa helû`â.إن الإنسان خلق هلوعا
إِنَّ الْإِنسَانَ خُلِقَ هَلُوعًا
Elmalılı Doğrusu insan dayanıksız ve huysuz yaratılmıştır.
Y. AliTruly man was created very impatient;-
 Words|
8.
[72:5]
veennâ żanennâ el len teḳûle-l'insü velcinnü `ale-llâhi keẕibâ.وأنا ظننا أن لن تقول الإنس والجن على الله كذبا
وَأَنَّا ظَنَنَّا أَن لَّن تَقُولَ الْإِنسُ وَالْجِنُّ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا
Elmalılı Doğrusu biz insanları ve cinleri Allah'a karşı asla yalan söylemez sanmışız.
Y. Ali'But we do think that no man or spirit should say aught that untrue against Allah.
 Words|
9.
[72:6]
veennehû kâne ricâlüm mine-l'insi ye`ûẕûne biricâlim mine-lcinni fezâdûhüm raheḳâ.وأنه كان رجال من الإنس يعوذون برجال من الجن فزادوهم رهقا
وَأَنَّهُ كَانَ رِجَالٌ مِّنَ الْإِنسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِّنَ الْجِنِّ فَزَادُوهُمْ رَهَقًا
Elmalılı Doğrusu insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlardı da onların şımarıklıklarını artırırlardı.
Y. Ali'True, there were persons among mankind who took shelter with persons among the Jinns, but they increased them in folly.
 Words|
10.
[75:3]
eyaḥsebü-l'insânü ellen necme`a `iżâmeh.أيحسب الإنسان ألن نجمع عظامه
أَيَحْسَبُ الْإِنسَانُ أَلَّن نَجْمَعَ عِظَامَهُ
Elmalılı İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor?
Y. AliDoes man think that We cannot assemble his bones?
 Words|
11.
[75:5]
bel yürîdü-l'insânü liyefcüra emâmeh.بل يريد الإنسان ليفجر أمامه
بَلْ يُرِيدُ الْإِنسَانُ لِيَفْجُرَ أَمَامَهُ
Elmalılı Fakat insan günahı devam ettirmek ister.
Y. AliBut man wishes to do wrong (even) in the time in front of him.
 Words|
12.
[75:10]
yeḳûlü-l'insânü yevmeiẕin eyne-lmeferr.يقول الإنسان يومئذ أين المفر
يَقُولُ الْإِنسَانُ يَوْمَئِذٍ أَيْنَ الْمَفَرُّ
Elmalılı İşte o gün insan, "kaçacak yer neresi?" der.
Y. AliThat Day will Man say: "Where is the refuge?"
 Words|
13.
[75:13]
yünebbeü-l'insânü yevmeiẕim bimâ ḳaddeme veeḫḫar.ينبأ الإنسان يومئذ بما قدم وأخر
يُنَبَّؤُاْ الْإِنسَانُ يَوْمَئِذٍ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ
Elmalılı O gün insana, yapıp öne sürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir.
Y. AliThat Day will Man be told (all) that he put forward, and all that he put back.
 Words|
14.
[75:14]
beli-l'insânü `alâ nefsihî beṣîrah.بل الإنسان على نفسه بصيرة
بَلِ الْإِنسَانُ عَلَى نَفْسِهِ بَصِيرَةٌ
Elmalılı Doğrusu insan kendi nefsini görür,
Y. AliNay, man will be evidence against himself,
 Words|
15.
[75:36]
eyaḥsebü-l'insânü ey yütrake südâ.أيحسب الإنسان أن يترك سدى
أَيَحْسَبُ الْإِنسَانُ أَن يُتْرَكَ سُدًى
Elmalılı İnsan başıboş bırakılacağını mı sanır?
Y. AliDoes man think that he will be left uncontrolled, (without purpose)?
 Words|
16.
[76:1]
hel etâ `ale-l'insâni ḥînüm mine-ddehri lem yekün şey'em meẕkûrâ.هل أتى على الإنسان حين من الدهر لم يكن شيئا مذكورا
هَلْ أَتَى عَلَى الْإِنسَانِ حِينٌ مِّنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُن شَيْئًا مَّذْكُورًا
Elmalılı Gerçekten insan üzerine dehirden (zamandan) öyle bir müddet geldi ki o zaman o, anılmaya değer bir şey değildi.
Y. AliHas there not been over Man a long period of Time, when he was nothing - (not even) mentioned?
 Words|
17.
[76:2]
innâ ḫalaḳne-l'insâne min nuṭfetin emşâc. nebtelîhi fece`alnâhü semî`am beṣîrâ.إنا خلقنا الإنسان من نطفة أمشاج نبتليه فجعلناه سميعا بصيرا
إِنَّا خَلَقْنَا الْإِنسَانَ مِن نُّطْفَةٍ أَمْشَاجٍ نَّبْتَلِيهِ فَجَعَلْنَاهُ سَمِيعًا بَصِيرًا
Elmalılı Doğrusu biz insanı, imtihan etmek için karışık bir nutfeden (erkek ve kadın sularından) yarattık da onu işitici, görücü yaptık.
Y. AliVerily We created Man from a drop of mingled sperm, in order to try him: So We gave him (the gifts), of Hearing and Sight.
 Words|
18.
