Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 121 151 181 211 241 271 301 331 361 391 421 451 481 511 541 571 601 631 661 691 721 751 781 811 841 871 901 931 961 991 1021 1051 1081 1111 1141 1171 1201 1231 1261 1291 1321 1351 1381 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 841 ... 870 | 1383 - Kök: قول
1.
[25:30]
veḳâle-rrasûlü yâ rabbi inne ḳavmi-tteḫaẕû hâẕe-lḳur'âne mehcûrâ.وقال الرسول يا رب إن قومي اتخذوا هذا القرآن مهجورا
وَقَالَ الرَّسُولُ يَا رَبِّ إِنَّ قَوْمِي اتَّخَذُوا هَذَا الْقُرْآنَ مَهْجُورًا
Elmalılı Peygamber dedi ki: "Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'ân'ı terkedilmiş (bir şey yerinde) tuttular."
Y. AliThen the Messenger will say: "O my Lord! Truly my people took this Qur'an for just foolish nonsense."
 Words|
2.
[25:32]
veḳâle-lleẕîne keferû levlâ nüzzile `aleyhi-lḳur'ânü cümletev vâḥideh. keẕâlike linüŝebbite bihî füâdeke verattelnâhü tertîlâ.وقال الذين كفروا لولا نزل عليه القرآن جملة واحدة كذلك لنثبت به فؤادك ورتلناه ترتيلا
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ الْقُرْآنُ جُمْلَةً وَاحِدَةً كَذَلِكَ لِنُثَبِّتَ بِهِ فُؤَادَكَ وَرَتَّلْنَاهُ تَرْتِيلًا
Elmalılı Yine o inkâr edenler dediler ki: "O Kur'ân ona, hepsi birden indirilseydi ya"! Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk.
Y. AliThose who reject Faith say: "Why is not the Qur'an revealed to him all at once? Thus (is it revealed), that We may strengthen thy heart thereby, and We have rehearsed it to thee in slow, well-arranged stages, gradually.
 Words|
3.
[25:36]
feḳulne-ẕhebâ ile-lḳavmi-lleẕîne keẕẕebû biâyâtinâ. fedemmernâhüm tedmîrâ.فقلنا اذهبا إلى القوم الذين كذبوا بآياتنا فدمرناهم تدميرا
فَقُلْنَا اذْهَبَا إِلَى الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا فَدَمَّرْنَاهُمْ تَدْمِيرًا
Elmalılı "Haydi âyetlerimizi yalan sayan o kavme gidin" dedik. Sonunda (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ettik.
Y. AliAnd We command: "Go ye both, to the people who have rejected our Signs:" And those (people) We destroyed with utter destruction.
 Words|
4.
[25:57]
ḳul mâ es'elüküm `aleyhi min ecrin illâ men şâe ey yetteḫiẕe ilâ rabbihî sebîlâ.قل ما أسألكم عليه من أجر إلا من شاء أن يتخذ إلى ربه سبيلا
قُلْ مَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ إِلَّا مَن شَاءَ أَن يَتَّخِذَ إِلَى رَبِّهِ سَبِيلًا
Elmalılı De ki: "Ben, buna karşı sizden bir ücret değil, ancak Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen kimseler (olmanızı) istiyorum."
Y. AliSay: "No reward do I ask of you for it but this: that each one who will may take a (straight) Path to his Lord."
 Words|
5.
[25:60]
veiẕâ ḳîle lehümü-scüdû lirraḥmâni ḳâlû veme-rraḥmân. enescüdü limâ te'mürunâ vezâdehüm nüfûrâ.وإذا قيل لهم اسجدوا للرحمن قالوا وما الرحمن أنسجد لما تأمرنا وزادهم نفورا
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ اسْجُدُوا لِلرَّحْمَنِ قَالُوا وَمَا الرَّحْمَنُ أَنَسْجُدُ لِمَا تَأْمُرُنَا وَزَادَهُمْ نُفُورًا
Elmalılı Onlara "Rahmân'a secde edin" dendiği zaman, "Rahmân da neymiş? Senin bize emrettiğine secde eder miyiz hiç?" derler ve bu emir onların nefretini artırır.
Y. AliWhen it is said to them, "Prostrate to (Allah) Most Gracious!", they say, "And what is (Allah) Most Gracious? Shall we prostrate to that which thou commandest us?" And it increases their flight (from the Truth).
 Words|
6.
[25:63]
ve`ibâdü-rraḥmâni-lleẕîne yemşûne `ale-l'arḍi hevnev veiẕâ ḫâṭabehümü-lcâhilûne ḳâlû selâmâ.وعباد الرحمن الذين يمشون على الأرض هونا وإذا خاطبهم الجاهلون قالوا سلاما
وَعِبَادُ الرَّحْمَنِ الَّذِينَ يَمْشُونَ عَلَى الْأَرْضِ هَوْنًا وَإِذَا خَاطَبَهُمُ الْجَاهِلُونَ قَالُوا سَلَامًا
Elmalılı O çok merhametli Allah'ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahil kimseler kendilerine laf attığı zaman (incitmeksizin) "selam" derler (geçerler).
