Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 121 151 181 211 241 271 301 331 361 391 421 451 481 511 541 571 601 631 661 691 721 751 781 811 841 871 901 931 961 991 1021 1051 1081 1111 1141 1171 1201 1231 1261 1291 1321 1351 1381 1411 1441 1471 1501 1531 1561 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 1501 ... 1530 | 1567 - Kök: ذا
1.
[70:29]
velleẕîne hüm lifürûcihim ḥâfiżûn.والذين هم لفروجهم حافظون
وَالَّذِينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَافِظُونَ
Elmalılı Onlar ki ırzlarını korurlar.
Y. AliAnd those who guard their chastity,
 Words|
2.
[70:31]
femeni-btegâ verâe ẕâlike feülâike hümü-l`âdûn.فمن ابتغى وراء ذلك فأولئك هم العادون
فَمَنِ ابْتَغَى وَرَاءَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْعَادُونَ
Elmalılı Bundan ötesini isteyenler, var ya işte onlar haddi aşanlardır.
Y. AliBut those who trespass beyond this are transgressors;-
 Words|
3.
[70:32]
velleẕîne hüm liemânâtihim ve`ahdihim râ`ûn.والذين هم لأماناتهم وعهدهم راعون
وَالَّذِينَ هُمْ لِأَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَ
Elmalılı Onlar emanetlerini ve ahitlerini gözetirler.
Y. AliAnd those who respect their trusts and covenants;
 Words|
4.
[70:33]
velleẕîne hüm bişehâdetihim ḳâimûn.والذين هم بشهاداتهم قائمون
وَالَّذِينَ هُم بِشَهَادَاتِهِمْ قَائِمُونَ
Elmalılı Şahitliklerinde dürüsttürler.
Y. AliAnd those who stand firm in their testimonies;
 Words|
5.
[70:34]
velleẕîne hüm `alâ ṣalâtihim yüḥâfiżûn.والذين هم على صلاتهم يحافظون
وَالَّذِينَ هُمْ عَلَى صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ
Elmalılı Namazlarına devam ederler.
Y. AliAnd those who guard (the sacredness) of their worship;-
 Words|
6.
[70:36]
femâ lilleẕîne keferû ḳibeleke mühti`în.فمال الذين كفروا قبلك مهطعين
فَمَالِ الَّذِينَ كَفَرُوا قِبَلَكَ مُهْطِعِينَ
Elmalılı Şimdi ne oluyor o inkâr edenlere ki, sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar:
Y. AliNow what is the matter with the Unbelievers that they rush madly before thee-
 Words|
7.
[70:44]
ḫâşi`aten ebṣâruhüm terheḳuhüm ẕilleh. ẕâlike-lyevmü-lleẕî kânû yû`adûn.خاشعة أبصارهم ترهقهم ذلة ذلك اليوم الذي كانوا يوعدون
خَاشِعَةً أَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ذَلِكَ الْيَوْمُ الَّذِي كَانُوا يُوعَدُونَ
Elmalılı Gözleri düşük, kendilerini bir alçaklık saracak da saracak. İşte onlara vaad edilen gün, o gündür.
Y. AliTheir eyes lowered in dejection,- ignominy covering them (all over)! such is the Day the which they are promised!
 Words|
8.
[72:11]
veennâ minne-ṣṣâliḥûne veminnâ dûne ẕâlik. künnâ ṭarâiḳa ḳidedâ.وأنا منا الصالحون ومنا دون ذلك كنا طرائق قددا
وَأَنَّا مِنَّا الصَّالِحُونَ وَمِنَّا دُونَ ذَلِكَ كُنَّا طَرَائِقَ قِدَدًا
Elmalılı Doğrusu bizler; bizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz çeşitli yollara ayrılmışız.
Y. Ali'There are among us some that are righteous, and some the contrary: we follow divergent paths.
 Words|
9.
[73:13]
veṭa`âmen ẕâ guṣṣativ ve`aẕâben elîmâ.وطعاما ذا غصة وعذابا أليما
وَطَعَامًا ذَا غُصَّةٍ وَعَذَابًا أَلِيمًا
Elmalılı Boğaza duran bir yiyecek, elem verici bir azap var.
Y. AliAnd a Food that chokes, and a Penalty Grievous.
 Words|
10.