[79:35]
yevme yeteẕekkeru-l'insânü mâ se`â.يوم يتذكر الإنسان ما سعى
يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْإِنسَانُ مَا سَعَى
Elmalılı O, insanın neyin peşinde koştuğunu anladığı gün,
Y. AliThe Day when man shall remember (all) that he strove for,
 Words|
19.
[80:17]
ḳutile-l'insânü mâ ekferah.قتل الإنسان ما أكفره
قُتِلَ الْإِنسَانُ مَا أَكْفَرَهُ
Elmalılı O kahrolası insan, ne nankör şey.
Y. AliWoe to man! What hath made him reject Allah;
 Words|
20.
[80:24]
felyenżuri-l'insânü ilâ ṭa`âmih.فلينظر الإنسان إلى طعامه
فَلْيَنظُرِ الْإِنسَانُ إِلَى طَعَامِهِ
Elmalılı Bir de o insan yiyeceğine baksın.
Y. AliThen let man look at his food, (and how We provide it):
 Words|
21.
[82:6]
yâ eyyühe-l'insânü mâ garrake birabbike-lkerîm.يا أيها الإنسان ما غرك بربك الكريم
يَا أَيُّهَا الْإِنسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ
Elmalılı Ey insan! İhsanı bol Rabb'ine karşı seni aldatan nedir?
Y. AliO man! What has seduced thee from thy Lord Most Beneficent?-
 Words|
22.
[84:6]
yâ eyyühe-l'insânü inneke kâdiḥun ilâ rabbike kedḥan femülâḳîh.يا أيها الإنسان إنك كادح إلى ربك كدحا فملاقيه
يَا أَيُّهَا الْإِنسَانُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَى رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلَاقِيهِ
Elmalılı Ey insan! Kuşkusuz sen Rabbine doğru çaba üstüne çaba sarfetmektesin, nihayet O'na varacaksın.
Y. AliO thou man! Verily thou art ever toiling on towards thy Lord- painfully toiling,- but thou shalt meet Him.
 Words|
23.
[86:5]
felyenżuri-l'insânü mimme ḫuliḳ.فلينظر الإنسان مم خلق
فَلْيَنظُرِ الْإِنسَانُ مِمَّ خُلِقَ
Elmalılı Onun için insan neden yaratıldığına bir baksın.
Y. AliNow let man but think from what he is created!
 Words|
24.
[89:15]
feemme-l'insânü iẕâ me-btelâhü rabbühû feekramehû vene``amehû feyeḳûlü rabbî ekramen.فأما الإنسان إذا ما ابتلاه ربه فأكرمه ونعمه فيقول ربي أكرمن
فَأَمَّا الْإِنسَانُ إِذَا مَا ابْتَلَاهُ رَبُّهُ فَأَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَكْرَمَنِ
Elmalılı Ama insan, her ne zaman Rabbi onu sınayıp da ikramda bulunur, nimet verirse, "Rabbim bana ikram etti." der.
Y. AliNow, as for man, when his Lord trieth him, giving him honour and gifts, then saith he, (puffed up), "My Lord hath honoured me."
 Words|
25.
[89:23]
vecîe yevmeiẕim bicehenneme yevmeiẕiy yeteẕekkeru-l'insânü veennâ lehü-ẕẕikrâ.وجيء يومئذ بجهنم يومئذ يتذكر الإنسان وأنى له الذكرى
وَجِيءَ يَوْمَئِذٍ بِجَهَنَّمَ يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ الْإِنسَانُ وَأَنَّى لَهُ الذِّكْرَى
Elmalılı Ki cehennem de o gün getirilmiştir. İşte o gün insan anlar. Fakat bu anlamanın ona ne yararı var?
Y. AliAnd Hell, that Day, is brought (face to face),- on that Day will man remember, but how will that remembrance profit him?
 Words|
26.
[90:4]
leḳad ḫalaḳne-l'insâne fî kebed.لقد خلقنا الإنسان في كبد
لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي كَبَدٍ
Elmalılı Biz insanı gerçekten bir sıkıntı içinde yarattık.
Y. AliVerily We have created man into toil and struggle.
 Words|
27.
[95:4]
leḳad ḫalaḳne-l'insâne fî aḥseni taḳvîm.لقد خلقنا الإنسان في أحسن تقويم
لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ
Elmalılı Biz insanı en güzel biçimde yarattık.
Y. AliWe have indeed created man in the best of moulds,
 Words|
28.
[96:2]
ḫaleḳa-l'insâne min `alaḳ.خلق الإنسان من علق
خَلَقَ الْإِنسَانَ مِنْ عَلَقٍ
Elmalılı O, insanı bir alekadan (embriyodan) yarattı.
Y. AliCreated man, out of a (mere) clot of congealed blood:
 Words|
29.
[96:5]
`alleme-l'insâne mâ lem ya`lem.علم الإنسان ما لم يعلم
عَلَّمَ الْإِنسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ
Elmalılı İnsana bilmediği şeyleri öğretti.
Y. AliTaught man that which he knew not.
 Words|
30.
[96:6]
kellâ inne-l'insâne leyaṭgâ.كلا إن الإنسان ليطغى
كَلَّا إِنَّ الْإِنسَانَ لَيَطْغَى
Elmalılı Hayır! Doğrusu (kâfir) insan azgınlık eder.
Y. AliDay, but man doth transgress all bounds,
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17