Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 121 151 181 211 241 271 301 331 361 391 421 451 481 511 541 571 601 631 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 601 ... 630 | 632 - Kök: علي
1.
[69:44]
velev teḳavvele `aleynâ ba`ḍa-l'eḳâvîl.ولو تقول علينا بعض الأقاويل
وَلَوْ تَقَوَّلَ عَلَيْنَا بَعْضَ الْأَقَاوِيلِ
Elmalılı O, bize isnâden bazı sözler uydurmaya kalkışsaydı,
Y. AliAnd if the messenger were to invent any sayings in Our name,
 Words|
2.
[71:11]
yürsili-ssemâe `aleyküm midrârâ.يرسل السماء عليكم مدرارا
يُرْسِلِ السَّمَاءَ عَلَيْكُم مِّدْرَارًا
Elmalılı "Üzerinize gökten bol yağmur yağdırsın."
Y. Ali"'He will send rain to you in abundance;
 Words|
3.
[72:19]
veennehû lemmâ ḳâme `abdü-llâhi yed`ûhü kâdû yekûnûne `aleyhi libedâ.وأنه لما قام عبد الله يدعوه كادوا يكونون عليه لبدا
وَأَنَّهُ لَمَّا قَامَ عَبْدُ اللَّهِ يَدْعُوهُ كَادُوا يَكُونُونَ عَلَيْهِ لِبَدًا
Elmalılı Allah'ın kulu (Hz. Peygamber) kalkmış O'na dua ederken, neredeyse (cinler) onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.
Y. Ali"Yet when the Devotee of Allah stands forth to invoke Him, they just make round him a dense crowd."
 Words|
4.
[73:4]
ev zid `aleyhi verattili-lḳur'âne tertîlâ.أو زد عليه ورتل القرآن ترتيلا
أَوْ زِدْ عَلَيْهِ وَرَتِّلِ الْقُرْآنَ تَرْتِيلًا
Elmalılı Veya bunu artır ve ağır ağır Kur'ân oku.
Y. AliOr a little more; and recite the Qur'an in slow, measured rhythmic tones.
 Words|
5.
[73:5]
innâ senülḳî `aleyke ḳavlen ŝeḳîlâ.إنا سنلقي عليك قولا ثقيلا
إِنَّا سَنُلْقِي عَلَيْكَ قَوْلًا ثَقِيلًا
Elmalılı Doğrusu biz, senin üzerine ağır bir söz bırakacağız (Kur'an vahyedeceğiz).
Y. AliSoon shall We send down to thee a weighty Message.
 Words|
6.
[73:15]
innâ erselnâ ileyküm rasûlen şâhiden `aleyküm kemâ erselnâ ilâ fir`avne rasûlâ.إنا أرسلنا إليكم رسولا شاهدا عليكم كما أرسلنا إلى فرعون رسولا
إِنَّا أَرْسَلْنَا إِلَيْكُمْ رَسُولًا شَاهِدًا عَلَيْكُمْ كَمَا أَرْسَلْنَا إِلَى فِرْعَوْنَ رَسُولًا
Elmalılı Doğrusu biz size tanıklık edecek bir elçi gönderdik. Nitekim Firavun'a da bir elçi göndermiştik.
Y. AliWe have sent to you, (O men!) a messenger, to be a witness concerning you, even as We sent a messenger to Pharaoh.
 Words|
7.