Y. AliAnd the servants of (Allah) Most Gracious are those who walk on the earth in humility, and when the ignorant address them, they say, "Peace!";
 Words|
7.
[25:65]
velleẕîne yeḳûlûne rabbene-ṣrif `annâ `aẕâbe cehennem. inne `aẕâbehâ kâne garâmâ.والذين يقولون ربنا اصرف عنا عذاب جهنم إن عذابها كان غراما
وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا اصْرِفْ عَنَّا عَذَابَ جَهَنَّمَ إِنَّ عَذَابَهَا كَانَ غَرَامًا
Elmalılı Onlar ki, şöyle derler: Cehennem azabını üzerimizden sav! Doğrusu onun azabı geçici bir şey değildir.
Y. AliThose who say, "Our Lord! avert from us the Wrath of Hell, for its Wrath is indeed an affliction grievous,-
 Words|
8.
[25:74]
velleẕîne yeḳûlûne rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ veẕürriyyâtinâ ḳurrate a`yüniv vec`alnâ lilmütteḳîne imâmâ.والذين يقولون ربنا هب لنا من أزواجنا وذرياتنا قرة أعين واجعلنا للمتقين إماما
وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ إِمَامًا
Elmalılı Ve onlar ki: "Ey Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl" derler.
Y. AliAnd those who pray, "Our Lord! Grant unto us wives and offspring who will be the comfort of our eyes, and give us (the grace) to lead the righteous."
 Words|
9.
[25:77]
ḳul mâ ya`beü biküm rabbî levlâ dü`âüküm. feḳad keẕẕebtüm fesevfe yekûnü lizâmâ.قل ما يعبأ بكم ربي لولا دعاؤكم فقد كذبتم فسوف يكون لزاما
قُلْ مَا يَعْبَؤُاْ بِكُمْ رَبِّي لَوْلَا دُعَاؤُكُمْ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُونُ لِزَامًا
Elmalılı (Resulüm!) De ki: "Rabbim size ne kıymet verir duanız olmasa? (Ey inkârcılar! Size bildirdiklerini) kesinkes yalan saydınız; o halde azab yakanızı bırakmayacaktır!
Y. AliSay (to the Rejecters): "My Lord is not uneasy because of you if ye call not on Him: But ye have indeed rejected (Him), and soon will come the inevitable (punishment)!"
 Words|
10.
[26:12]
ḳâle rabbi innî eḫâfü ey yükeẕẕibûn.قال رب إني أخاف أن يكذبون
قَالَ رَبِّ إِنِّي أَخَافُ أَن يُكَذِّبُونِ
Elmalılı (Musa) şöyle seslendi: "Ya Rab! Doğrusu ben korkarım ki beni yalancı sayarlar."
Y. AliHe said: "O my Lord! I do fear that they will charge me with falsehood:
 Words|
11.
[26:15]
ḳâle kellâ. feẕhebâ biâyâtinâ innâ me`aküm müstemi`ûn.قال كلا فاذهبا بآياتنا إنا معكم مستمعون
قَالَ كَلَّا فَاذْهَبَا بِآيَاتِنَا إِنَّا مَعَكُم مُّسْتَمِعُونَ
Elmalılı (Allah): "Hayır hayır" buyurdu, "haydi ikiniz âyetlerimizle (mucizelerimizle) gidin. Şüphesiz ki, biz sizinle beraberiz. (Onları) işitiyoruz."
Y. AliAllah said: "By no means! proceed then, both of you, with Our Signs; We are with you, and will listen (to your call).
 Words|
12.
[26:16]
fe'tiyâ fir`avne feḳûlâ innâ rasûlü rabbi-l`âlemîn.فأتيا فرعون فقولا إنا رسول رب العالمين
فَأْتِيَا فِرْعَوْنَ فَقُولَا إِنَّا رَسُولُ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Elmalılı "Haydin Firavun'a gidin de deyin ki: İnan biz, âlemlerin Rabbinin elçisiyiz.
Y. Ali"So go forth, both of you, to Pharaoh, and say: 'We have been sent by the Lord and Cherisher of the worlds;
 Words|
13.
[26:18]
ḳâle elem nürabbike fînâ velîdev velebiŝte fînâ min `umürike sinîn.قال ألم نربك فينا وليدا ولبثت فينا من عمرك سنين
قَالَ أَلَمْ نُرَبِّكَ فِينَا وَلِيدًا وَلَبِثْتَ فِينَا مِنْ عُمُرِكَ سِنِينَ
Elmalılı "Â, dedi, biz seni çocukken himayemize alıp büyütmedik mi? Hayatının bir çok yıllarını aramızda geçirmedin mi?"
