Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 121 151 181 211 241 271 301 331 361 391 421 451 481 511 541 571 601 631 661 691 721 751 781 811 841 871 901 931 961 991 1021 1051 1081 1111 1141 1171 1201 1231 1261 1291 1321 1351 1381 1411 1441 1471 1501 1531 1561 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 1531 ... 1560 | 1567 - Kök: ذا
1.
[83:17]
ŝümme yüḳâlü hâẕe-lleẕî küntüm bihî tükeẕẕibûn.ثم يقال هذا الذي كنتم به تكذبون
ثُمَّ يُقَالُ هَذَا الَّذِي كُنتُم بِهِ تُكَذِّبُونَ
Elmalılı Sonra da onlara: "İşte bu, yalanlayıp durduğunuz şeydir" denilecek.
Y. AliFurther, it will be said to them: "This is the (reality) which ye rejected as false!
 Words|
2.
[83:26]
ḫitâmühû misk. vefî ẕâlike felyetenâfesi-lmütenâfisûn.ختامه مسك وفي ذلك فليتنافس المتنافسون
خِتَامُهُ مِسْكٌ وَفِي ذَلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَ
Elmalılı Onun sonu misktir. İşte ona imrensin artık imrenenler.
Y. AliThe seal thereof will be Musk: And for this let those aspire, who have aspirations:
 Words|
3.
[83:29]
inne-lleẕîne ecramû kânû mine-lleẕîne âmenû yaḍḥakûn.إن الذين أجرموا كانوا من الذين آمنوا يضحكون
إِنَّ الَّذِينَ أَجْرَمُوا كَانُواْ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا يَضْحَكُونَ
Elmalılı Doğrusu o suç işleyenler inananlara gülüyorlardı.
Y. AliThose in sin used to laugh at those who believed,
 Words|
4.
[83:32]
veiẕâ raevhüm ḳâlû inne hâülâi leḍâllûn.وإذا رأوهم قالوا إن هؤلاء لضالون
وَإِذَا رَأَوْهُمْ قَالُوا إِنَّ هَؤُلَاءِ لَضَالُّونَ
Elmalılı Müminleri gördükleri vakit; "işte bunlar sapıklar" diyorlardı.
Y. AliAnd whenever they saw them, they would say, "Behold! These are the people truly astray!"
 Words|
5.
[83:34]
felyevme-lleẕîne âmenû mine-lküffâri yaḍḥakûn.فاليوم الذين آمنوا من الكفار يضحكون
فَالْيَوْمَ الَّذِينَ آمَنُواْ مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ
Elmalılı İşte bugün de inananlar kâfirlere gülecek.
Y. AliBut on this Day the Believers will laugh at the Unbelievers:
 Words|
6.
[84:22]
beli-lleẕîne keferû yükeẕẕibûn.بل الذين كفروا يكذبون
بَلِ الَّذِينَ كَفَرُواْ يُكَذِّبُونَ
Elmalılı Aksine o nankörler yalanlıyorlar.
Y. AliBut on the contrary the Unbelievers reject (it).
 Words|
7.
[84:25]
ille-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti lehüm ecrun gayru memnûn.إلا الذين آمنوا وعملوا الصالحات لهم أجر غير ممنون
إِلَّا الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ
Elmalılı Ancak iman edip iyi ameller işleyenler başkadır. Onlara tükenmez bir ecir vardır.
Y. AliExcept to those who believe and work righteous deeds: For them is a Reward that will never fail.
 Words|
8.
[85:10]
inne-lleẕîne fetenü-lmü'minîne velmü'minâti ŝümme lem yetûbû felehüm `aẕâbü cehenneme velehüm `aẕâbü-lḥarîḳ.إن الذين فتنوا المؤمنين والمؤمنات ثم لم يتوبوا فلهم عذاب جهنم ولهم عذاب الحريق
إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيقِ
Elmalılı İnanan erkek ve kadınlara işkence yapıp sonra da tevbe etmeyenlere cehennem azabı ve yangın azabı vardır.
Y. AliThose who persecute (or draw into temptation) the Believers, men and women, and do not turn in repentance, will have the Penalty of Hell: They will have the Penalty of the Burning Fire.
 Words|
9.
[85:11]
inne-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti lehüm cennâtün tecrî min taḥtihe-l'enhâr. ẕâlike-lfevzü-lkebîr.إن الذين آمنوا وعملوا الصالحات لهم جنات تجري من تحتها الأنهار ذلك الفوز الكبير
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْكَبِيرُ
Elmalılı İnanan ve iyi amel yapanlar için de altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş odur.
Y. AliFor those who believe and do righteous deeds, will be Gardens; beneath which rivers flow: That is the great Salvation, (the fulfilment of all desires),
 Words|
10.