[73:20]
inne rabbeke ya`lemü enneke teḳûmü ednâ min ŝülüŝeyi-lleyli veniṣfehû veŝülüŝehû veṭâifetüm mine-lleẕîne me`ak. vellâhü yüḳaddiru-lleyle vennehâr. `alime el len tuḥṣûhü fetâbe `aleyküm faḳraû mâ teyessera mine-lḳur'ân. `alime en seyekûnü minküm merḍâ veâḫarûne yaḍribûne fi-l'arḍi yebtegûne min faḍli-llâhi veâḫarûne yüḳâtilûne fî sebîli-llâh. faḳraû mâ teyessera minhü veeḳîmu-ṣṣalâte veâtü-zzekâte veaḳriḍü-llâhe ḳarḍan ḥasenâ. vemâ tüḳaddimû lienfüsiküm min ḫayrin tecidûhü `inde-llâhi hüve ḫayrav vea`żame ecrâ. vestagfirü-llâh. inne-llâhe gafûrur raḥîm.إن ربك يعلم أنك تقوم أدنى من ثلثي الليل ونصفه وثلثه وطائفة من الذين معك والله يقدر الليل والنهار علم أن لن تحصوه فتاب عليكم فاقرءوا ما تيسر من القرآن علم أن سيكون منكم مرضى وآخرون يضربون في الأرض يبتغون من فضل الله وآخرون يقاتلون في سبيل الله فاقرءوا ما تيسر منه وأقيموا الصلاة وآتوا الزكاة وأقرضوا الله قرضا حسنا وما تقدموا لأنفسكم من خير تجدوه عند الله هو خيرا وأعظم أجرا واستغفروا الله إن الله غفور رحيم
إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَى مِن ثُلُثَيِ اللَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِّنَ الَّذِينَ مَعَكَ وَاللَّهُ يُقَدِّرُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ عَلِمَ أَن لَّن تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ فَاقْرَؤُوا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْآنِ عَلِمَ أَن سَيَكُونُ مِنكُم مَّرْضَى وَآخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِي الْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِن فَضْلِ اللَّهِ وَآخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَاقْرَؤُوا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَأَقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنفُسِكُم مِّنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِندَ اللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا وَاسْتَغْفِرُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Elmalılı Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını, seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Gece ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu sayamayacağınızı bildi de sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın lütfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar olacağını bilmiştir. Onun için Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayırlı işlere mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiğiniz her iyiliği, Allah katında daha hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan bağış dileyin. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Y. AliThy Lord doth know that thou standest forth (to prayer) nigh two-thirds of the night, or half the night, or a third of the night, and so doth a party of those with thee. But Allah doth appoint night and day in due measure He knoweth that ye are unable to keep count thereof. So He hath turned to you (in mercy): read ye, therefore, of the Qur'an as much as may be easy for you. He knoweth that there may be (some) among you in ill-health; others travelling through the land, seeking of Allah's bounty; yet others fighting in Allah's Cause, read ye, therefore, as much of the Qur'an as may be easy (for you); and establish regular Prayer and give regular Charity; and loan to Allah a Beautiful Loan. And whatever good ye send forth for your souls ye shall find it in Allah's Presence,- yea, better and greater, in Reward and seek ye the Grace of Allah: for Allah is Oft-Forgiving, Most Merciful.
 Words|
8.
[74:30]
`aleyhâ tis`ate `aşer.عليها تسعة عشر
عَلَيْهَا تِسْعَةَ عَشَرَ
Elmalılı Üzerinde ondokuz (melek) vardır.
Y. AliOver it are Nineteen.
 Words|
9.
[75:17]
inne `aleynâ cem`ahû veḳur'âneh.إن علينا جمعه وقرآنه
إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ
Elmalılı Kuşkusuz onu toplamak ve okumak bize aittir.
Y. AliIt is for Us to collect it and to promulgate it:
 Words|
10.
[75:19]
ŝümme inne `aleynâ beyâneh.ثم إن علينا بيانه
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُ
Elmalılı Sonra onu açıklamak da bize aittir.
Y. AliNay more, it is for Us to explain it (and make it clear):
 Words|
11.
[76:14]
vedâniyeten `aleyhim żilâlühâ veẕüllilet ḳuṭûfühâ teẕlîlâ.ودانية عليهم ظلالها وذللت قطوفها تذليلا
وَدَانِيَةً عَلَيْهِمْ ظِلَالُهَا وَذُلِّلَتْ قُطُوفُهَا تَذْلِيلًا
Elmalılı Üzerlerine cennet gölgeleri sarkmış, meyveleri bol bol önlerine konmuştur.