Y. Ali(Pharaoh) said: "Did we not cherish thee as a child among us, and didst thou not stay in our midst many years of thy life?
 Words|
14.
[26:20]
ḳâle fe`altühâ iẕev veenâ mine-ḍḍâllîn.قال فعلتها إذا وأنا من الضالين
قَالَ فَعَلْتُهَا إِذًا وَأَنَا مِنَ الضَّالِّينَ
Elmalılı Musa, "Ben, dedi, o işi o anda yaptım ki şaşkınlardandım."
Y. AliMoses said: "I did it then, when I was in error.
 Words|
15.
[26:23]
ḳâle fir`avnü vemâ rabbü-l`âlemîn.قال فرعون وما رب العالمين
قَالَ فِرْعَوْنُ وَمَا رَبُّ الْعَالَمِينَ
Elmalılı Firavun şöyle dedi: "Âlemlerin Rabbi dediğin nedir ki?"
Y. AliPharaoh said: "And what is the 'Lord and Cherisher of the worlds'?"
 Words|
16.
[26:24]
ḳâle rabbü-ssemâvâti vel'arḍi vemâ beynehümâ. in küntüm mûḳinîn.قال رب السماوات والأرض وما بينهما إن كنتم موقنين
قَالَ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا إن كُنتُم مُّوقِنِينَ
Elmalılı Musa cevap olarak: "Eğer işin gerçeğini düşünüp anlayan kişiler olsanız (itiraf edersiniz ki) O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi'dir."
Y. Ali(Moses) said: "The Lord and Cherisher of the heavens and the earth, and all between,- if ye want to be quite sure."
 Words|
17.
[26:25]
ḳâle limen ḥavlehû elâ testemi`ûn.قال لمن حوله ألا تستمعون
قَالَ لِمَنْ حَوْلَهُ أَلَا تَسْتَمِعُونَ
Elmalılı (Firavun) etrafında bulunanlara: "İşitmiyor musunuz?" dedi.
Y. Ali(Pharaoh) said to those around: "Did ye not listen (to what he says)?"
 Words|
18.
[26:26]
ḳâle rabbüküm verabbü âbâikümü-l'evvelîn.قال ربكم ورب آبائكم الأولين
قَالَ رَبُّكُمْ وَرَبُّ آبَائِكُمُ الْأَوَّلِينَ
Elmalılı Musa dedi ki: "O sizin de Rabbiniz, daha önce ki atalarınızın da Rabbidir."
Y. Ali(Moses) said: "Your Lord and the Lord of your fathers from the beginning!"
 Words|
19.
[26:27]
ḳâle inne rasûlekümü-lleẕî ürsile ileyküm lemecnûn.قال إن رسولكم الذي أرسل إليكم لمجنون
قَالَ إِنَّ رَسُولَكُمُ الَّذِي أُرْسِلَ إِلَيْكُمْ لَمَجْنُونٌ
Elmalılı (Firavun): "Size gönderilen bu elçiniz mutlaka delidir" dedi.
Y. Ali(Pharaoh) said: "Truly your messenger who has been sent to you is a veritable madman!"
 Words|
20.
[26:28]
ḳâle rabbü-lmeşriḳi velmagribi vemâ beynehümâ. in küntüm ta`ḳilûn.قال رب المشرق والمغرب وما بينهما إن كنتم تعقلون
قَالَ رَبُّ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَمَا بَيْنَهُمَا إِن كُنتُمْ تَعْقِلُونَ
Elmalılı Musa devamla şöyle söyledi: "Şayet aklınızı kullansanız (anlarsınız ki), O, doğunun, batının ve ikisinin arasında bulunanların Rabbidir."
Y. Ali(Moses) said: "Lord of the East and the West, and all between! if ye only had sense!"
 Words|
21.
[26:29]
ḳâle leini-tteḫaẕte ilâhen gayrî leec`alenneke mine-lmescûnîn.قال لئن اتخذت إلها غيري لأجعلنك من المسجونين
قَالَ لَئِنِ اتَّخَذْتَ إِلَهًا غَيْرِي لَأَجْعَلَنَّكَ مِنَ الْمَسْجُونِينَ
Elmalılı Firavun: "Benden başkasını ilâh tutarsan, andolsun ki seni zindana kapatılmışlardan ederim" dedi.
Y. Ali(Pharaoh) said: "If thou dost put forward any god other than me, I will certainly put thee in prison!"
 Words|
22.
[26:30]
ḳâle evelev ci'tüke bişey'im mübîn.قال أولو جئتك بشيء مبين
قَالَ أَوَلَوْ جِئْتُكَ بِشَيْءٍ مُّبِينٍ
Elmalılı Musa sordu: "Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?"