[85:15]
ẕü-l`arşi-lmecîd.ذو العرش المجيد
ذُو الْعَرْشِ الْمَجِيدُ
Elmalılı Arş'ın sahibidir, yücedir.
Y. AliLord of the Throne of Glory,
 Words|
11.
[85:19]
beli-lleẕîne keferû fî tekẕîb.بل الذين كفروا في تكذيب
بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي تَكْذِيبٍ
Elmalılı Fakat o inkarcılar hâlâ bir yalanlama içinde.
Y. AliAnd yet the Unbelievers (persist) in rejecting (the Truth)!
 Words|
12.
[87:18]
inne hâẕâ lefi-ṣṣuḥufi-l'ûlâ.إن هذا لفي الصحف الأولى
إِنَّ هَذَا لَفِي الصُّحُفِ الْأُولَى
Elmalılı Kuşkusuz bu ilk sahifelerde vardır,
Y. AliAnd this is in the Books of the earliest (Revelation),-
 Words|
13.
[89:5]
hel fî ẕâlike ḳasemül liẕî ḥicr.هل في ذلك قسم لذي حجر
هَلْ فِي ذَلِكَ قَسَمٌ لِّذِي حِجْرٍ
Elmalılı Nasıl, bunlarda bir akıl sahibi için yemin var değil mi?
Y. AliIs there (not) in these an adjuration (or evidence) for those who understand?
 Words|
14.
[89:9]
veŝemûde-lleẕîne câbu-ṣṣaḫra bilvâd.وثمود الذين جابوا الصخر بالواد
وَثَمُودَ الَّذِينَ جَابُوا الصَّخْرَ بِالْوَادِ
Elmalılı Vâdide kayaları yontan Semud kavmine?
Y. AliAnd with the Thamud (people), who cut out (huge) rocks in the valley?-
 Words|
15.
[89:10]
vefir`avne ẕi-l'evtâd.وفرعون ذي الأوتاد
وَفِرْعَوْنَ ذِي الْأَوْتَادِ
Elmalılı Kazıklar sahibi (güçlü, kuvvetli) Firavun'a?
Y. AliAnd with Pharaoh, lord of stakes?
 Words|
16.
[89:11]
elleẕîne ṭagav fi-lbilâd.الذين طغوا في البلاد
الَّذِينَ طَغَوْا فِي الْبِلَادِ
Elmalılı Bunlar ülkelerde azmışlardı.
Y. Ali(All) these transgressed beyond bounds in the lands,
 Words|
17.
[90:1]
lâ uḳsimü bihâẕe-lbeled.لا أقسم بهذا البلد
لَا أُقْسِمُ بِهَذَا الْبَلَدِ
Elmalılı Andolsun bu beldeye
Y. AliI do call to witness this City;-
 Words|
18.
[90:2]
veente ḥillüm bihâẕe-lbeled.وأنت حل بهذا البلد
وَأَنتَ حِلٌّ بِهَذَا الْبَلَدِ
Elmalılı Ki sen bu beldede oturmaktasın.
Y. AliAnd thou art a freeman of this City;-
 Words|
19.
[90:14]
ev iṭ`âmün fî yevmin ẕî mesgabeh.أو إطعام في يوم ذي مسغبة
أَوْ إِطْعَامٌ فِي يَوْمٍ ذِي مَسْغَبَةٍ
Elmalılı Veya salgın bir kıtlık gününde yemek yedirmektir,
Y. AliOr the giving of food in a day of privation
 Words|
20.
[90:15]
yetîmen ẕâ maḳrabeh.يتيما ذا مقربة
يَتِيمًا ذَا مَقْرَبَةٍ
Elmalılı Yakınlığı olan bir yetime,
Y. AliTo the orphan with claims of relationship,
 Words|
21.
[90:16]
ev miskînen ẕâ metrabeh.أو مسكينا ذا متربة
أَوْ مِسْكِينًا ذَا مَتْرَبَةٍ
Elmalılı Veya hiçbir şeyi olmayan yoksula.
Y. AliOr to the indigent (down) in the dust.
 Words|
22.
[90:17]
ŝümme kâne mine-lleẕîne âmenû vetevâṣav biṣṣabri vetevâṣav bilmerḥameh.ثم كان من الذين آمنوا وتواصوا بالصبر وتواصوا بالمرحمة
ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِ
Elmalılı Sonra da iman edip de sabrı tavsiye eden ve merhamet tavsiye edenlerden olmaktır.
Y. AliThen will he be of those who believe, and enjoin patience, (constancy, and self-restraint), and enjoin deeds of kindness and compassion.
 Words|
23.