[73:20]
inne rabbeke ya`lemü enneke teḳûmü ednâ min ŝülüŝeyi-lleyli veniṣfehû veŝülüŝehû veṭâifetüm mine-lleẕîne me`ak. vellâhü yüḳaddiru-lleyle vennehâr. `alime el len tuḥṣûhü fetâbe `aleyküm faḳraû mâ teyessera mine-lḳur'ân. `alime en seyekûnü minküm merḍâ veâḫarûne yaḍribûne fi-l'arḍi yebtegûne min faḍli-llâhi veâḫarûne yüḳâtilûne fî sebîli-llâh. faḳraû mâ teyessera minhü veeḳîmu-ṣṣalâte veâtü-zzekâte veaḳriḍü-llâhe ḳarḍan ḥasenâ. vemâ tüḳaddimû lienfüsiküm min ḫayrin tecidûhü `inde-llâhi hüve ḫayrav vea`żame ecrâ. vestagfirü-llâh. inne-llâhe gafûrur raḥîm.إن ربك يعلم أنك تقوم أدنى من ثلثي الليل ونصفه وثلثه وطائفة من الذين معك والله يقدر الليل والنهار علم أن لن تحصوه فتاب عليكم فاقرءوا ما تيسر من القرآن علم أن سيكون منكم مرضى وآخرون يضربون في الأرض يبتغون من فضل الله وآخرون يقاتلون في سبيل الله فاقرءوا ما تيسر منه وأقيموا الصلاة وآتوا الزكاة وأقرضوا الله قرضا حسنا وما تقدموا لأنفسكم من خير تجدوه عند الله هو خيرا وأعظم أجرا واستغفروا الله إن الله غفور رحيم
إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَى مِن ثُلُثَيِ اللَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِّنَ الَّذِينَ مَعَكَ وَاللَّهُ يُقَدِّرُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ عَلِمَ أَن لَّن تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ فَاقْرَؤُوا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْآنِ عَلِمَ أَن سَيَكُونُ مِنكُم مَّرْضَى وَآخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِي الْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِن فَضْلِ اللَّهِ وَآخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَاقْرَؤُوا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَأَقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنفُسِكُم مِّنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِندَ اللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا وَاسْتَغْفِرُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Elmalılı Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını, seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Gece ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu sayamayacağınızı bildi de sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın lütfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar olacağını bilmiştir. Onun için Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayırlı işlere mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiğiniz her iyiliği, Allah katında daha hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan bağış dileyin. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Y. AliThy Lord doth know that thou standest forth (to prayer) nigh two-thirds of the night, or half the night, or a third of the night, and so doth a party of those with thee. But Allah doth appoint night and day in due measure He knoweth that ye are unable to keep count thereof. So He hath turned to you (in mercy): read ye, therefore, of the Qur'an as much as may be easy for you. He knoweth that there may be (some) among you in ill-health; others travelling through the land, seeking of Allah's bounty; yet others fighting in Allah's Cause, read ye, therefore, as much of the Qur'an as may be easy (for you); and establish regular Prayer and give regular Charity; and loan to Allah a Beautiful Loan. And whatever good ye send forth for your souls ye shall find it in Allah's Presence,- yea, better and greater, in Reward and seek ye the Grace of Allah: for Allah is Oft-Forgiving, Most Merciful.
 Words|
11.
[74:9]
feẕâlike yevmeiẕiy yevmün `asîr.فذلك يومئذ يوم عسير
فَذَلِكَ يَوْمَئِذٍ يَوْمٌ عَسِيرٌ
Elmalılı İşte o gün pek zorlu bir gündür.
Y. AliThat will be- that Day - a Day of Distress,-
 Words|
12.
[74:24]
feḳâle in hâẕâ illâ siḥruy yü'ŝer.فقال إن هذا إلا سحر يؤثر
فَقَالَ إِنْ هَذَا إِلَّا سِحْرٌ يُؤْثَرُ
Elmalılı "Bu, dedi, başka değil öğretilegelen bir sihirdir."
Y. AliThen said he: "This is nothing but magic, derived from of old;
 Words|
13.
[74:25]
in hâẕâ illâ ḳavlü-lbeşer.إن هذا إلا قول البشر
إِنْ هَذَا إِلَّا قَوْلُ الْبَشَرِ
Elmalılı "Bu, sadece bir insan sözüdür."
Y. Ali"This is nothing but the word of a mortal!"
 Words|
14.
