Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Lütfen mavi renkteki Arapça herhangi bir kelimeyi tıklayınız.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 Surah :  56 - VakıaGörüntülenen ayetler : 31 ... 60 | 96 - Sure no: 56
1.
[56:31]
vemâim meskûb.وماء مسكوب
وَمَاءٍ مَّسْكُوبٍ
Elmalılı Fışkıran sular.
Y. AliBy water flowing constantly,
 Words|وماء - And water| مسكوب - poured forth,|
2.
[56:32]
vefâkihetin keŝîrah.وفاكهة كثيرة
وَفَاكِهَةٍ كَثِيرَةٍ
Elmalılı Pek çok meyva arasında,
Y. AliAnd fruit in abundance.
 Words|وفاكهة - And fruit| كثيرة - abundant,|
3.
[56:33]
lâ maḳṭû`ativ velâ memnû`ah.لا مقطوعة ولا ممنوعة
لَّا مَقْطُوعَةٍ وَلَا مَمْنُوعَةٍ
Elmalılı Tükenmeyen ve yasaklanmayan
Y. AliWhose season is not limited, nor (supply) forbidden,
 Words|لا - Not| مقطوعة - limited| ولا - and not| ممنوعة - forbidden,|
4.
[56:34]
vefüruşim merfû`ah.وفرش مرفوعة
وَفُرُشٍ مَّرْفُوعَةٍ
Elmalılı Ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler.
Y. AliAnd on Thrones (of Dignity), raised high.
 Words|وفرش - And (on) couches| مرفوعة - raised.|
5.
[56:35]
innâ enşe'nâhünne inşââ.إنا أنشأناهن إنشاء
إِنَّا أَنشَأْنَاهُنَّ إِنشَاءً
Elmalılı Biz kadınları yeniden inşa ettik (yarattık).
Y. AliWe have created (their Companions) of special creation.
 Words|إنا - Indeed, We| أنشأناهن - [We] have produced them| إنشاء - (into) a creation,|
6.
[56:36]
fece`alnâhünne ebkârâ.فجعلناهن أبكارا
فَجَعَلْنَاهُنَّ أَبْكَارًا
Elmalılı Onları bâkireler yaptık.
Y. AliAnd made them virgin - pure (and undefiled), -
 Words|فجعلناهن - And We have made them| أبكارا - virgins,|
7.
[56:37]
`uruben etrâbâ.عربا أترابا
عُرُبًا أَتْرَابًا
Elmalılı Hep yaşıt sevgililer,
Y. AliBeloved (by nature), equal in age,-
 Words|عربا - Devoted,| أترابا - equals in age.|
8.
[56:38]
liaṣḥâbi-lyemîn.لأصحاب اليمين
لِّأَصْحَابِ الْيَمِينِ
Elmalılı Sağın adamları içindir.
Y. AliFor the Companions of the Right Hand.
 Words|لأصحاب - For (the) companions| اليمين - (of) the right,|
9.
[56:39]
ŝülletüm mine-l'evvelîn.ثلة من الأولين
ثُلَّةٌ مِّنَ الْأَوَّلِينَ
Elmalılı Bir çoğu öncekilerdendir.
Y. AliA (goodly) number from those of old,
 Words|ثلة - A company| من - of| الأولين - the former people,|
10.
[56:40]
veŝülletüm mine-l'âḫirîn.وثلة من الآخرين
وَثُلَّةٌ مِّنَ الْآخِرِينَ
Elmalılı Bir çoğu da sonrakilerdendir.
Y. AliAnd a (goodly) number from those of later times.
 Words|وثلة - And a company| من - of| الآخرين - the later people.|
11.
[56:41]
veaṣḥâbü-şşimâli mâ aṣḥâbü-şşimâl.وأصحاب الشمال ما أصحاب الشمال
وَأَصْحَابُ الشِّمَالِ مَا أَصْحَابُ الشِّمَالِ
Elmalılı Solun adamları, nedir o solcular!
Y. AliThe Companions of the Left Hand,- what will be the Companions of the Left Hand?
 Words|وأصحاب - And (the) companions| الشمال - (of) the left,| ما - what| أصحاب - (are the) companions| الشمال - (of) the left?|
12.
