Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 31 ... 60 | 89 - Kök: صحب
1.
[12:41]
yâ ṣâḥibeyi-ssicni emmâ eḥadükümâ feyesḳî rabbehû ḫamrâ. veemme-l'âḫaru feyuṣlebü fete'külu-ṭṭayru mir ra'sih. ḳuḍiye-l'emru-lleẕî fîhi testeftiyân.يا صاحبي السجن أما أحدكما فيسقي ربه خمرا وأما الآخر فيصلب فتأكل الطير من رأسه قضي الأمر الذي فيه تستفتيان
يَا صَاحِبَيِ السِّجْنِ أَمَّا أَحَدُكُمَا فَيَسْقِي رَبَّهُ خَمْرًا وَأَمَّا الْآخَرُ فَيُصْلَبُ فَتَأْكُلُ الطَّيْرُ مِن رَّأْسِهِ قُضِيَ الأَمْرُ الَّذِي فِيهِ تَسْتَفْتِيَانِ
Elmalılı "Ey benim zindan arkadaşlarım! Biriniz efendisine yine şarap sunacak. Diğeri de asılacak, kuşlar başından yiyecekler. İşte öğrenmek istediğiniz iş böylece halloldu."
Y. Ali"O my two companions of the prison! As to one of you, he will pour out the wine for his lord to drink: as for the other, he will hang from the cross, and the birds will eat from off his head. (so) hath been decreed that matter whereof ye twain do enquire"...
 Words|
2.
[13:5]
vein ta`ceb fe`acebün ḳavlühüm eiẕâ künnâ türâben einnâ lefî ḫalḳin cedîd. ülâike-lleẕîne keferû birabbihim. veülâike-l'aglâlü fî a`nâḳihim. veülâike aṣḥâbü-nnâr. hüm fîhâ ḫâlidûn.وإن تعجب فعجب قولهم أإذا كنا ترابا أإنا لفي خلق جديد أولئك الذين كفروا بربهم وأولئك الأغلال في أعناقهم وأولئك أصحاب النار هم فيها خالدون
وَإِن تَعْجَبْ فَعَجَبٌ قَوْلُهُمْ أَئِذَا كُنَّا تُرَابًا أَئِنَّا لَفِي خَلْقٍ جَدِيدٍ أُوْلَـئِكَ الَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِمْ وَأُوْلَئِكَ الْأَغْلاَلُ فِي أَعْنَاقِهِمْ وَأُوْلَـئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ
Elmalılı Eğer şaşıyorsan, asıl şaşılacak şey onların şu sözleridir: "Biz toprak olup gittikten sonra mı, yani biz gerçekten yeniden mi yaratılacağız?" İşte bunlar Rablerini inkâr etmişlerdir. Bunlar boyunlarında demir halkalar bulunanlardır. Ve işte bunlar cehennemliktirler, orada ebedî kalacaklardır.
Y. AliIf thou dost marvel (at their want of faith), strange is their saying: "When we are (actually) dust, shall we indeed then be in a creation renewed?" They are those who deny their Lord! They are those round whose necks will be yokes (of servitude): they will be Companions of the Fire, to dwell therein (for aye)!
 Words|
3.
[15:78]
vein kâne aṣḥâbü-l'eyketi leżâlimîn.وإن كان أصحاب الأيكة لظالمين
وَإِن كَانَ أَصْحَابُ الْأَيْكَةِ لَظَالِمِينَ
Elmalılı Eyke halkı da gerçekten zalimlerdi.
Y. AliAnd the Companions of the Wood were also wrong-doers;
 Words|
4.
[15:80]
veleḳad keẕẕebe aṣḥâbü-lḥicri-lmürselîn.ولقد كذب أصحاب الحجر المرسلين
وَلَقَدْ كَذَّبَ أَصْحَابُ الْحِجْرِ الْمُرْسَلِينَ
Elmalılı Şüphesiz ki, Hıcr halkı da peygamberleri yalanladılar.
Y. AliThe Companions of the Rocky Tract also rejected the messengers:
 Words|
5.
[18:9]
em ḥasibte enne aṣḥâbe-lkehfi verraḳîmi kânû min âyâtinâ `acebâ.أم حسبت أن أصحاب الكهف والرقيم كانوا من آياتنا عجبا
أَمْ حَسِبْتَ أَنَّ أَصْحَابَ الْكَهْفِ وَالرَّقِيمِ كَانُوا مِنْ آيَاتِنَا عَجَبًا
Elmalılı Yoksa sen Ashabı Kehf'i ve Rakim'i (isimlerinin yazılı bulunduğu taş kitabeyi) şaşılacak âyetlerimizden mi sandın?
