Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 121 151 181 211 241 271 301 331 361 391 421 451 481 511 541 571 601 631 661 691 721 751 781 811 841 871 901 931 961 991 1021 1051 1081 1111 1141 1171 1201 1231 1261 1291 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 1291 ... 1316 | 1316 - Kök: في
1.
[88:12]
fîhâ `aynün câriyeh.فيها عين جارية
فِيهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌ
Elmalılı Orada akan bir kaynak,
Y. AliTherein will be a bubbling spring:
 Words|
2.
[88:13]
fîhâ sürurum merfû`ah.فيها سرر مرفوعة
فِيهَا سُرُرٌ مَّرْفُوعَةٌ
Elmalılı Yükseltilmiş divanlar,
Y. AliTherein will be Thrones (of dignity), raised on high,
 Words|
3.
[89:5]
hel fî ẕâlike ḳasemül liẕî ḥicr.هل في ذلك قسم لذي حجر
هَلْ فِي ذَلِكَ قَسَمٌ لِّذِي حِجْرٍ
Elmalılı Nasıl, bunlarda bir akıl sahibi için yemin var değil mi?
Y. AliIs there (not) in these an adjuration (or evidence) for those who understand?
 Words|
4.
[89:8]
elletî lem yuḫlaḳ miŝlühâ fi-lbilâd.التي لم يخلق مثلها في البلاد
الَّتِي لَمْ يُخْلَقْ مِثْلُهَا فِي الْبِلَادِ
Elmalılı Ki ülkeler içinde onun benzeri yaratılmamıştı.
Y. AliThe like of which were not produced in (all) the land?
 Words|
5.
[89:11]
elleẕîne ṭagav fi-lbilâd.الذين طغوا في البلاد
الَّذِينَ طَغَوْا فِي الْبِلَادِ
Elmalılı Bunlar ülkelerde azmışlardı.
Y. Ali(All) these transgressed beyond bounds in the lands,
 Words|
6.
[89:12]
feekŝerû fîhe-lfesâd.فأكثروا فيها الفساد
فَأَكْثَرُوا فِيهَا الْفَسَادَ
Elmalılı Oralarda çok bozgunculuk yapmışlardı.
Y. AliAnd heaped therein mischief (on mischief).
 Words|
7.
[89:29]
fedḫulî fî `ibâdî.فادخلي في عبادي
فَادْخُلِي فِي عِبَادِي
Elmalılı Kullarımın arasına gir.
Y. Ali"Enter thou, then, among My devotees!
 Words|
8.
[90:4]
leḳad ḫalaḳne-l'insâne fî kebed.لقد خلقنا الإنسان في كبد
لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي كَبَدٍ
Elmalılı Biz insanı gerçekten bir sıkıntı içinde yarattık.
Y. AliVerily We have created man into toil and struggle.
 Words|
9.
[90:14]
ev iṭ`âmün fî yevmin ẕî mesgabeh.أو إطعام في يوم ذي مسغبة
أَوْ إِطْعَامٌ فِي يَوْمٍ ذِي مَسْغَبَةٍ
Elmalılı Veya salgın bir kıtlık gününde yemek yedirmektir,
Y. AliOr the giving of food in a day of privation
 Words|
10.
[95:4]
leḳad ḫalaḳne-l'insâne fî aḥseni taḳvîm.لقد خلقنا الإنسان في أحسن تقويم
لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ
Elmalılı Biz insanı en güzel biçimde yarattık.
Y. AliWe have indeed created man in the best of moulds,
 Words|
11.
[97:1]
innâ enzelnâhü fî leyleti-lḳadr.إنا أنزلناه في ليلة القدر
إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ
Elmalılı Biz o (Kur'ân)nu Kadir gecesinde indirdik.
Y. AliWe have indeed revealed this (Message) in the Night of Power:
 Words|
12.
[97:4]
tenezzelü-lmelâiketü verrûḥu fîhâ biiẕni rabbihim. min külli emr.تنزل الملائكة والروح فيها بإذن ربهم من كل أمر
تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ
Elmalılı Melekler ve Ruh (Cebrail veya Ruh adındaki melek) o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler.
Y. AliTherein come down the angels and the Spirit by Allah's permission, on every errand:
 Words|
13.
[98:3]
fîhâ kütübün ḳayyimeh.فيها كتب قيمة
فِيهَا كُتُبٌ قَيِّمَةٌ
Elmalılı O sayfalarda, en doğru hükümler vardır.
Y. AliWherein are laws (or decrees) right and straight.
 Words|
14.
[98:6]
inne-lleẕîne keferû min ehli-lkitâbi velmüşrikîne fî nâri cehenneme ḫâlidîne fîhâ. ülâike hüm şerru-lberiyyeh.إن الذين كفروا من أهل الكتاب والمشركين في نار جهنم خالدين فيها أولئك هم شر البرية
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَالْمُشْرِكِينَ فِي نَارِ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا أُوْلَئِكَ هُمْ شَرُّ الْبَرِيَّةِ
Elmalılı Kâfirler, gerek kitap ehlinden olsun gerek puta tapanlardan olsun muhakkak, cehennem ateşindedirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Onlar, insanların en şerlileridir.