[74:31]
vemâ ce`alnâ aṣḥâbe-nnâri illâ melâikeh. vemâ ce`alnâ `iddetehüm illâ fitnetel lilleẕîne keferû liyesteyḳine-lleẕîne ûtü-lkitâbe veyezdâde-lleẕîne âmenû îmânev velâ yertâbe-lleẕîne ûtü-lkitâbe velmü'minûne veliyeḳûle-lleẕîne fî ḳulûbihim meraḍuv velkâfirûne mâẕâ erâde-llâhü bihâẕâ meŝelâ. keẕâlike yüḍillü-llâhü mey yeşâü veyehdî mey yeşâ'. vemâ ya`lemü cünûde rabbike illâ hû. vemâ hiye illâ ẕikrâ lilbeşer.وما جعلنا أصحاب النار إلا ملائكة وما جعلنا عدتهم إلا فتنة للذين كفروا ليستيقن الذين أوتوا الكتاب ويزداد الذين آمنوا إيمانا ولا يرتاب الذين أوتوا الكتاب والمؤمنون وليقول الذين في قلوبهم مرض والكافرون ماذا أراد الله بهذا مثلا كذلك يضل الله من يشاء ويهدي من يشاء وما يعلم جنود ربك إلا هو وما هي إلا ذكرى للبشر
وَمَا جَعَلْنَا أَصْحَابَ النَّارِ إِلَّا مَلَائِكَةً وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ إِلَّا فِتْنَةً لِّلَّذِينَ كَفَرُوا لِيَسْتَيْقِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَيَزْدَادَ الَّذِينَ آمَنُوا إِيْمَانًا وَلَا يَرْتَابَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَالْمُؤْمِنُونَ وَلِيَقُولَ الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ وَالْكَافِرُونَ مَاذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهَذَا مَثَلًا كَذَلِكَ يُضِلُّ اللَّهُ مَن يَشَاءُ وَيَهْدِي مَن يَشَاءُ وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكْرَى لِلْبَشَرِ
Elmalılı Biz o ateşin muhafızlarını hep melekler yaptık. Bunların sayılarını da ancak kâfirler için bir imtihan kıldık ki, kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de imanı artsın. Kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler. Kalplerinde hastalık bulunanlarla kâfirler de: "Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler. İşte böyle, Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir. Rabbinin ordularını ancak Rabbin bilir. Bu, insanlar için uyarıdan başka bir şey değildir.
Y. AliAnd We have set none but angels as Guardians of the Fire; and We have fixed their number only as a trial for Unbelievers,- in order that the People of the Book may arrive at certainty, and the Believers may increase in Faith,- and that no doubts may be left for the People of the Book and the Believers, and that those in whose hearts is a disease and the Unbelievers may say, "What symbol doth Allah intend by this?" Thus doth Allah leave to stray whom He pleaseth, and guide whom He pleaseth: and none can know the forces of thy Lord, except He and this is no other than a warning to mankind.
 Words|
15.
[75:40]
eleyse ẕâlike biḳâdirin `alâ ey yuḥyiye-lmevtâ.أليس ذلك بقادر على أن يحيي الموتى
أَلَيْسَ ذَلِكَ بِقَادِرٍ عَلَى أَن يُحْيِيَ الْمَوْتَى
Elmalılı Peki, bunu yapanın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?
Y. AliHas not He, (the same), the power to give life to the dead?
 Words|
16.
[76:11]
feveḳâhümü-llâhü şerra ẕâlike-lyevmi veleḳḳâhüm naḍratev vesürûrâ.فوقاهم الله شر ذلك اليوم ولقاهم نضرة وسرورا
فَوَقَاهُمُ اللَّهُ شَرَّ ذَلِكَ الْيَوْمِ وَلَقَّاهُمْ نَضْرَةً وَسُرُورًا
Elmalılı Allah da onları o günün fenalığından korur, yüzlerine parlaklık, gönüllerine sevinç verir.
Y. AliBut Allah will deliver them from the evil of that Day, and will shed over them a Light of Beauty and (blissful) Joy.
 Words|
17.
[76:22]
inne hâẕâ kâne leküm cezâev vekâne sa`yüküm meşkûrâ.إن هذا كان لكم جزاء وكان سعيكم مشكورا
إِنَّ هَذَا كَانَ لَكُمْ جَزَاءً وَكَانَ سَعْيُكُم مَّشْكُورًا
Elmalılı (Onlara şöyle denir): "İşte bu sizin bir mükâfatınızdı. Gayretiniz karşılığını bulmuştur."
Y. Ali"Verily this is a Reward for you, and your Endeavour is accepted and recognised."
 Words|
18.
[76:27]
inne hâülâi yüḥibbûne-l`âcilete veyeẕerûne verâehüm yevmen ŝeḳîlâ.إن هؤلاء يحبون العاجلة ويذرون وراءهم يوما ثقيلا
إِنَّ هَؤُلَاءِ يُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَاءَهُمْ يَوْمًا ثَقِيلًا
Elmalılı Çünkü onlar bu dünyayı seviyorlar ve önlerindeki ağır bir günü arkaya atıyorlar.