Y. AliOr dost thou reflect that the Companions of the Cave and of the Inscription were wonders among Our Sign?
 Words|
6.
[18:34]
vekâne lehû ŝemer. feḳâle liṣâḥibihî vehüve yüḥâviruhû ene ekŝeru minke mâlev vee`azzü neferâ.وكان له ثمر فقال لصاحبه وهو يحاوره أنا أكثر منك مالا وأعز نفرا
وَكَانَ لَهُ ثَمَرٌ فَقَالَ لِصَاحِبِهِ وَهُوَ يُحَاوِرُهُ أَنَا أَكْثَرُ مِنكَ مَالاً وَأَعَزُّ نَفَرًا
Elmalılı İki bağın sahibinin ayrıca başka geliri vardı. Bundan dolayı bu adam arkadaşıyla münakaşa ederken: "Ben malca senden daha zengin ve insan sayısı bakımından da senden daha güçlü ve üstünüm" dedi.
Y. Ali(Abundant) was the produce this man had : he said to his companion, in the course of a mutual argument: "more wealth have I than you, and more honour and power in (my following of) men."
 Words|
7.
[18:37]
ḳâle lehû ṣâḥibühû vehüve yüḥâviruhû ekeferte billeẕî ḫaleḳake min türâbin ŝümme min nuṭfetin ŝümme sevvâke racülâ.قال له صاحبه وهو يحاوره أكفرت بالذي خلقك من تراب ثم من نطفة ثم سواك رجلا
قَالَ لَهُ صَاحِبُهُ وَهُوَ يُحَاوِرُهُ أَكَفَرْتَ بِالَّذِي خَلَقَكَ مِن تُرَابٍ ثُمَّ مِن نُّطْفَةٍ ثُمَّ سَوَّاكَ رَجُلاً
Elmalılı Bunun üzerine kendisiyle münakaşa eden arkadaşı da ona şöyle dedi: "Seni topraktan, sonra seni bir damla sudan yaratan, daha sonra da seni insan haline getireni mi inkar ediyorsun?
Y. AliHis companion said to him, in the course of the argument with him: "Dost thou deny Him Who created thee out of dust, then out of a sperm-drop, then fashioned thee into a man?
 Words|
8.
[18:76]
ḳâle in seeltüke `an şey'im ba`dehâ felâ tüṣâḥibnî. ḳad belagte mil ledünnî `uẕrâ.قال إن سألتك عن شيء بعدها فلا تصاحبني قد بلغت من لدني عذرا
قَالَ إِن سَأَلْتُكَ عَن شَيْءٍ بَعْدَهَا فَلاَ تُصَاحِبْنِي قَدْ بَلَغْتَ مِن لَّدُنِّي عُذْرًا
Elmalılı (Musa) dedi ki: "Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam bana arkadaş olma! Hakikaten benim tarafımdan ileri sürülebilecek son mazerete ulaştın.
Y. Ali(Moses) said: "If ever I ask thee about anything after this, keep me not in thy company: then wouldst thou have received (full) excuse from my side."
 Words|
9.
[20:135]
ḳul küllüm müterabbiṣun feterabbeṣû. feseta`lemûne men aṣḥâbu-ṣṣirâṭi-sseviyyi vemeni-htedâ.قل كل متربص فتربصوا فستعلمون من أصحاب الصراط السوي ومن اهتدى
قُلْ كُلٌّ مُّتَرَبِّصٌ فَتَرَبَّصُوا فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ أَصْحَابُ الصِّرَاطِ السَّوِيِّ وَمَنِ اهْتَدَى
Elmalılı De ki: "Hepimiz beklemekteyiz, siz de bekleyedurun. Şüphesiz düz yolun sahiplerinin kimler olduğunu ve kimlerin doğru yolda bulunduğunu yakında bileceksiniz.
Y. AliSay: "Each one (of us) is waiting: wait ye, therefore, and soon shall ye know who it is that is on the straight and even way, and who it is that has received Guidance."
 Words|
10.