[56:42]
fî semûmiv veḥamîm.في سموم وحميم
فِي سَمُومٍ وَحَمِيمٍ
Elmalılı İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar şu içinde,
Y. Ali(They will be) in the midst of a Fierce Blast of Fire and in Boiling Water,
 Words|في - In| سموم - scorching fire| وحميم - and scalding water,|
13.
[56:43]
veżillim miy yaḥmûm.وظل من يحموم
وَظِلٍّ مِّن يَحْمُومٍ
Elmalılı Kapkara dumandan bir gölge altındadırlar.
Y. AliAnd in the shades of Black Smoke:
 Words|وظل - And a shade| من - of| يحموم - black smoke,|
14.
[56:44]
lâ bâridiv velâ kerîm.لا بارد ولا كريم
لَّا بَارِدٍ وَلَا كَرِيمٍ
Elmalılı Ki ne serindir, ne de faydalı.
Y. AliNothing (will there be) to refresh, nor to please:
 Words|لا - Not| بارد - cool| ولا - and not| كريم - pleasant.|
15.
[56:45]
innehüm kânû ḳable ẕâlike mütrafîn.إنهم كانوا قبل ذلك مترفين
إِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذَلِكَ مُتْرَفِينَ
Elmalılı Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefâhete dalmışlardı.
Y. AliFor that they were wont to be indulged, before that, in wealth (and luxury),
 Words|إنهم - Indeed, they| كانوا - were| قبل - before| ذلك - that| مترفين - indulging in affluence.|
16.
[56:46]
vekânû yüṣirrûne `ale-lḥinŝi-l`ażîm.وكانوا يصرون على الحنث العظيم
وَكَانُوا يُصِرُّونَ عَلَى الْحِنثِ الْعَظِيمِ
Elmalılı Büyük günahı işlemekte ısrar ediyorlardı.
Y. AliAnd persisted obstinately in wickedness supreme!
 Words|وكانوا - And were| يصرون - persisting| على - in| الحنث - the sin| العظيم - the great,|
17.
[56:47]
vekânû yeḳûlûne eiẕâ mitnâ vekünnâ türâbev ve`iżâmen einnâ lemeb`ûŝûn.وكانوا يقولون أئذا متنا وكنا ترابا وعظاما أإنا لمبعوثون
وَكَانُوا يَقُولُونَ أَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا أَئِنَّا لَمَبْعُوثُونَ
Elmalılı Ve diyorlardı ki: "Biz ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra, biz mi bir daha diriltileceğiz?"
Y. AliAnd they used to say, "What! when we die and become dust and bones, shall we then indeed be raised up again?-
 Words|وكانوا - And they used (to)| يقولون - say,| أئذا - "When| متنا - we die| وكنا - and become| ترابا - dust| وعظاما - and bones,| أإنا - will we| لمبعوثون - surely be resurrected?|
18.
[56:48]
eveâbâüne-l'evvelûn.أوآباؤنا الأولون
أَوَ آبَاؤُنَا الْأَوَّلُونَ
Elmalılı "Önceki atalarımızda mı?"
Y. Ali"(We) and our fathers of old?"
 Words|أوآباؤنا - And also our fathers| الأولون - former?|
19.
[56:49]
ḳul inne-l'evvelîne vel'âḫirîn.قل إن الأولين والآخرين
قُلْ إِنَّ الْأَوَّلِينَ وَالْآخِرِينَ
Elmalılı De ki: "Öncekiler ve sonrakiler"
Y. AliSay: "Yea, those of old and those of later times,
 Words|قل - Say,| إن - "Indeed,| الأولين - the former| والآخرين - and the later people|
20.
[56:50]
lemecmû`ûne ilâ mîḳâti yevmim ma`lûm.لمجموعون إلى ميقات يوم معلوم
لَمَجْمُوعُونَ إِلَى مِيقَاتِ يَوْمٍ مَّعْلُومٍ
Elmalılı "Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır."
Y. Ali"All will certainly be gathered together for the meeting appointed for a Day well-known.
 Words|لمجموعون - Surely, will be gathered| إلى - for| ميقات - (the) appointment| يوم - (of) a Day| معلوم - well-known."|
21.
[56:51]
ŝümme inneküm eyyühe-ḍḍâllûne-lmükeẕẕibûn.ثم إنكم أيها الضالون المكذبون
ثُمَّ إِنَّكُمْ أَيُّهَا الضَّالُّونَ الْمُكَذِّبُونَ
Elmalılı Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar!