[90:19]
velleẕîne keferû biâyâtinâ hüm aṣḥâbü-lmeş'emeh.والذين كفروا بآياتنا هم أصحاب المشأمة
وَالَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِنَا هُمْ أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ
Elmalılı Âyetlerimizi tanımayanlar ise, onlardır işte amel defterleri sollarından verilenler.
Y. AliBut those who reject Our Signs, they are the (unhappy) Companions of the Left Hand.
 Words|
24.
[95:3]
vehâẕe-lbeledi-l'emîn.وهذا البلد الأمين
وَهَذَا الْبَلَدِ الْأَمِينِ
Elmalılı Ve bu güvenli beldeye andolsun ki,
Y. AliAnd this City of security,-
 Words|
25.
[95:6]
ille-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti felehüm ecrun gayru memnûn.إلا الذين آمنوا وعملوا الصالحات فلهم أجر غير ممنون
إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ
Elmalılı Ancak iman edip iyi işler yapanlar başka; onlar için kesintisiz bir ecir vardır.
Y. AliExcept such as believe and do righteous deeds: For they shall have a reward unfailing.
 Words|
26.
[98:1]
lem yeküni-lleẕîne keferû min ehli-lkitâbi velmüşrikîne münfekkîne ḥattâ te'tiyehümü-lbeyyineh.لم يكن الذين كفروا من أهل الكتاب والمشركين منفكين حتى تأتيهم البينة
لَمْ يَكُنِ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَالْمُشْرِكِينَ مُنفَكِّينَ حَتَّى تَأْتِيَهُمُ الْبَيِّنَةُ
Elmalılı Kitap ehlinden ve müşriklerden (Hakk'ı) tanımayanlar, kendilerine açık delil gelinceye kadar inkârlarından ayrılacak değillerdi.
Y. AliThose who reject (Truth), among the People of the Book and among the Polytheists, were not going to depart (from their ways) until there should come to them Clear Evidence,-
 Words|
27.
[98:4]
vemâ teferraḳa-lleẕîne ûtü-lkitâbe illâ mim ba`di mâ câethümü-lbeyyineh.وما تفرق الذين أوتوا الكتاب إلا من بعد ما جاءتهم البينة
وَمَا تَفَرَّقَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ إِلَّا مِن بَعْدِ مَا جَاءَتْهُمُ الْبَيِّنَةُ
Elmalılı Kitap ehli, ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Y. AliNor did the People of the Book make schisms, until after there came to them Clear Evidence.
 Words|
28.
[98:5]
vemâ ümirû illâ liya`büdü-llâhe muḫliṣîne lehü-ddîne ḥunefâe veyüḳîmu-ṣṣalâte veyü'tü-zzekâte veẕâlike dînü-lḳayyimeh.وما أمروا إلا ليعبدوا الله مخلصين له الدين حنفاء ويقيموا الصلاة ويؤتوا الزكاة وذلك دين القيمة
وَمَا أُمِرُوا إِلَّا لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاءَ وَيُقِيمُوا الصَّلَاةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ وَذَلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِ
Elmalılı Halbuki onlar, dini sadece Allah'a tahsis ederek, Allah'ı birleyerek, ancak Allah'a ibadet etmekle, namazı kılmakla ve zekatı vermekle emrolunmuşlardır. İşte dosdoğru din budur.
Y. AliAnd they have been commanded no more than this: To worship Allah, offering Him sincere devotion, being true (in faith); to establish regular prayer; and to practise regular charity; and that is the Religion Right and Straight.
 Words|
29.
[98:6]
inne-lleẕîne keferû min ehli-lkitâbi velmüşrikîne fî nâri cehenneme ḫâlidîne fîhâ. ülâike hüm şerru-lberiyyeh.إن الذين كفروا من أهل الكتاب والمشركين في نار جهنم خالدين فيها أولئك هم شر البرية
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَالْمُشْرِكِينَ فِي نَارِ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا أُوْلَئِكَ هُمْ شَرُّ الْبَرِيَّةِ
Elmalılı Kâfirler, gerek kitap ehlinden olsun gerek puta tapanlardan olsun muhakkak, cehennem ateşindedirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Onlar, insanların en şerlileridir.
Y. AliThose who reject (Truth), among the People of the Book and among the Polytheists, will be in Hell-Fire, to dwell therein (for aye). They are the worst of creatures.
 Words|
30.
[98:7]
inne-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti ülâike hüm ḫayru-lberiyyeh.إن الذين آمنوا وعملوا الصالحات أولئك هم خير البرية
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أُوْلَئِكَ هُمْ خَيْرُ الْبَرِيَّةِ
Elmalılı İnanan ve güzel amel işleyenler de insanların en hayırlılarıdır.
Y. AliThose who have faith and do righteous deeds,- they are the best of creatures.
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17