[21:43]
em lehüm âlihetün temne`uhüm min dûninâ. lâ yesteṭî`ûne naṣra enfüsihim velâ hüm minnâ yuṣḥabûn.أم لهم آلهة تمنعهم من دوننا لا يستطيعون نصر أنفسهم ولا هم منا يصحبون
أَمْ لَهُمْ آلِهَةٌ تَمْنَعُهُم مِّن دُونِنَا لَا يَسْتَطِيعُونَ نَصْرَ أَنفُسِهِمْ وَلَا هُم مِّنَّا يُصْحَبُونَ
Elmalılı Yoksa kendilerini bize karşı savunacak tanrıları mı var? O tanrılar kendilerine bile yardım edemezler, katımızdan da dostluk görmezler.
Y. AliOr have they gods that can guard them from Us? They have no power to aid themselves, nor can they be defended from Us.
 Words|
11.
[22:44]
veaṣḥâbü medyen. veküẕẕibe mûsâ feemleytü lilkâfirîne ŝümme eḫaẕtühüm. fekeyfe kâne nekîr.وأصحاب مدين وكذب موسى فأمليت للكافرين ثم أخذتهم فكيف كان نكير
وَأَصْحَابُ مَدْيَنَ وَكُذِّبَ مُوسَى فَأَمْلَيْتُ لِلْكَافِرِينَ ثُمَّ أَخَذْتُهُمْ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ
Elmalılı (Şuayb'ın kavmi olan) Medyen halkı da (Şûayb'ı) yalanladı. Musa da (Firavun tarafından) yalanlandı. Ben de o kâfirlere bir süre verdim. Sonra da onları yakalayıverdim. Beni tanımamak nasılmış görsünler.
Y. AliAnd the Companions of the Madyan People; and Moses was rejected (in the same way). But I granted respite to the Unbelievers, and (only) after that did I punish them: but how (terrible) was my rejection (of them)!
 Words|
12.
[22:51]
velleẕîne se`av fî âyâtinâ mü`âcizîne ülâike aṣḥâbü-lceḥîm.والذين سعوا في آياتنا معاجزين أولئك أصحاب الجحيم
وَالَّذِينَ سَعَوْا فِي آيَاتِنَا مُعَاجِزِينَ أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ
Elmalılı Âyetlerimizi tartışarak bozmaya uğraşanlara gelince, işte onlar cehennemliktirler. Böyle de ve temennilere uyma. Çünkü:
Y. Ali"But those who strive against Our Signs, to frustrate them,- they will be Companions of the Fire."
 Words|
13.
[25:24]
aṣḥâbü-lcenneti yevmeiẕin ḫayrum müsteḳarrav veaḥsenü meḳîlâ.أصحاب الجنة يومئذ خير مستقرا وأحسن مقيلا
أَصْحَابُ الْجَنَّةِ يَوْمَئِذٍ خَيْرٌ مُّسْتَقَرًّا وَأَحْسَنُ مَقِيلًا
Elmalılı O gün cennetliklerin kalacakları yer çok iyi, dinlenecekleri yer pek güzeldir.
Y. AliThe Companions of the Garden will be well, that Day, in their abode, and have the fairest of places for repose.
 Words|
14.
[25:38]
ve`âdev veŝemûde veaṣḥâbe-rrassi veḳurûnem beyne ẕâlike keŝîrâ.وعادا وثمود وأصحاب الرس وقرونا بين ذلك كثيرا
وَعَادًا وَثَمُودَاْ وَأَصْحَابَ الرَّسِّ وَقُرُونًا بَيْنَ ذَلِكَ كَثِيرًا
Elmalılı Ad'ı, Semud'u, Ress halkını ve bunlar arasında daha bir çok nesilleri de (inkârcılıkları yüzünden helak ettik)
Y. AliAs also 'Ad and Thamud, and the Companions of the Rass, and many a generation between them.
 Words|
15.
[26:61]
felemmâ terâe-lcem`âni ḳâle aṣḥâbü mûsâ innâ lemüdrakûn.فلما تراءى الجمعان قال أصحاب موسى إنا لمدركون
فَلَمَّا تَرَاءَ الْجَمْعَانِ قَالَ أَصْحَابُ مُوسَى إِنَّا لَمُدْرَكُونَ
Elmalılı İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın adamları "Eyvah, yakalandık! dediler.
Y. AliAnd when the two bodies saw each other, the people of Moses said: "We are sure to be overtaken."
 Words|
16.
[26:176]
keẕẕebe aṣḥâbü-l'eyketi-lmürselîn.كذب أصحاب الأيكة المرسلين
كَذَّبَ أَصْحَابُ الْأَيْكَةِ الْمُرْسَلِينَ
Elmalılı Eyke halkı da peygamberleri yalancılıkla itham etti.
Y. AliThe Companions of the Wood rejected the messengers.
 Words|
17.