Y. Ali"Then will ye truly,- O ye that go wrong, and treat (Truth) as Falsehood!-
 Words|ثم - "Then| إنكم - indeed you,| أيها - O those astray!| الضالون - O those astray!| المكذبون - the deniers,|
22.
[56:52]
leâkilûne min şecerim min zeḳḳûm.لآكلون من شجر من زقوم
لَآكِلُونَ مِن شَجَرٍ مِّن زَقُّومٍ
Elmalılı Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz.
Y. Ali"Ye will surely taste of the Tree of Zaqqum.
 Words|لآكلون - Will surely eat| من - from| شجر - (the) tree| من - of| زقوم - Zaqqum.|
23.
[56:53]
femâliûne minhe-lbüṭûn.فمالئون منها البطون
فَمَالِؤُونَ مِنْهَا الْبُطُونَ
Elmalılı Karınlarınızı hep onunla dolduracaksınız.
Y. Ali"Then will ye fill your insides therewith,
 Words|فمالئون - Then will fill| منها - with it| البطون - the bellies,|
24.
[56:54]
feşâribûne `aleyhi mine-lḥamîm.فشاربون عليه من الحميم
فَشَارِبُونَ عَلَيْهِ مِنَ الْحَمِيمِ
Elmalılı Üstüne de kaynar su içeceksiniz.
Y. Ali"And drink Boiling Water on top of it:
 Words|فشاربون - And drink| عليه - over it| من - [from]| الحميم - the scalding water,|
25.
[56:55]
feşâribûne şürbe-lhîm.فشاربون شرب الهيم
فَشَارِبُونَ شُرْبَ الْهِيمِ
Elmalılı Susuzluk illetine tutulmuş develerin içişi gibi içeceksiniz.
Y. Ali"Indeed ye shall drink like diseased camels raging with thirst!"
 Words|فشاربون - And will drink| شرب - (as) drinking| الهيم - (of) the thirsty camels."|
26.
[56:56]
hâẕâ nüzülühüm yevme-ddîn.هذا نزلهم يوم الدين
هَذَا نُزُلُهُمْ يَوْمَ الدِّينِ
Elmalılı İşte ceza gününde onlara sunulacak ziyafet budur.
Y. AliSuch will be their entertainment on the Day of Requital!
 Words|هذا - This| نزلهم - (is) their hospitality| يوم - (on the) Day| الدين - (of) Judgment.|
27.
[56:57]
naḥnü ḫalaḳnâküm felevlâ tüṣaddiḳûn.نحن خلقناكم فلولا تصدقون
نَحْنُ خَلَقْنَاكُمْ فَلَوْلَا تُصَدِّقُونَ
Elmalılı Biz sizi yarattık; tasdik etmeniz gerekmez mi?
Y. AliIt is We Who have created you: why will ye not witness the Truth?
 Words|نحن - We| خلقناكم - [We] created you,| فلولا - so why (do) not| تصدقون - you admit the truth?|
28.
[56:58]
eferaeytüm mâ tümnûn.أفرأيتم ما تمنون
أَفَرَأَيْتُم مَّا تُمْنُونَ
Elmalılı Attığınız meniyi gördünüz mü?
Y. AliDo ye then see?- The (human Seed) that ye throw out,-
 Words|أفرأيتم - Do you see| ما - what| تمنون - you emit?|
29.
[56:59]
eentüm taḫlüḳûnehû em naḥnü-lḫâliḳûn.أأنتم تخلقونه أم نحن الخالقون
أَأَنتُمْ تَخْلُقُونَهُ أَمْ نَحْنُ الْخَالِقُونَ
Elmalılı Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz?
Y. AliIs it ye who create it, or are We the Creators?
 Words|أأنتم - Is it you| تخلقونه - who create it| أم - or| نحن - (are) We| الخالقون - the Creators?|
30.
[56:60]
naḥnü ḳaddernâ beynekümü-lmevte vemâ naḥnü bimesbûḳîn.نحن قدرنا بينكم الموت وما نحن بمسبوقين
نَحْنُ قَدَّرْنَا بَيْنَكُمُ الْمَوْتَ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ
Elmalılı Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez.
Y. AliWe have decreed Death to be your common lot, and We are not to be frustrated
 Words|نحن - We| قدرنا - [We] have decreed| بينكم - among you| الموت - the death| وما - and not| نحن - We| بمسبوقين - (are) outrun,|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17