Y. Ali(Moses) said: "Even if I showed you something clear (and) convincing?"
 Words|
23.
[26:31]
ḳâle fe'ti bihî in künte mine-ṣṣâdiḳîn.قال فأت به إن كنت من الصادقين
قَالَ فَأْتِ بِهِ إِن كُنتَ مِنَ الصَّادِقِينَ
Elmalılı Firavun: "Haydi getir onu bakayım, doğrulardan isen" dedi.
Y. Ali(Pharaoh) said: "Show it then, if thou tellest the truth!"
 Words|
24.
[26:34]
ḳâle lilmelei ḥavlehû inne hâẕâ lesâḥirun `alîm.قال للملإ حوله إن هذا لساحر عليم
قَالَ لِلْمَلَإِ حَوْلَهُ إِنَّ هَذَا لَسَاحِرٌ عَلِيمٌ
Elmalılı Firavun çevresinde bulunan ileri gelenlere: "Bu dedi, herhalde çok bilgili bir sihirbaz!"
Y. Ali(Pharaoh) said to the Chiefs around him: "This is indeed a sorcerer well-versed:
 Words|
25.
[26:36]
ḳâlû ercih veeḫâhü veb`aŝ fi-lmedâini ḥâşirîn.قالوا أرجه وأخاه وابعث في المدائن حاشرين
قَالُوا أَرْجِهْ وَأَخَاهُ وَابْعَثْ فِي الْمَدَائِنِ حَاشِرِينَ
Elmalılı Dediler ki: "Bunu ve kardeşini eğle, şehirlere de toplayıcılar gönder."
Y. AliThey said: "Keep him and his brother in suspense (for a while), and dispatch to the Cities heralds to collect-
 Words|
26.
[26:39]
veḳîle linnâsi hel entüm müctemi`ûn.وقيل للناس هل أنتم مجتمعون
وَقِيلَ لِلنَّاسِ هَلْ أَنتُم مُّجْتَمِعُونَ
Elmalılı Halka, "Siz de toplanıyor musunuz? (Haydi çabuk olun)" denildi.
Y. AliAnd the people were told: "Are ye (now) assembled?-
 Words|
27.
[26:41]
felemmâ câe-sseḥaratü ḳâlû lifir`avne einne lenâ leecran in künnâ naḥnü-lgâlibîn.فلما جاء السحرة قالوا لفرعون أئن لنا لأجرا إن كنا نحن الغالبين
فَلَمَّا جَاءَ السَّحَرَةُ قَالُوا لِفِرْعَوْنَ أَئِنَّ لَنَا لَأَجْرًا إِن كُنَّا نَحْنُ الْغَالِبِينَ
Elmalılı Sihirbazlar geldiklerinde Firavun'a "Şayet biz üstün gelirsek, muhakkak bize bir ücret vardır, değil mi?" dediler.
Y. AliSo when the sorcerers arrived, they said to Pharaoh: "Of course - shall we have a (suitable) reward if we win?
 Words|
28.
[26:42]
ḳâle ne`am veinneküm iẕel lemine-lmüḳarrabîn.قال نعم وإنكم إذا لمن المقربين
قَالَ نَعَمْ وَإِنَّكُمْ إِذًا لَّمِنَ الْمُقَرَّبِينَ
Elmalılı Firavun cevaben: "Evet, o takdirde hiç şüphe etmeyin, gözde kimselerden olacaksınız" dedi.
Y. AliHe said: "Yea, (and more),- for ye shall in that case be (raised to posts) nearest (to my person)."
 Words|
29.
[26:43]
ḳâle lehüm mûsâ elḳû mâ entüm mülḳûn.قال لهم موسى ألقوا ما أنتم ملقون
قَالَ لَهُم مُّوسَى أَلْقُوا مَا أَنتُم مُّلْقُونَ
Elmalılı Musa onlara "Atın, ne atacaksanız" dedi.
Y. AliMoses said to them: "Throw ye - that which ye are about to throw!"
 Words|
30.
[26:44]
feelḳav ḥibâlehüm ve`iṣiyyehüm veḳâlû bi`izzeti fir`avne innâ lenaḥnü-lgâlibûn.فألقوا حبالهم وعصيهم وقالوا بعزة فرعون إنا لنحن الغالبون
فَأَلْقَوْا حِبَالَهُمْ وَعِصِيَّهُمْ وَقَالُوا بِعِزَّةِ فِرْعَوْنَ إِنَّا لَنَحْنُ الْغَالِبُونَ
Elmalılı Bunun üzerine iplerini ve değneklerini attılar ve "Firavun'un kudreti hakkı için şüphesiz elbette bizler galip geleceğiz" dediler.
Y. AliSo they threw their ropes and their rods, and said: "By the might of Pharaoh, it is we who will certainly win!"
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17