Y. AliAs to these, they love the fleeting life, and put away behind them a Day (that will be) hard.
 Words|
19.
[77:18]
keẕâlike nef`alü bilmücrimîn.كذلك نفعل بالمجرمين
كَذَلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِمِينَ
Elmalılı Biz suçlulara böyle yaparız.
Y. AliThus do We deal with men of sin.
 Words|
20.
[77:30]
inṭaliḳû ilâ żillin ẕî ŝelâŝi şu`ab.انطلقوا إلى ظل ذي ثلاث شعب
انطَلِقُوا إِلَى ظِلٍّ ذِي ثَلَاثِ شُعَبٍ
Elmalılı "Haydi gidin o üç çatallı gölgeye (cehenneme)."
Y. Ali"Depart ye to a Shadow (of smoke ascending) in three columns,
 Words|
21.
[77:35]
hâẕâ yevmü lâ yenṭiḳûn.هذا يوم لا ينطقون
هَذَا يَوْمُ لَا يَنطِقُونَ
Elmalılı Bugün, konuşamıyacakları gündür.
Y. AliThat will be a Day when they shall not be able to speak.
 Words|
22.
[77:38]
hâẕâ yevmü-lfaṣl. cema`nâküm vel'evvelîn.هذا يوم الفصل جمعناكم والأولين
هَذَا يَوْمُ الْفَصْلِ جَمَعْنَاكُمْ وَالْأَوَّلِينَ
Elmalılı Bu, işte o hüküm günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya topladık.
Y. AliThat will be a Day of Sorting out! We shall gather you together and those before (you)!
 Words|
23.
[77:44]
innâ keẕâlike neczi-lmuḥsinîn.إنا كذلك نجزي المحسنين
إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنينَ
Elmalılı İşte biz güzel amel işleyenleri böyle mükafatlandırırız.
Y. AliThus do We certainly reward the Doers of Good.
 Words|
24.
[78:39]
ẕâlike-lyevmü-lḥaḳḳ. femen şâe-tteḫaẕe ilâ rabbihî meâbâ.ذلك اليوم الحق فمن شاء اتخذ إلى ربه مآبا
ذَلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ فَمَن شَاءَ اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ مَآبًا
Elmalılı İşte bu hak gündür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar.
Y. AliThat Day will be the sure Reality: Therefore, whoso will, let him take a (straight) return to his Lord!
 Words|
25.
[79:12]
ḳâlû tilke iẕen kerratün ḫâsirah.قالوا تلك إذا كرة خاسرة
قَالُوا تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ
Elmalılı "Öyleyse bu çok zararlı bir dönüştür." dediler.
Y. AliThey say: "It would, in that case, be a return with loss!"
 Words|
26.
[79:26]
inne fî ẕâlike le`ibratel limey yaḫşâ.إن في ذلك لعبرة لمن يخشى
إِنَّ فِي ذَلِكَ لَعِبْرَةً لِّمَن يَخْشَى
Elmalılı Kuşkusuz bunda, saygı duyacaklar için bir ibret vardır.
Y. AliVerily in this is an instructive warning for whosoever feareth (Allah).
 Words|
27.
[79:30]
vel'arḍa ba`de ẕâlike deḥâhâ.والأرض بعد ذلك دحاها
وَالْأَرْضَ بَعْدَ ذَلِكَ دَحَاهَا
Elmalılı Bundan sonra da yeryüzünü döşedi.
Y. AliAnd the earth, moreover, hath He extended (to a wide expanse);
 Words|
28.
[81:20]
ẕî ḳuvvetin `inde ẕi-l`arşi mekîn.ذي قوة عند ذي العرش مكين
ذِي قُوَّةٍ عِندَ ذِي الْعَرْشِ مَكِينٍ
Elmalılı O elçi güçlüdür, Arş'ın sahibinin yanında çok itibarlıdır.
Y. AliEndued with Power, with rank before the Lord of the Throne,
 Words|
29.
[83:2]
elleẕîne iẕe-ktâlû `ale-nnâsi yestevfûn.الذين إذا اكتالوا على الناس يستوفون
الَّذِينَ إِذَا اكْتَالُواْ عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَ
Elmalılı Onlar insanlardan kendilerine bir şey aldıkları zaman tam ölçerler.
Y. AliThose who, when they have to receive by measure from men, exact full measure,
 Words|
30.
[83:11]
elleẕîne yükeẕẕibûne biyevmi-ddîn.الذين يكذبون بيوم الدين
الَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ الدِّينِ
Elmalılı Onlar ceza gününü yalanlayanlardır.
Y. AliThose that deny the Day of Judgment.
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17