Y. AliAnd the shades of the (Garden) will come low over them, and the bunches (of fruit), there, will hang low in humility.
 Words|
12.
[76:15]
veyüṭâfü `aleyhim biâniyetim min fiḍḍativ veekvâbin kânet ḳavârîrâ.ويطاف عليهم بآنية من فضة وأكواب كانت قواريرا
وَيُطَافُ عَلَيْهِم بِآنِيَةٍ مِّن فِضَّةٍ وَأَكْوَابٍ كَانَتْ قَوَارِيرَا
Elmalılı Yanlarında gümüşten kaplar, billur kupalar dolaştırılır.
Y. AliAnd amongst them will be passed round vessels of silver and goblets of crystal,-
 Words|
13.
[76:19]
veyeṭûfü `aleyhim vildânüm müḫalledûn. iẕâ raeytehüm ḥasibtehüm lü'lüem menŝûrâ.ويطوف عليهم ولدان مخلدون إذا رأيتهم حسبتهم لؤلؤا منثورا
وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُّخَلَّدُونَ إِذَا رَأَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤًا مَّنثُورًا
Elmalılı Etraflarında ölümsüz hizmetçiler dolaşır, onları görünce saçılmış inciler sanırsın.
Y. AliAnd round about them will (serve) youths of perpetual (freshness): If thou seest them, thou wouldst think them scattered Pearls.
 Words|
14.
[76:23]
innâ naḥnü nezzelnâ `aleyke-lḳur'âne tenzîlâ.إنا نحن نزلنا عليك القرآن تنزيلا
إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْآنَ تَنْزِيلًا
Elmalılı Kur'ân'ı sana kısım kısım biz indirdik biz.
Y. AliIt is We Who have sent down the Qur'an to thee by stages.
 Words|
15.
[80:7]
vemâ `aleyke ellâ yezzekkâ.وما عليك ألا يزكى
وَمَا عَلَيْكَ أَلَّا يَزَّكَّى
Elmalılı Onun temizlenmemesinden sana ne?
Y. AliThough it is no blame to thee if he grow not (in spiritual understanding).
 Words|
16.
[80:40]
vevucûhüy yevmeiẕin `aleyhâ gaberah.ووجوه يومئذ عليها غبرة
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ
Elmalılı Yüzler de var ki, o gün tozlanmış,
Y. AliAnd other faces that Day will be dust-stained,
 Words|
17.
[82:10]
veinne `aleyküm leḥâfiżîn.وإن عليكم لحافظين
وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظِينَ
Elmalılı Oysa üzerinizde koruyucular var.
Y. AliBut verily over you (are appointed angels) to protect you,-
 Words|
18.
[83:13]
iẕâ tütlâ `aleyhi âyâtünâ ḳâle esâṭîru-l'evvelîn.إذا تتلى عليه آياتنا قال أساطير الأولين
إِذَا تُتْلَى عَلَيْهِ آيَاتُنَا قَالَ أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
Elmalılı Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, "eskilerin masalları" der.
Y. AliWhen Our Signs are rehearsed to him, he says, "Tales of the ancients!"
 Words|
19.
[83:33]
vemâ ürsilû `aleyhim ḥâfiżîn.وما أرسلوا عليهم حافظين
وَمَا أُرْسِلُوا عَلَيْهِمْ حَافِظِينَ
Elmalılı Oysa onlar müminler üzerine bekçi olarak gönderilmemişlerdi.
Y. AliBut they had not been sent as keepers over them!
 Words|
20.
[84:21]
veiẕâ ḳurie `aleyhimü-lḳur'ânü lâ yescüdûn.وإذا قرئ عليهم القرآن لا يسجدون
وَإِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ الْقُرْآنُ لَا يَسْجُدُونَ
Elmalılı Karşılarında Kur'ân okunduğu vakit secde etmezler?