[29:15]
feenceynâhü veaṣḥâbe-ssefîneti vece`alnâhâ âyetel lil`âlemîn.فأنجيناه وأصحاب السفينة وجعلناها آية للعالمين
فَأَنْجَيْنَاهُ وَأَصْحَابَ السَّفِينَةِ وَجَعَلْنَاهَا آيَةً لِّلْعَالَمِينَ
Elmalılı Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.
Y. AliBut We saved him and the companions of the Ark, and We made the (Ark) a Sign for all peoples!
 Words|
18.
[31:15]
vein câhedâke `alâ en tüşrike bî mâ leyse leke bihî `ilmün felâ tüṭi`hümâ veṣâḥibhümâ fi-ddünyâ ma`rûfâ. vettebi` sebîle men enâbe ileyy. ŝümme ileyye merci`uküm feünebbiüküm bimâ küntüm ta`melûn.وإن جاهداك على أن تشرك بي ما ليس لك به علم فلا تطعهما وصاحبهما في الدنيا معروفا واتبع سبيل من أناب إلي ثم إلي مرجعكم فأنبئكم بما كنتم تعملون
وَإِن جَاهَدَاكَ عَلَى أَن تُشْرِكَ بِي مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا وَصَاحِبْهُمَا فِي الدُّنْيَا مَعْرُوفًا وَاتَّبِعْ سَبِيلَ مَنْ أَنَابَ إِلَيَّ ثُمَّ إِلَيَّ مَرْجِعُكُمْ فَأُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
Elmalılı Bununla beraber eğer her ikisi de bilmediğin bir şeyi, bana ortak koşman hususunda seni zorlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin ve bana yönelenlerin yolunu tut. Sonra dönüşünüz ancak banadır. O zaman ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim.
Y. Ali"But if they strive to make thee join in worship with Me things of which thou hast no knowledge, obey them not; yet bear them company in this life with justice (and consideration), and follow the way of those who turn to me (in love): in the end the return of you all is to Me, and I will tell you the truth (and meaning) of all that ye did."
 Words|
19.
[34:46]
ḳul innemâ e`iżuküm bivâḥideh. en teḳûmû lillâhi meŝnâ vefürâdâ ŝümme tetefekkerû. mâ biṣâḥibiküm min cinneh. in hüve illâ neẕîrul leküm beyne yedey `aẕâbin şedîd.قل إنما أعظكم بواحدة أن تقوموا لله مثنى وفرادى ثم تتفكروا ما بصاحبكم من جنة إن هو إلا نذير لكم بين يدي عذاب شديد
قُلْ إِنَّمَا أَعِظُكُم بِوَاحِدَةٍ أَن تَقُومُوا لِلَّهِ مَثْنَى وَفُرَادَى ثُمَّ تَتَفَكَّرُوا مَا بِصَاحِبِكُم مِّن جِنَّةٍ إِنْ هُوَ إِلَّا نَذِيرٌ لَّكُم بَيْنَ يَدَيْ عَذَابٍ شَدِيدٍ
Elmalılı De ki: "Size sadece bir tek nasihat edeceğim. Şöyle ki: Allah için ikişer, üçer ve teker teker kalkarsınız, sonra da iyi düşünürsünüz." Arkadaşınızda (peygamberde) delilikten eser yoktur. O, yalnız şiddetli bir azabın önünde, sizi sakındıracak bir peygaberdir.
Y. AliSay: "I do admonish you on one point: that ye do stand up before Allah,- (It may be) in pairs, or (it may be) singly,- and reflect (within yourselves): your Companion is not possessed: he is no less than a warner to you, in face of a terrible Penalty."
 Words|
20.
[35:6]
inne-şşeyṭâne leküm `adüvvün fetteḫiẕûhü `adüvvâ. innemâ yed`û ḥizbehû liyekûnû min aṣḥâbi-sse`îr.إن الشيطان لكم عدو فاتخذوه عدوا إنما يدعو حزبه ليكونوا من أصحاب السعير
إِنَّ الشَّيْطَانَ لَكُمْ عَدُوٌّ فَاتَّخِذُوهُ عَدُوًّا إِنَّمَا يَدْعُواْ حِزْبَهُ لِيَكُونُوا مِنْ أَصْحَابِ السَّعِيرِ
Elmalılı Çünkü şeytan size düşmandır. Siz de onu düşman tutun. O etrafına toplanan taraftarlarını ancak cehennemliklerden olsunlar diye davet eder.