Y. AliThose who reject (Truth), among the People of the Book and among the Polytheists, will be in Hell-Fire, to dwell therein (for aye). They are the worst of creatures.
 Words|
15.
[98:8]
cezâühüm `inde rabbihim cennâtü `adnin tecrî min taḥtihe-l'enhâru ḫâlidîne fîhâ ebedâ. raḍiye-llâhü `anhüm veraḍû `anh. ẕâlike limen ḫaşiye rabbeh.جزاؤهم عند ربهم جنات عدن تجري من تحتها الأنهار خالدين فيها أبدا رضي الله عنهم ورضوا عنه ذلك لمن خشي ربه
جَزَاؤُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا رَّضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ ذَلِكَ لِمَنْ خَشِيَ رَبَّهُ
Elmalılı Rableri katında onların mükâfatı, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte bu mükâfat, Rabbine saygı gösterene mahsustur.
Y. AliTheir reward is with Allah: Gardens of Eternity, beneath which rivers flow; they will dwell therein for ever; Allah well pleased with them, and they with Him: all this for such as fear their Lord and Cherisher.
 Words|
16.
[100:9]
efelâ ya`lemü iẕâ bü`ŝira mâ fi-lḳubûr.أفلا يعلم إذا بعثر ما في القبور
أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِي الْقُبُورِ
Elmalılı Bilmiyor mu ki, kabirlerin içindekiler fırlatılacak.
Y. AliDoes he not know,- when that which is in the graves is scattered abroad
 Words|
17.
[100:10]
veḥuṣṣile mâ fi-ṣṣudûr.وحصل ما في الصدور
وَحُصِّلَ مَا فِي الصُّدُورِ
Elmalılı Ve sinelerin içindekiler derlenecek.
Y. AliAnd that which is (locked up) in (human) breasts is made manifest-
 Words|
18.
[101:7]
fehüve fî `îşetir râḍiyeh.فهو في عيشة راضية
فَهُوَ فِي عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ
Elmalılı O gün kimin tartıları ağır basarsa o, hoşnut olacağı bir hayat içindedir.
Y. AliWill be in a life of good pleasure and satisfaction.
 Words|
19.
[103:2]
inne-l'insâne lefî ḫusr.إن الإنسان لفي خسر
إِنَّ الْإِنسَانَ لَفِي خُسْرٍ
Elmalılı İnsan mutlaka ziyandadır.
Y. AliVerily Man is in loss,
 Words|
20.
[104:4]
kellâ leyümbeẕenne fi-lḥuṭameh.كلا لينبذن في الحطمة
كَلَّا لَيُنبَذَنَّ فِي الْحُطَمَةِ
Elmalılı Hayır, andolsun ki, o hutame (cehennem)ye atılacaktır.
Y. AliBy no means! He will be sure to be thrown into That which Breaks to Pieces,
 Words|
21.
[104:9]
fî `amedim mümeddedeh.في عمد ممددة
فِي عَمَدٍ مُّمَدَّدَةٍ
Elmalılı Cehennemlikler, dikilmiş direklere bağlı oldukları halde, o ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır.
Y. AliIn columns outstretched.
 Words|
22.
[105:2]
elem yec`al keydehüm fî taḍlîl.ألم يجعل كيدهم في تضليل
أَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فِي تَضْلِيلٍ
Elmalılı Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
Y. AliDid He not make their treacherous plan go astray?
 Words|
23.
[110:2]
veraeyte-nnâse yedḫulûne fî dîni-llâhi efvâcâ.ورأيت الناس يدخلون في دين الله أفواجا
وَرَأَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ فِي دِينِ اللَّهِ أَفْوَاجًا
Elmalılı Ve insanların dalga dalga Allah'ın dinine girdiklerini gördüğünde,
Y. AliAnd thou dost see the people enter Allah's Religion in crowds,
 Words|
24.
[111:5]
fî cîdihâ ḥablüm mim mesed.في جيدها حبل من مسد
فِي جِيدِهَا حَبْلٌ مِّن مَّسَدٍ
Elmalılı Boynunda da hurma lifinden bir ip olacaktır.
Y. AliA twisted rope of palm-leaf fibre round her (own) neck!
 Words|
25.
[113:4]
vemin şerri-nneffâŝâti fi-l`uḳad.ومن شر النفاثات في العقد
وَمِن شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ
Elmalılı Ve düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden,
Y. AliFrom the mischief of those who practise secret arts;
 Words|
26.
[114:5]
elleẕî yüvesvisü fî ṣudûri-nnâs.الذي يوسوس في صدور الناس
الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ
Elmalılı O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar.
Y. Ali(The same) who whispers into the hearts of Mankind,-
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17