Y. AliAnd when the Qur'an is read to them, they fall not prostrate,
 Words|
21.
[85:6]
iẕ hüm `aleyhâ ḳu`ûd.إذ هم عليها قعود
إِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌ
Elmalılı Hani o ateşin başına oturmuşlar,
Y. AliBehold! they sat over against the (fire),
 Words|
22.
[86:4]
in küllü nefsil lemmâ `aleyhâ ḥâfiż.إن كل نفس لما عليها حافظ
إِن كُلُّ نَفْسٍ لَّمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌ
Elmalılı Hiçbir nefis yoktur ki başında bir denetleyici bulunmasın.
Y. AliThere is no soul but has a protector over it.
 Words|
23.
[88:22]
leste `aleyhim bimüṣayṭir.لست عليهم بمصيطر
لَّسْتَ عَلَيْهِم بِمُصَيْطِرٍ
Elmalılı Onların üzerinde bir zorba değilsin.
Y. AliThou art not one to manage (men's) affairs.
 Words|
24.
[88:26]
ŝümme inne `aleynâ ḥisâbehüm.ثم إن علينا حسابهم
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ
Elmalılı Sonra da bize hesap verecekler.
Y. AliThen it will be for Us to call them to account.
 Words|
25.
[89:13]
feṣabbe `aleyhim rabbüke sevṭa `aẕâb.فصب عليهم ربك سوط عذاب
فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ
Elmalılı Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı.
Y. AliTherefore did thy Lord pour on them a scourge of diverse chastisements:
 Words|
26.
[89:16]
veemmâ iẕâ me-btelâhü feḳadera `aleyhi rizḳahû feyeḳûlü rabbî ehânen.وأما إذا ما ابتلاه فقدر عليه رزقه فيقول ربي أهانن
وَأَمَّا إِذَا مَا ابْتَلَاهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَهَانَنِ
Elmalılı Ama her ne zaman da sınayıp rızkını daraltırsa, o vakit de, "Rabbim beni zillete düşürdü." der.
Y. AliBut when He trieth him, restricting his subsistence for him, then saith he (in despair), "My Lord hath humiliated me!"
 Words|
27.
[90:5]
eyaḥsebü el ley yaḳdira `aleyhi eḥad.أيحسب أن لن يقدر عليه أحد
أَيَحْسَبُ أَن لَّن يَقْدِرَ عَلَيْهِ أَحَدٌ
Elmalılı İnsan, kendisine karşı kimse güç yetiremez mi sanıyor?
Y. AliThinketh he, that none hath power over him?
 Words|
28.
[90:20]
`aleyhim nârum mü'ṣadeh.عليهم نار مؤصدة
عَلَيْهِمْ نَارٌ مُّؤْصَدَةٌ
Elmalılı Onların üzerlerine bir ateş bastırılıp kapıları kapanacaktır.
Y. AliOn them will be Fire vaulted over (all round).
 Words|
29.
[91:14]
fekeẕẕebûhü fe`aḳarûhâ. fedemdeme `aleyhim rabbühüm biẕembihim fesevvâhâ.فكذبوه فعقروها فدمدم عليهم ربهم بذنبهم فسواها
فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُم بِذَنبِهِمْ فَسَوَّاهَا
Elmalılı Fakat onlar peygamberi yalanlayıp deveyi kestiler. Rableri de günahlarını başlarına geçiriverdi de orayı dümdüz etti.
Y. AliThen they rejected him (as a false prophet), and they hamstrung her. So their Lord, on account of their crime, obliterated their traces and made them equal (in destruction, high and low)!
 Words|
30.
[92:12]
inne `aleynâ lelhüdâ.إن علينا للهدى
إِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدَى
Elmalılı Doğru yolu göstermek muhakkak bize aittir.
Y. AliVerily We take upon Ourselves to guide,
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17