Y. AliVerily Satan is an enemy to you: so treat him as an enemy. He only invites his adherents, that they may become Companions of the Blazing Fire.
 Words|
21.
[36:13]
vaḍrib lehüm meŝelen aṣḥâbe-lḳaryeh. iẕ câehe-lmürselûn.واضرب لهم مثلا أصحاب القرية إذ جاءها المرسلون
وَاضْرِبْ لَهُم مَّثَلاً أَصْحَابَ الْقَرْيَةِ إِذْ جَاءَهَا الْمُرْسَلُونَ
Elmalılı Sen onlara, o şehir halkını örnek ver. Hani oraya peygamberler gelmişti.
Y. AliSet forth to them, by way of a parable, the (story of) the Companions of the City. Behold!, there came messengers to it.
 Words|
22.
[36:55]
inne aṣḥâbe-lcennehi-lyevme fî şügulin fâkihûn.إن أصحاب الجنة اليوم في شغل فاكهون
إِنَّ أَصْحَابَ الْجَنَّةِ الْيَوْمَ فِي شُغُلٍ فَاكِهُونَ
Elmalılı Gerçekten cennetlik olanlar bugün bir meşguliyet içinde zevk etmektedirler.
Y. AliVerily the Companions of the Garden shall that Day have joy in all that they do;
 Words|
23.
[38:13]
veŝemûdü veḳavmü lûṭiv veaṣḥâbü-l'eykeh. ülâike-l'aḥzâb.وثمود وقوم لوط وأصحاب الأيكة أولئك الأحزاب
وَثَمُودُ وَقَوْمُ لُوطٍ وَأَصْحَابُ الْأَيْكَةِ أُوْلَئِكَ الْأَحْزَابُ
Elmalılı Semûd kavmi, Lut kavmi ve Eykeliler (Şuayb kavmi) de yalanlamışlardı. İşte o çeşitli partiler bunlardır.
Y. AliAnd Thamud, and the people of Lut, and the Companions of the Wood; - such were the Confederates.
 Words|
24.
[39:8]
veiẕâ messe-l'insâne ḍurrun de`â rabbehû münîben ileyhi ŝümme iẕâ ḫavvelehû ni`metem minhü nesiye mâ kâne yed`û ileyhi min ḳablü vece`ale lillâhi endâdel liyüḍille `an sebîlih. ḳul temetta` biküfrike ḳalîlen. inneke min aṣḥâbi-nnâr.وإذا مس الإنسان ضر دعا ربه منيبا إليه ثم إذا خوله نعمة منه نسي ما كان يدعو إليه من قبل وجعل لله أندادا ليضل عن سبيله قل تمتع بكفرك قليلا إنك من أصحاب النار
وَإِذَا مَسَّ الْإِنسَانَ ضُرٌّ دَعَا رَبَّهُ مُنِيبًا إِلَيْهِ ثُمَّ إِذَا خَوَّلَهُ نِعْمَةً مِّنْهُ نَسِيَ مَا كَانَ يَدْعُواْ إِلَيْهِ مِن قَبْلُ وَجَعَلَ لِلَّهِ أَندَادًا لِّيُضِلَّ عَن سَبِيلِهِ قُلْ تَمَتَّعْ بِكُفْرِكَ قَلِيلًا إِنَّكَ مِنْ أَصْحَابِ النَّارِ
Elmalılı İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman bütün gönlünü vererek Rabbine dua eder. Sonra kendisine tarafından bir nimet lütfettiği zaman da önceden O'na dua ettiği hali unutur da, yolundan sapıtmak için Allah'a ortaklar koşmaya başlar. Ey Muhammed! De ki: "Küfrünle biraz zevk et, çünkü sen, o ateşliklerdensin."
Y. AliWhen some trouble toucheth man, he crieth unto his Lord, turning to Him in repentance: but when He bestoweth a favour upon him as from Himself, (man) doth forget what he cried and prayed for before, and he doth set up rivals unto Allah, thus misleading others from Allah's Path. Say, "Enjoy thy blasphemy for a little while: verily thou art (one) of the Companions of the Fire!"
 Words|
25.
[40:6]
vekeẕâlike ḥaḳḳat kelimetü rabbike `ale-lleẕîne keferû ennehüm aṣḥâbü-nnâr.وكذلك حقت كلمت ربك على الذين كفروا أنهم أصحاب النار
وَكَذَلِكَ حَقَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ عَلَى الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّهُمْ أَصْحَابُ النَّارِ
Elmalılı İşte o nankörlük eden kâfirlere Rabbinin (azab) sözü öyle hak oldu. Onlar, mutlaka cehennemliktirler.
Y. AliThus was the Decree of thy Lord proved true against the Unbelievers; that truly they are Companions of the Fire!
 Words|
26.
[40:43]
lâ cerame ennemâ ted`ûnenî ileyhi leyse lehû da`vetün fi-ddünyâ velâ fi-l'âḫirati veenne meraddenâ ile-llâhi veenne-lmüsrifîne hüm aṣḥâbü-nnâr.لا جرم أنما تدعونني إليه ليس له دعوة في الدنيا ولا في الآخرة وأن مردنا إلى الله وأن المسرفين هم أصحاب النار
لَا جَرَمَ أَنَّمَا تَدْعُونَنِي إِلَيْهِ لَيْسَ لَهُ دَعْوَةٌ فِي الدُّنْيَا وَلَا فِي الْآخِرَةِ وَأَنَّ مَرَدَّنَا إِلَى اللَّهِ وَأَنَّ الْمُسْرِفِينَ هُمْ أَصْحَابُ النَّارِ
Elmalılı "Hiç inkâr edilemez ki, gerçekten sizin beni davet ettiğiniz şeyin dünyada da, ahirette de bir davet hakkı yoktur. Hepimizin dönüşü Allah'adır. Şüphesiz haddi aşanların hepsi cehennemliktir."
Y. Ali"Without doubt ye do call me to one who is not fit to be called to, whether in this world, or in the Hereafter; our return will be to Allah; and the Transgressors will be Companions of the Fire!
 Words|
27.
[46:14]
ülâike aṣḥâbü-lcenneti ḫâlidîne fîhâ. cezâem bimâ kânû ya`melûn.أولئك أصحاب الجنة خالدين فيها جزاء بما كانوا يعملون
أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ خَالِدِينَ فِيهَا جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Elmalılı İşte onlar cennetlikdirler, yaptıklarına karşılık orada ebedi olarak kalacaklardır.
Y. AliSuch shall be Companions of the Gardens, dwelling therein (for aye): a recompense for their (good) deeds.
 Words|
28.
[46:16]
ülâike-lleẕîne neteḳabbelü `anhüm aḥsene mâ `amilû venetecâvezü `an seyyiâtihim fî aṣḥâbi-lcenneh. va`de-ṣṣidḳi-lleẕî kânû yû`adûn.أولئك الذين نتقبل عنهم أحسن ما عملوا ونتجاوز عن سيئاتهم في أصحاب الجنة وعد الصدق الذي كانوا يوعدون
أُوْلَئِكَ الَّذِينَ نَتَقَبَّلُ عَنْهُمْ أَحْسَنَ مَا عَمِلُوا وَنَتَجَاوَزُ عَن سَيِّئَاتِهِمْ فِي أَصْحَابِ الْجَنَّةِ وَعْدَ الصِّدْقِ الَّذِي كَانُوا يُوعَدُونَ
Elmalılı İşte yaptıklarının en güzelini kendilerinden kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu onlara vaad edilmiş olan dosdoğru bir sözdür.
Y. AliSuch are they from whom We shall accept the best of their deeds and pass by their ill deeds: (They shall be) among the Companions of the Garden: a promise! of truth, which was made to them (in this life).
 Words|
29.
[50:12]
keẕẕebet ḳablehüm ḳavmü nûḥiv veaṣḥâbü-rrassi veŝemûd.كذبت قبلهم قوم نوح وأصحاب الرس وثمود
كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَأَصْحَابُ الرَّسِّ وَثَمُودُ
Elmalılı Onlardan önce Nuh'un kavmi, Ress halkı ve Semûd da yalanlamıştı.
Y. AliBefore them was denied (the Hereafter) by the People of Noah, the Companions of the Rass, the Thamud,
 Words|
30.
[50:14]
veaṣḥâbü-l'eyketi veḳavmü tübba`. küllün keẕẕebe-rrusüle feḥaḳḳa ve`îd.وأصحاب الأيكة وقوم تبع كل كذب الرسل فحق وعيد
وَأَصْحَابُ الْأَيْكَةِ وَقَوْمُ تُبَّعٍ كُلٌّ كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ وَعِيدِ
Elmalılı Eyke halkı ve Tübbâ kavmi de, bunların hepsi peygamberleri yalanladılar da (onlara) azabım hak oldu.
Y. AliThe Companions of the Wood, and the People of Tubba'; each one (of them) rejected the messengers, and My warning was duly fulfilled (in them).
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17